Dolar

32,5530

Euro

34,9365

Altın

2.443,22

Bist

9.716,77

Mustafa Barzani’ye karşı, Irak, Türkiye, İngilizlerin İttifakı

Türkiye bugün Irak Kürdistan Bölgesi ile çok yakın ilişkiler sürdürmektedir. Geçmiş dönemde ne yazık ki ulus devlet üzerinden geliştirilen ilişkiler yanlış olarak kodlanmış ve bu kodlanma yeni yeni normal akışına gelmiştir.

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-05-03 14:39:30

Mustafa Barzani’ye karşı, Irak, Türkiye, İngilizlerin İttifakı


TIMETURK / Remzi Peşeng

Önce Ağrı direnişi arkasından Dersime yapılan operasyon sonrası Kuzey Kurdistan   ulusal mücadelenin dışına itilti, tüm dini ve siyasi liderlerin şehid edildiği, asılmış, kurşuna dizilmiş,Kürt kadroların, aydınlarında sistematik olarak işkencede geçirilmiş, Kuzey Kurdistan adeta ölüm uykusuna yatırılmak istenmiştir.
 
 Güneyde ise İngilizler Kurdistan da her hangi bir olay çıkmasını engelleme kaygısı Haziran 1944 de Nuri Said hükümetinin Kurdistan krizi yüzünden istifasıyla yeniden ortaya çıkıyor.
 
Seyda Mustafa Barzani, Muhammed Ağa Zibari’nin kızı ile evlenmişti. Böylece Kürt ittifakını geliştiriyor ve İran sınırına kadar genişliyor. İran Kürtlerinin de desteğini almaya çalışıyor. 
 
Durum öyle bir hal alıyor ki Binbaşı Kinch elçiliğe,  Zibar bölgesinden geri kalan memurların da çekilmesini öneriyor ve elçilik” Şimdilik Kurdistan da her hangi bir karışıklık çıkmaması  çıkarımız gereğidir.” ( Büyük Elçi Stonehewer Bird’in not defteriden ) Süreç içerisinde Kurdistanda kısmi bir ateşkes hakim oluyor. Hükümet kuvvetleri çekiliyor ve Kurdistan pratik olarak kısmi bir özerktir. Seyda Mustafa Barzani Kurdistan’ın şefi oluyor.
 
1945 Nisan ayında Cornwallis’in yerine yeni bir elçi Stonehewer Bird atanıyor. Cornwallis Barzaniye yazdığı veda mektubunda, Irak hükümetinin parlementoya bir af yasa teklifini sunacağını hatırlatıyor.
 
10 Nisan 1945 te af yasası kabul ediliyor, ama bu yasa içi boş denecek kadar basit bir yasa idi hiçbir hukuki yani yoktu. Yeni elçi İngilizlerin, Kürtlere karşı tavrından Irak hükümetine verdiği notta “İngiliz subaylar liderlik peşinde koşan Kürtleri dinlemeyecektir ve Kürtler farklı bir azınlık olarak kabul edilmeyecek, sadece Irak tabiiyeti olacaktır” demektedir. 8 Ağustos 1945’te Irak bakanlar kurulu Barzan bölgesinin “En kısa zamanda askeri olarak işgal edilmesini ve canilerin tutuklanmasına karar verir.”
 
İngiliz askeri Şefi General Renton, Irak hükümetine, her türlü vakitsiz girişimden sakınmasının ve muhtemel bir saldırıya geçmeden önce yoların yapılması ve geçiş yerlerin tutulması ve saldırının iyi planlanmasını en erkende 15 eylül’e kadar zaman gerektiği konusunda uyarır.
 
 Fakat Irak hükümeti iki veya üç hafta içinde Barzan bölgesini ele geçirmeye kararlı oldukları görünüyordu. Ve İngilizler 16 Ağustos 1945’te bir İngiliz sorumlu Başbakana bu savaşa İngilizlere mensup unsurların katılmasını istemediğini bildirmektedir.  Türkiye ise, İngiliz, Irak, Türkiye, Sadabad  paktının 8. maddesi gereği Seyda Mustafa Barzani’nin Türkiye sınırlarına girebilme olasılığından tüm sınırları kapatma kararı alır.
 
Aslında Operasyon Sadabad paktının anlaşmasına göre bu 3 devlet tarafından yapılacaktı. Fakat operasyon sadece Irak tarafından yapılacağı ve Türkler ise sınırı kapatarak sıkıştırma fonksiyonunu üstlendi. Seyda Mustafa Barzan’yi Irak sınırlarında haps edecek, Irak ise tüm askeri gücü ile operasyon düzenleyecekti.
 
 Belge Türk Dış işleri Bakanı Hasan Saka ( Hasan Hüsnü Saka ) tarafından Başbakanlığa gönderilmiştir.
 
