Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Erdoğan: (2)

Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Erdoğan: (2)

11 Yıl Önce Güncellendi

2014-07-21 20:03:09

Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Erdoğan: (2)
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Ortadoğu'da, kardeşleri Şii ve Sünni diye ayırıp birbirlerine düşürmek isteyenler, bu kirli oyunu Türkiye'de de oynamak istediler. Zaman zaman da bu oyunu ısıtıp, Türkiye'de servis etmek derdindeler. Allah'a sonsuz kere hamdolsun ki Türkiye, kurulan onca tuzağa rağmen bu nifak tuzağına düşmemiştir, Allah'ın izniyle de düşmeyecektir. Alevi ve Sünniler birlerinin yegane hamileridir" dedi.

Başbakan Erdoğan, Ankara Palas'ta, bazı Sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile kanaat önderlerine iftar verdi.

Erdoğan, yemekte yaptığı konuşmada, Ortadoğu'da Şii ve Sünniler üzerinden oynanan oyunlara ve kurulan tuzaklara dikkati çekti.

Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

"Ortadoğu'da kardeşleri Şii ve Sünni diye ayırıp birbirlerine düşürmek isteyenler, bu kirli oyunu Türkiye'de de oynamak istediler. Zaman zaman da bu oyunu ısıtıp, Türkiye'de servis etmek derdindeler. Allah'a sonsuz kere hamdolsun ki Türkiye, kurulan onca tuzağa rağmen bu nifak tuzağına düşmemiştir, Allah'ın izniyle de düşmeyecektir. Alevi ve Sünniler birlerinin yegane hamileridir. Alevi ve Sünniler, Selçuklu devletinin, Osmanlı cihan devletinin, Türkiye Cumhuriyeti devletinin hem mimarlarıdır hem de eşit asli unsurlarıdır. Son bin yıla baktığımızda Alevi ve Sünniler arasındaki farkları değil ortak eserlerimizi görürüz. Bin yıldır ne başardıysak birlikte başardık. Bin yıldır bütün sevinçlerimizi birlikte yaşadık. Bin yıldır bütün sorunları bütün badireleri birlikte aştık. Vatanımız için birlikte savaştık, istiklalimiz için birlikte mücadele ettik. Devletlerimizi hep birlikte inşa ettik, birlikte imar ettik. Aynı köy içinde, aynı mahalle, aynı semt, daha ileri gidiyorum, aynı apartman içinde birbirimize komşu olarak, birbirimize dost olarak kardeş olarak yaşadık."

-"Bu devletin ve bu toprağın eşit unsurlarıyız"-

"Ben bir apartman içerisinde, Alevi komşularımla daire komşularımla beraber aynı sofrada yemekler yedim" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Öyle yetiştik, öyle gördük. Anacağım Alevi komşularımın elbiselerini dikerdi, mektepli değildi anacığım ama iyi yetişmişti. Hem ucuz dikerdi, hem de onların o arzularını seri olarak yerine getirirdi. Bir tas çorbayı paylaşırken hiç kimse komşusunun Alevi mi, Sünni mi olduğuna bakmadı. Somun ekmeğini bölüşürken hiç kimse komşusunun yaşam tarzına, mezhebine inancına bakmadı. Hepimiz Türkiye Cumhuriyeti devleti vatandaşlarıyız. Bu devletin ve bu toprağın eşit unsurlarıyız. Her zaman söyledim, Ahmet Yesevi'yi bu topraklardan söküp attığınızda geriye inanın hiçbir şey kalmaz. Mevlana'yı bu topraklardan sildiğinizde geriye bir şey kalmaz. Hacı Bektaşi Veli'yi, Hacı Bayram Veli'yi, Yunus Emre'yi, Pir Sultan Abdal'ı, Fuzuli'yi Mehmet Akif'i unuttuğunuzda geriye vatan kalmaz, geriye toprak kalmaz. Biz ne Hacı Bektaşi Veli'yi ne de Mevlana'yı mensup oldukları mezheplerle değil geriye bıraktıkları eserlerle beğeniriz. Onlar bize hep kardeşliği anlattılar. Onlar bize hep dayanışmayı kaynaşmayı anlattılar. Onlar farklı kelimelerle de olsa bize bir olmayı, iri olmayı, diri olmayı tavsiye ettiler. Allah'ın izniyle biz ne onları ne de onların tavsiyelerini unutan, onların eserlerine sırt çeviren bir millet olmayacağız."

-"Kardeşliğin örselenmesine müsaade etmeyeceğiz"-

"Bin yıllık kardeşliğin örselenmesine, yaralanmasına, zayıflatılmasına inşallah hiçbir zaman müsaade etmeyeceğiz" ifadesini kullanan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ortadoğu'ya saçılmak istenen kanlı nifak tohumlarının, Türkiye'ye sıçramasına asırlardır olduğu gibi bugün de hep birlikte izin vermeyeceğiz. Sevgili kardeşlerim, sevgili canlar, bu ülkede, her ne yaşandıysa hep birlikte yaşadık. Biraz önce de söyledim, zalim, zulüm işlerken ayrım yapmaz. Mazlumlar arasında ayrıma gitmez. Bu ülkede Kürtler hangi acıyı yaşadıysa farklı şekillerde Türkler de diğer etnik kökenler de aynı acıyı yaşadılar. Aleviler hangi acıyı yaşadılarsa Sünniler de farklı şeklilerde aynı acıyı yaşadılar. Azınlıklara yönelik baskı farklı tonlarda, farklı tarzlarda çoğunluğa da reva görüldü. On yıllarca devlet, vatandaşlar arasında makbul ve makbul olmayan ayrımı yaptı. Devlet kendisi gibi düşünenlere birinci sınıf muamelesi yaparken kendisi gibi düşünmeyenler, inancına, mezhebine, etnik kökenine bakmaksızın zulmetti, eza çektirdi, cefa çektirdi."

