Bitlis'in Tatvan ilçesinde Medrese Alimleri Vakfınca (MEDAV) Kardelen Otel'de düzenlenen iftar yemeğine katılan Başbakan Yardımcısı İşler, mübarek bir günde bir araya gelmenin mutluluğunu yaşadıklarını ancak mübarek bir günde bu mutluluğa gölge düşüren acı olayların yaşandığını belirtti.
İşler, son iki haftadan bu yana Filistin ve Gazze'de İsrail bombardımanı altında Filistinli masum çocukların, kundaktaki bebeklerin, hanımların, yaşlıların ve mazlum insanların can verdiğini bildirerek, şöyle konuştu:
"Suriye ve Irak'ta da kan akmaya devam ediyor. Bugün de haberlere baktığımızda, hiç iyi haberlerle karşılaşmıyoruz. İsrail, özellikle mübarek ramazan ayında orada yaşayan Filistinli kardeşlerimize son yıllarda acılar çektiriyor. Onları çeşitli sebeplerle öldürüyor. Bugün de yine bir katliama imza attı. Fakat bizler tarafından üzücü olan, İslam dünyasının özellikle Müslüman ülkelerin hükümetlerinin bu olaylara sessiz kalmasıdır. Bu da bizi üzmektedir. Müslüman ülkelerde yaşayan halklar cuma namazından sonra protestolarını yapıyor ve tepkilerini ortaya koyuyor. Ama maalesef hükümetlerden doğru düzgün bir ses çıkmıyor.
Hükümet olarak biz sesimizi çok yüksek çıkarıyoruz. Sesimizi yüksek çıkarıyoruz diye bizi eleştirenlere de itibar etmiyoruz ve etmeyeceğiz. Bizim öteden beri bir geleneğimiz var. Sürekli mazlumların yanında durmuşuz. Zalimlere karşı olmuşuz. Bu geleneğimizi burada da sürdürüyoruz. Bundan dolayı masum Suriye'nin yanında olduk, zalim Esed rejimine karşı olduk. Burada da zalim İsrail'e karşı tavrımızı net bir şekilde ortaya koyuyoruz. İsrail'i bu katliam ve soykırımından dolayı kınıyoruz ve lanetliyoruz. Rabbimden dua ediyoruz. Allah Filistinli kardeşlerimizin yardımcısı olsun. Bütün batı dünyası, Amerika ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi dahi İsrail'i kınama ve 'dur' deme yönünde bir adım atmadı. Bundan dolayı İsrail şımardıkça şımarıyor."
-Çözüm süreci
Terör olayları nedeniyle ülkenin 30 yıl boyunca acı çektiğini ve bu topraklarda çok can kaybedildiğini anlatan İşler, 40 bine yakın gencin terör nedeniyle hayatını kaybettiğini dile getirdi.
İşler, ülke olarak uzun yıllar kaybeden taraf olduklarına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Kaybeden ve kazananlar başkalarıydı. Silah tüccarları ve başkaları kazandı. Ama biz hep kaybeden olduk. İktidara gelir gelmez ilk işimiz hemen burada 3 Kasım seçimleri oldu. 2002 yılı 30 Kasım'ında bu bölgedeki en acil talep olan olağanüstü hali derhal kaldırdık. O günden beri yola koyulduk. Ondan sonrada buradaki sorunun adını koyduk. Başbakan'ımız Diyarbakır'da Kürt sorununun, Kürt meselesinin adını koydu. Ret, inkar politikalarına son verdik. Ondan sonrada sizin de çok iyi bildiğiniz adımları teker teker attık."
Kürtçenin okullarda okunur hale geldiğini ve televizyonlarda Kürtçe yayınların yapıldığını anımsatan İşler, Kürtçe propagandaların yapıldığını, yine aynı zamanda Arapça, Zazaca ve başka dillerde de insanların çıkarılan yasalarla artık hür bir şekilde kendi ana dilini rahatlıkla konuştuğunu ifade etti.
Baskılara, zulümlere, ret ve inkara son vererek demokratik açılımlar yaptıklarına işaret eden İşler, son demokratikleşme paketini yakın zamanda gerçekleştirdiklerini ve çok ciddi adımlar atıldığını bildirdi.
İşler, bundan sonrası için el ele ve kol kola vererek yeni Türkiye'yi inşa etmek için gayret göstereceklerini vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bunları 10 yıl önce hayal dahi edemezdiniz. Çok şükür bu adımlar atıldı. Artık bu topraklarda kanın ve göz yaşının durması gerekir dedik. 2009'da Milli Birlik ve Kardeşlik Projesini başlattık. Şimdi de çözüm sürecini başlattık. Onun bir ayağı olan demokratikleşme paketini açıkladık. Çözüm süreciyle ilgili 6 maddelik bir yasa çıkardık. Artık bu topraklarda silahları ilelebet toprağa gönderip, gençler dağa çıkmasın, sorunlara siyaset yoluyla çözüm bulunsun diye bu yasayı çıkardık. İnsanların önünü açtık ve artık herkes istediği şekilde siyasetini yapıp, derdini halka anlatıp, oy alıp seçilirse, meclise gelip hakkını arar, savunur.
