Bakan Kılıç, AK Parti Samsun İl Başkanlığı'nın Atakum Kültür ve Sanat Merkezinde düzenlediği 54'üncü İl Danışma Meclisi toplantısına katıldı.
Toplantıda konuşan Kılıç, Samsun'un memleketi olmasından gurur duyduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dün yaptığı Ordu mitingin ardından kendisiyle uçakta görüştüğünü dile getiren Bakan Kılıç, "Sayın Başbakanımıza Samsun'da 54. İl Danışma Meclisi toplantısına katılacağımızı söyledim. O da üzerime bir emanet yükledi. Bende bunları sizinle paylaşmak istiyorum. Başbakanımız, genel başkanımız, cumhurbaşkanı adayımız sizlere çok selamı var. Özellikle size şunu hatırlatmamı istedi, 'Samsunlu hemşehrilerim bize 5 Temmuz günü Samsun'dan yola çıkışımızın altındaki manayı biliyorlar ve inanıyorum Samsun'dan başladığımız yolda bugüne kadar olduğu gibi 10 Ağustos'ta bize en büyük desteği verecekler' sözlerini söyledikten sonra Samsun'dan uçağa binerek Ankara gitti. Ben bu düşüncülerle 2010 referandumunda ulaştığımız yüzde 67'ın üzerine çıkacağımıza inanıyorum cumhurbaşkanlığı seçiminde. Bunu başarmak için gece gündüz çalışmaya varız dimi. Yeni Türkiye'nin destanı da yazılmaya Samsun'dan başlandı ve başlanmıştır. Bu şekilde devam edecektir" diye konuştu.
- İsrail'in Gazze'ye saldırısı
İslam dünyasının çok zorlu bir dönemden geçtiğine işaret eden Bakan Kılıç, "Komşu ülkelerimizin içinde sıkıntılar ama en son Gazze'de yaşanan zulümden dolayı gerçekten yüreklerimiz buruk vaziyette, içimiz sızlıyor. Televizyonlardan aldığımız ölüm haberleri bizi kahrediyor. Bu kadar büyük bir zulüm yaşanırken, bu kadar büyük vahşet yaşanırken, o sahildeki çocukların fotoğrafları gerçekten katlanılması zor kareler. İnsanın vicdanını yüreğini zorlayan fotoğraflar. Bunların yaşandığı dünyanın içindeki sessizlik hepimizin gerçekten şaşkınlarla takip ettiği bir durum haline geldi. Şu anda Filistin'de sadece kadınlar, çocuklar, yaşlılar ölmüyor insanlık ölüyor. Filistin'de bu katliama dur diyemeyenler bu katliama ortak oluyor. Genel Başkanımız ve Başbakanımız ilk günden itibaren buradaki sıkıntıları, Gazze'deki, Filistin'deki mazlum kardeşlerimizin ölmemesi için bütün dünyaya onların sesini haykırdı" şeklinde konuştu.
Gazze'deki zulmün durması için seslerini yükselttiklerini dile getiren Bakan Kılıç, şöyle konuştu:
"Bizlerde AK Parti davası ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmanın gücüyle, gururuyla buradaki bütün zulmün, buradaki çiftte standarttın, buradaki insanlık dışı muamelelerin hemen durması için, bir an önce durması için sesimizi yükseltiyoruz. Ümit ediyorum ki, en kısa süre içinde Gazze ve Filistin'deki kardeşlerimizde en azından bir huzur ortamında ulaşabilirler. Ölümlerin sayısı 300'ü aştı, bugün sadece 40 kişinin öldüğünü biliyorum. 400'e yakın bir ölümle karşı karşıyayız. Tabi bütün bunların içinde bizim İslam dünyası içindeki devletlerinde duruşuna bir bakmamız gerekiyor. Onların da sesini yükseltmesi gerekiyor. Ama yeterince yükseltiyorlar mı? ben bunun takdirini halkımıza bırakıyorum. Birleşmiş Milletler, kuruluş amacının insan hakkını korumak olduğunu gayet iyi biliyor, ama insan hakkını korumak için ne yapıyor?. Artık medeni olduklarını söyleyen ülkeler seslerini çoktan yükseltmeleri gelmiştir ve geçmiştir."
Her zaman barıştan ve huzurdan yana olduklarını ifade eden Kılıç, "Bizler dünya mazlumlarının acısını hisseden ve duyuran bir genel başkanın ve başbakanın arkasında yürüdüğümüz için gururluyuz. Ama artık bu acıların dinmesi, bu acıların dünya tarafından batı tarafından görülmesi, İslam alemi tarafından insanım diyen herkesin tarafından görülmesi ve dindirilmesi için çalışılmaya başlanılması gereken zamandır" dedi.
- 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimleri
10 Ağustos'ta Türkiye Cumhuriyeti halkının ilk kez kendi cumhurbaşkanını seçeceğini kaydeden Kılıç, konuşmasına şöyle devam etti:
"AK Parti'nin ve bizlerin adayı genel başkanımız ve başbakanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. İnanıyorum ki 10 Ağustos akşamı sandıklar açıldığı zaman ilk turda mutluluğu ve sevinci yaşayacağız. Biz buna inanıyoruz. Ama rehavete kapılmayacağız. Hiç bir şekilde rehavete kapılmadan 10 Ağustos'a kadar çalışacağız. 17 Aralık 25 Aralık süreçlerinden sonra ortaya çıkan bir takım belgelerde Başbakanımız adı dönemin başbakanı olarak geçiyor. Bu ne demektir çoktan süreç hazırlanmış eğer biz genel başkanımızın arkasında dik durmasaydık süreç hazırlanmıştı. Uydurma süreçlerin sonu acabaya nereye gidecekti. Bunları çok iyi düşünmemiz gerekiyor. Ben inanıyorum ki 30 martta 'ben başbakanıma sahip çıkıyorum' diyen milletimiz 10 Ağustos'ta Tayyip Erdoğan'ı cumhurbaşkanı seçecek. Bizim nezdimizde 10 Ağustos'taki seçimin sonucu belli. Ama rehavet yok. Kesinlikle rehavete kapılmayacağız, çalışacağız, koşacağız, hatta biraz daha üstüne katacağız. Çünkü gecesini gündüzüne katıp bu ülke için, bu millet için, partisi ve davası için koşan genel başkanımızın bizden destek noktasında beklentisi bu. Biz de bunu gerçekleştireceğiz."