Dernekten yapılan yazılı açıklamada, Oruç Reis araştırma gemisinin, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler'e (BM) bildirdiği kıta sahanlığı ve TPAO'ya verilen ruhsat sahaları içinde, temmuz ayı için planlanan sismik araştırma faaliyetini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatlarıyla diplomasiye şans tanımak amacıyla ertelediği hatırlatıldı.
Bu iyi niyetin karşılık görmediği, Yunanistan'ın 6 Ağustos'ta Mısır ile uluslararası hukuka aykırı bir anlaşma yaptığı anımsatılan açıklamada, bu anlaşma ile Türkiye ve Libya'nın Doğu Akdeniz'deki kıta sahanlığının ihlal edildiğine dikkat çekildi.
Bu gelişme üzerine Oruç Reis'in, planlanan sismik araştırma faaliyetine yeniden başladığına işaret edilen açıklamada, "Akdeniz'de gerginliği artıran taraf Türkiye değil, Yunanistan'dır. Asırlar boyunca Türk hakimiyetinde bulunan Akdeniz'den ülkemizi dışlamaya çalışmak kimsenin haddine değildir. 'Akdeniz'in tek sahibi benim' anlayışıyla hareket edenler hüsrana uğrayacaktır. Yunanistan'ın faaliyetimize itiraz etmesinin hiçbir hukuki dayanağı yoktur." değerlendirmesinde bulunuldu.
Açıklamada, Meis Adası başta olmak üzere, bölgedeki Yunan adalarının Türkiye'nin kıta sahanlığını kesmesinin uluslararası hukukun temel ilkesi olan hakkaniyete aykırı olduğu vurgulanarak, şunlar kaydedildi:
"Bölgeye sınırı olmamasına karşın bölgede aktif politika yürüten diğer ülkeleri de uyarıyoruz. Egemenlik haklarımızın gasbedilmesine ve Türkiye Cumhuriyeti'nin Akdeniz'de dar bir alana hapsedilmesine asla izin vermeyeceğiz. Dünyada hiçbir ülke böyle saçma ve temelsiz bir talebe boyun eğemez. Uluslararası hukuka uygun olan sismik araştırma faaliyetleri konusunda devletimizin ortaya koyduğu kararlı ve güçlü iradeyi desteklediğimizi kamuoyuna duyuruyoruz."