Biz çok şükür AK Parti olarak Türkiye'yi ileri demokrasiye kavuşturma vaadinde bulunduk. 2023 hedeflerini açıkladık. Bu hedefler arasında Türkiye ileri demokrasiler seviyesine ulaşacak. İnşallah her bir vatandaşımız kendisini birinci sınıf vatandaş hissedecek. Hiç kimse bundan sonra kendisini ötekileştirilmiş hissetmeyecek."
-Başörtüsü sorunu
İşler, milletin en büyük acısı olan başörtüsü sorununu çözmenin de kendilerine nasip olduğuna değinerek, şöyle devam etti:
"Buna ilave olarak da kamuda başörtüsü sorununu çözerek, bu meseleyi bir daha gündeme getirmemek üzere rafa kaldırmış olduk. Bunun dışında her zaman bir ihtilal olduğunda hep imam hatiplerle ve Kur'an kurslarıyla uğraşılırdı. Bunlara artık bir yerde son verdik. En önemlisi yeni eğitim sistemiyle beşinci sınıftan itibaren imam hatiplerin önünü açtık ve Kur'an-ı Kerim'i seçmeli ders olarak okullarımıza koyduk. Böylece bütün ülke genelinde bir normalleşmeyi de sağlamış olduk. Artık bütün bunların sonucu olarak bu ülkede huzur, barış ve kardeşlik hakim olmalı diyoruz. Aramıza ayrılık tohumları ekenlerin, artık o fırsatlarını tamamen toprağın altına gömdük. Artık onlar o topraklarda ve İnşallah çıkamayacak."
-Cumhurbaşkanlığı seçimi
Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin de açıklamalarda bulunan İşler, "Bu seçimde de bir bakıyorsunuz bir taraftan yeni Türkiye'yi temsil eden Başbakan'ımız cumhurbaşkanlığına aday oldu. Diğer taraftan ise çatı adayı adı altında statükonun savunucusu ve eski Türkiye taraftarlarının adayları olarak bir zatı karşısına çıkardılar. Bir de üçüncü aday var. Gerçekten adaylara baktığımız zaman dünya ölçeğinde bir lider ve siyaset adamı olan Sayın Başbakan'ımız, halkın seçeceği ilk cumhurbaşkanı olmaya en layık ve en yakışan insan olarak karşımızda durmakta. İnşallah sizlerin de desteği ve duasıyla 10 Ağustos'ta cumhurbaşkanımızı seçmiş olacağız ve milletimiz ilk defa doğrudan cumhurbaşkanını kendisi seçmiş olacak" diye konuştu.
Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle ilgili değişikliğin yapılmaması durumunda birtakım dayatmalarla karşı karşıya kalınacağına dikkati çeken İşler, Türkiye'nin sürekli normalleştiğini ve bundan sonra bu ülkede milletin dediğinin olacağını kaydetti.
İşler, kararın, sözün ve yetkinin bundan böyle millette olacağını, milletin kararını sandıkta ifade ederek ortaya koyacağını dile getirerek, konuşmasını şöyle tamamladı:
"İnşallah böylece güçlü ve zengin Türkiye'yi el birliğiyle inşa edeceğiz. Etrafımız kan gölü gibi ve her yerde ateş var. O mazlum ve gariban insanların hepsinin gözü Türkiye'de. Bizim onlara dostluk elimizi uzatmamız için bir olmamız ve beraber olmamız lazım. Daha fazla zengin olmamız lazım. Bütün bu mazlum coğrafyalarla sadece insanlık bakış açısıyla, insanlık penceresinden ilgilenmemiz lazım. Bizler İslam coğrafyası olarak 20. yüzyılın kaybedeniyiz. Ama şu an 21. yüzyılda sadece Türkiye 21. yüzyılın son 14 yıldır kazananı durumunda. Biz bencillik yapıp, 'kazanalım başkaları ne olursa olsun' demiyoruz. İstiyoruz ki bütün dost ve kardeş ülkelerle birlikte kazanalım. Onun için elimizi uzatıyoruz. Herkesle çok iyi siyasi ve ticari ilişkiler geliştirdik. İnşallah bu bölgedeki yangın durduğunda Allah nasip ederse göreceksiniz, her şey daha güzel olacak. Dostluk ile kardeşlik elini bütün kardeşlerimize uzatacağız. Onların da 21. yüzyılın kazananı olması için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Bunun için elimizden geleni yapacağız."
İşler, daha sonra MEDAV tarafından düzenlenen ve basına kapalı yapılan "Çözüm Süreci" konulu çalıştaya katıldı.