Belge dikkatli okunduğunda birçok sonuç elde edilmektedir.
 
1- Kürt Milliyetçiliğine karşı, “Uluslararası güçlerin ittifak ettiği görmekteyiz”
Tarihsel dönemde, Şeyh Ubeydullah Nehri ya karşı, “Osmanlı, İran, Rusya”ittifak etmişti.  Güney Kurdistan ve Barzanilere aleyhine 250 cıvarında anlaşma söz konusudur. Belgede bu anlaşmaların bir uzantısıdır.
 
2 – Barzani direnişi Belgedeki kendi ifadesiyle “ Hiçbir ecnebi güce dayanmamaktadır
 
Halbuki, devletin resmi ve sivil kurumlarının söylemi ise ısrarla şunu dile getiriyorlardı
 
Sağcı faşistlere göre  “Türk düşmanı batı” gelişen ve büyüyen Türkiye’yi zayıflatmak için Kürtleri emellerine alet etmektedir. 
 
İslamcılar ise “Hıristiyan batının İslam ümmetini ve onun en güçlü temsilcisi olan Türkiye’yi  “Milliyetçilik” illeti ile bölme oyununu dillendirmektedirler.
 
Sol kesim ise aynı şeyi farklı bir terminolojiyle yinelemektedir. Bu kez sorunu Emperyalizmin Türkiye’yi bölerek güçsüz düşürme oyununa indirgemektedir.
 
3- Türkiye,Irak ve İngiltere ilişkisi “Stratejik” olduğu zira Cumhuriyetin ilk yıllarında Şeyh Ahmed Barzani’ye karşı olan ittifakın Belgelerinde bu teyit etmektedir.
 
İşte o belgelerden bir alıntı: Hükümet yetkilileri Şeyh Nureddin Berivkani’den yardım istediler. Bölgeye gidip Şeyh Ahmed Barzani ile görüşmesini, Barzana dönme bölgedeki diğer aşiretler gibi hükümete bağlılığını bildirme hususunda ikna etmesi istedi. Şeyh Ahmed İngilizlere hiçbir zaman güvenmediğini ve bu şartları kabul etmesinin mümkün olmadığını söyler.
 
Şeyh Nureddin: Kalbimiz ve gönlümüz sizinle beraberdir, Şeyh Hazretleri. Fakat anlamakta zorluk çekiyorum, Yerkürenin yarısı sömüren Britanya hükümetine karşı nasıl direnebiliriz! Bizi yok ederler, ortadan kaldırırlari şu halde realiteyi kabul edelim ve Allahın dileğini bekleyelim.
 
Şeyh Ahmed Barzani’nin yanıtı: Bu onu verici duygularınızdan dolayı size teşekkür ederim. Niyetinizin samimiyetinden ve doğruluğunuzdan kuşku duymuyorum. Biz geri dönüşü kabul etsek, silahlarımızı bırakıp işlerimize baksak bile, İngilizler hiçbir zaman bunlarla yetinmez. Onlar bizim haklarımızın, bize ait gör,şlerimiizn olmamasını istiyorlar. Onlar bizim topraklarımızı gasb etmişlerdir. Ve bizim dinimizin düşmanlarıdırlar. Bizim gibi küçük bir aşiretin Britanya kuvvetlerine direnmesinin, onları ezmesinin mümkün olmadığını çok iyi biliyorum. Fakat hayat onurlu bir duruştan İbarettir.
 
Ben Allah’ı ve vicdanımı hoşnut etmek istiyorum. Benim için önemli olan, tarihin cılız imkanlarımıza rağmen İngiliz emperyalizmine ve onun işbirlikçilerine karşı savaştığımızı kaydedecek olmasıdır.  İngilizler köylerimizi ateşe verebilirler, yerle bir edebilirler, bizi yurtlarımızdan söküp atar, öldüre bilirler. Ama hiçbir zaman dostluğumuzu kazanamazlar. Biz ebediyen onların düşmanı olacağız. Kararımız budur ve bundan dolayı da pişman değiliz. Bunu İngilizlere kelime kelime aktarabilirsin.  ( bu belgeleri, Şeyh Abdulaselam,Şey Ahmed ve  Mustafa Barzani hakkında hazırlamış olduğum kitapta okuma imkanınız olacaktır)
 
 
4- O dönemde Kürt ulusal hareketi söz konusu edildiğinde akla Barzani hareketi gelmektedir. Bu harekete karşı Entellektüel çevrelerin gösterdiği yaklaşımlarda “Milliyetçilik” kavramı baş köşeye oturtulmuş, bütün analizler bu konsept etrafında formüle edilmiştir. Kürt toplum yaşamında sanki başka alternatifler varmış gibi, Barzani'nin Milliyetçi karakteri ön plana alınarak te­orik bombardıman altına alınmıştır. Varılan sonuç ise, açıkça söylenmese de,  bölge devletlerinin varlık nedenlerini meşrulaştırmaktan başka bir işlev görmemiştir. Sonuç, Entellektüel terörün Kürtleri baskı altına aldığını gösteren örneklerden biri olarak dikkat çekicidir. Şeyh Abdulselam Barzani, Şeyh Ahmed Barzani ve Seyda Mustafa Barzaniye saldırının tarihsel nedeni de daha iyi anlaşılmaktadır.
 
Mustafa Barzani ve Barzanilerin mücadelesi ulusal bir boyut kazanmıştır. Barzani İngiliz ve Türkiye Emperyalizminin Irak kuvvetlerine verdiği desteğine rağmen zafer kazanmıştır. Barzani Kurdistan’da konumunu pekiştirdi ve eşsiz bir lider olarak mücadelesini geliştirdi. Kürt halkı ona karşı büyük ümitler besledi bu dönemden sonra artık Kurdistan’ın her bölgesindeki Kürt özgürlük hareketinin liderleriyle temas kurmak içinde önünde geniş bir alan açılmış oldu.  Mustafa Barzani 1945 ayaklanmasını yöneten Özgürlük konseyi arasında sürekli ve düzenli bir ilişkide vardı. Gerek Seyda Mustafa Barzani ve diğer Barzaniler kardeşlerinin kendileriyle ilgili ümitlerini boşa çıkarmadılar. 1945 tarihinde İran Kurdistan’ına geldikten sonra geldikten sonra sorumlulukları bir o kadara daha artmıştı.
 
Artık Mustafa Barzani Mehabad Kürt Cumhuriyeti Ordusunun Komutanı, Barzaniler de Kürt Cumhuriyetinin en güçlü destekçileriydi. Cumhuriyeti savunması uğruna önmeli fedakarlıklarda bulundular. Barzani, ulusal ve uluslararası bir rol üstlenmişti. Hareketin ulusallıgı öncesine göre daha kapsamlıydı
 
 
 
 
BELGE:
 
T.C.
Hariciye Vekaleti.
Birinci Daire Umum Müdürlüğü
Şube: 2. Belgenin Tarihi: 16 Ağustos  1945.
Hulasa: Barzan isyanı.
Belge no: 030/ 10 / 259 / 747 / 45
 
Yüksek Başbakanlığına.
 
Bağdat Elçiliğimizden gelen bir yazıda, Irak hükümetinin, Elçiliğimize tevdi eylediği bir nota ile Barzan aşireti reisi Molla Mustafa  ve avenesinin yine isyan etmiş olduklarını bildirerek asilere karşı yakında seri ve cezri askeri harekata başlanacağından ve Zibar kazası ve civarında emniyet ve asayişin muhafazasını sağlamak maksadıyla bazı tedbirlerin alınmasına ihtiyaç görüldüğünden gerek asilerin, gerek o havalide asayişi ihlalden mes’ul tutulan diğer eşhasın Türkiye’ye iltica eylemeleri ihtimaline mebni, Türk-Irak-İngiliz muahedesinin 8. maddesine ve Sadabad paktının maddei mahsusasına dayanarak ve Türkiye ve Irak arasında mevcut iyi komşuluk ve dostluk rabıtalarına güvenerek, takibata uğrayacakların Türkiye’ye iltica etmelerini önlemek için mevzuubahis mıntıkada Türk- Irak hududunun kapatılması zımmında lüzumlu tedbirlerin derhal alınmasını Türkiye’den rica eylediği bildirilmektedir.
 
Irak Dışişleri vezareti, isyan hakkında şu mütemmim malumatı vermiştir. Çıkan İsyan mahiyet itibariyle son Barzan ayaklanmasının aynıdır. Bunda da bir ecnebi parmağı yoktur. İsyan, yine Barzan aşireti tarafından çıkarıldığına ve yalnız bu aşirete münhasır kaldığına göre asilerin miktarı evvelkiler kadar tahmin edilmektedir. Harekat yalnız Irak kuvvetleri tarafından yapılacaktır. Hudutlarımızda  ilticaları önlemek üzere lazım gelen ihtiyat tedbirlerinin ittihazı zımmında  Genelkurmay Başkanlığına ve İçişleri Bakanlığına yazılmıştır. Hududlarımızın isyan mıntıkası karşısına tesadüf eden kısmının kapatılmasını yüksek taviplerine saygılarımla arz ederim.
 
Dış işleri Bakanı.  Hasan Saka.
 
 
Remzî  Pêşeng
 
Twitter: remzipeseng
 

Haber Ara