-"Eğer elimizde bir sihirli değnek olsaydı..."-

Başbakan Erdoğan, kendi dünyasına kapanan, başkalarının acılarına kulak tıkayan, göz yuman bir hareket ve bir parti olmadıklarına vurgu yaparak şöyle konuştu:

"Devlet nazarında her zaman horlandık, her zaman ayrımcılığa tabi tutulduk. Ama altını çizerek ifade ediyorum: hiçbir zaman tek olduğumuza inanmadık. Bize yapılan zulümlerin başkalarına da yapıldığını aklımızdan hiçbir zaman çıkarmadık. Bize yapılan zulümlerin farklı tonlarda farklı metotlarla Kürtlere, diğer etnik gruplara, Alevilere, azınlıklara, farklı fikir ve ideolojilere yapıldığını asla gözardı etmedik. Bundan 13 yıl önce, AK Parti'yi kurduğumuzda sadece kendi yaralarımızı iyileştirmeyi değil toplumdaki tüm ezilmişlerin, ötelenmiş, ayrıma tabi tutulmuşların, inkar edilmişlerin yaralarını iyileştirmeyi kendimize gaye edindik. Kardeşlerim, her zaman ifade ediyorum: eğer elimizde bir sihirli değnek olsaydı, iktidar görevine geldiğimiz anda Türkiye'deki tüm zulümleri, ayrımcılığı, haksızlığı bir anda silip atardık. Ama elimizde bir sihirli değnek yok. Üstelik de önümüze nice engeller çıkardılar. Attığımız her adımda engellerle karşılaştık. Yapmak istediğimiz her reform engellenmek istendi. Demokrasiye, insan haklarına, ifade özgürlüğüne, ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına yönelik her adımımız, tahriklerle komplolarla tuzaklarla engellenmek istendi. Bir yandan reform mücadelesi verdik bir yandan çetelere karşı mücadele verdik. Bir yandan demokrasi mücadelesi verdik, bir yandan darbelere ve vesayet sistemine karşı mücadele verdik. Bir yandan değişimi gerçekleştirmek istedik. Bir yandan da karşımızda değişime karşı direnen statükoya karşı mücadele verdik."

Erdoğan, Dersim katliamını gündeme taşıyan, Dersim katliamından dolayı Dersimli'lerden özür dileme cesaretini gösteren kişinin kendisi olduğuna işaret ederek şunları belirtti:

"Devlette süreklilik esastır anlayışından hareketle bir başbakan olarak ben bunu ifade ettim. Fakat anamuhalefetin genel başkanı kalkıp da bu özrü dileyemedi. Çünkü bu katliamın yapıldığı dönemde bildiğiniz gibi o zaman bu işin başında Cumhuriyet Halk Partisi vardı ve bugüne kadar da hala ağzına alamamıştır. Bakın ilki 3-4 Haziran 2009'da olmak üzere 7 tane Alevi çalıştayı gerçekleştirdik. Devletin Alevi vatandaşlarımıza ilişkin tarihsel hafızasını, bu çalıştaylarda gözden geçirdik. Hatta bu hafızayı yeniden oluşturduk. 300'ü aşkın temsilcinin katıldığı bu çalıştaylar, ilk kez devlet ile Alevi vatandaşlarımızı bir masa etrafında topladık. İlk kez sorunların bu kadar açıklıkla ele alınmasını sağladık."

-"Cumhuriyet tarihimizde ilk kez atılan adımlardır"-

Erdoğan, söz konusu çalıştayların somut bir neticesi olarak ders kitaplarında Alevilikle ilgili bölümlerin yeniden yazılmasını temin ettiklerini bildirerek şunları söyledi:

"Dikkatinizi çekiyorum, bu adımlar cumhuriyet tarihimizde ilk kez atılan adımlardır. İlk kez devlet ve ilk kez bir hükümet Alevilerin sorunlarını çözmek için ortaya böyle samimi bir gayret koymuştur. 12 yıl öncesine kadar Türkiye'de Alevi kimliğini, Alevi kültürünü dile getirebilmek bile cesaret istiyordu. Biz tüm engelleri kaldırdık. Herkesin kendi kimliğini ifade etmesinin, kendi kültürünü, kendi yaşam tarzını muhafaza etmesinin önünü biz açtık. Sevgili canlar, elbette Alevi kardeşlerimiz için dikensiz bir gül bahçesi oluşturduğumuz iddiasında değiliz. Sadece Alevi kardeşlerimizin değil, Sünni, Türk, Kürt, azınlık tüm diğer kesimler için de hala geçmişten gelen sorunlar var. Bu sorunları samimiyetle kabul ediyoruz. Ama biz bir şeye inanıyoruz, hiçbir sorun çözümsüz değildir."

-"Alevi vatandaşlarımıza bir kimlik dayatma peşinde olmadık"-

"Türkiye, emin adımlarla geleceğe ilerlerken, her alanda standartlarını üst seviyelere yükseltirken, Alevi vatandaşlarının dertlerinin çözümsüz kalmasının söz konusu bile olmadığını" ifade eden Erdoğan, şöyle dedi:

"Biz Alevi vatandaşlarımıza bir kimlik dayatma peşinde olmadık ve bugün de bunun peşinde değiliz. Alevi vatandaşlarımızı tanımlamak, belli kalıpların içine sokmak gibi bir gayemiz yok ve olamaz. Biz her meselenin istişareyle danışarak konuşarak çözüleceğine yürekten inanıyor, bu inancımızı muhafaza ediyor ve geleceğe de bu inançla yürüyoruz."

(Sürecek)

SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara