Dolar

32,5327

Euro

34,9157

Altın

2.436,89

Bist

9.716,77

'Şiddete Varan Aşırıcılıkla Mücadelede Gençliğin Rolü' konfera

'Şiddete Varan Aşırıcılıkla Mücadelede Gençliğin Rolü' konferansı

8 Yıl Önce Güncellendi

2016-10-20 12:04:03

'Şiddete Varan Aşırıcılıkla Mücadelede Gençliğin Rolü' konfera
Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, ifade özgürlüğü ve şiddete teşvik arasındaki çizginin muhafazasında bizzat medyaya önemli görev düştüğünü belirterek, "Bugün DEAŞ'a katılımlar arttıkça bu tartışmanın Avrupa ülkelerinde de gündemin ilk sıralarına oturduğunu görmekteyiz." dedi.

Türkeş, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Keneşi) ve Birleşmiş Milletler Medeniyetler İttifakı ev sahipliğinde düzenlenen "Şiddete Varan Aşırıcılıkla Mücadelede Gençliğin Rolü" konulu konferansın açılışında, bilgi çağında, daha önceki çağlar ve medeniyetlerden farklı olarak insanların bilgiye erişiminin sonsuz olduğunu söyledi.

Tarihi ve medeniyetleri, yazının keşfiyle tanımlayan bir neslin sona ereceğini ve gelecekte tarihçilerin mikroçipleri, interneti ya da Wi-Fi'nin keşfini bir milat olarak belirleyip, buna göre tarihi yeniden tanımlayacaklarını dile getiren Türkeş, geçen yüzyıllarda, inanç başta olmak üzere birçok konunun tek kaynaktan, birkaç hocadan ya da kitaptan elde edilmekteyken, bugünün dünyasında inanç dünyasından refaha, her kavramı mukayeseli olarak okumanın ve görmenin mümkün olduğunu ifade etti.

Böyle bir çağda, şiddetin ve aşırıcılığın çözüm olmadığının, yeni sorunlara neden olmak dışında bir netice alamayacağının açık olduğunu vurgulayan Türkeş, dünya coğrafyasında onlarca yıldır devam eden ihtilafların, şiddeti tercih eden grupların, bu yolun çözüm olmadığını görerek uzlaşmaya gitmeleriyle çözüme kavuştuğunu belirtti.

Tuğrul Türkeş, 21. yüzyılda gençlerin bu bilinçle hareket ederek, geleceğin demokrasi, ifade özgürlüğü ve hukukun üstünlüğüne dayalı olarak oluşturulmasının hem kendilerine hem ülkelerine hem de dünya medeniyetine en büyük katkıyı sağlayacak şey olduğunu görmeleri gerektiğini söyledi.

- "Bu çağda gençler önemli sınamalarla karşı karşıya"

Türkeş, bu çağın gençleri önemli sınamalarla karşı karşıya bıraktığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu sınamalar, ülkelerimizin tarihi, coğrafi, sosyal, ekonomik ve siyasi yapı taşlarındaki tüm farklılıklara rağmen benzerlikler göstermektedir. Bu sınamalarla mücadelede bilgi, inanç ve ifadenin; idrak saygı ve akıl ile birlikte gelişmesini sağlamak önemlidir. Burada aileden, okula, medyadan devlet erkine pek çok aktöre görevler düşmektedir. Bilgiyi sadece tüketen değil, üreten, sorgulayan bir neslin gelişiminde hiç şüphesiz eğitim sistemlerimizin öncelikli rolü bulunmaktadır.

Doğası gereği kimliğini, yaşam biçimini, kendisine sunulan geleceği, ekonomik imkanların arayışı içinde olan genç nesillerimizin köklerinden kopmadan, savrulmadan olgunlaşmaları amacımızdır. Gençlerimizin dinamizminin yaşadıkları toplumu dönüştürmeleri kaçınılmazdır. Gençlik tarih boyunca değişim, yenilenme ve farklı bir gelecek talebiyle geleceği şekillendirmiştir. Burada önemli olan değişimin ve talebin ifade biçimidir. Terör örgütleri ve sapkın zihniyetlerin bu değişimin yalnızca şiddetle olabileceği yönündeki aldatma ve dayatmalarına karşı gençlerimizi bilinçlendirmeliyiz."

- "Medyanın önemli rolü bulunuyor"

Türkeş, hoşgörü kültürünü teşvik eden, genç neslin taleplerini siyasi ve sosyal platformlarda seslendirmesine imkan tanıyan, insancıl ve ortak değerlerde buluşmanın faziletini ortaya koyan siyasi ve idari bir yaklaşımın önem taşıdığını dile getirdi.

Bu yaklaşımın topluma yansıtılmasında medyanın önemli rolü bulunduğunu vurgulayan Türkeş, şunları anlattı:

"Toplumların bilgilendirilmesi kadar, ulusal ve uluslararası siyasetin ve ekonominin şekillendirilmesinde artık bir güç haline geldiği malum olan yazılı ve görsel medyanın gençlerin siyasi, kültürel ve ekonomik davranış biçimlerini etkilediği aşikardır. Bu nedenle medyanın gençlerin beklentilerini ve taleplerini dile getirme yöntemlerinde etkili olduğu gerçeğinin bilinciyle sorumlu yayıncılık anlayışını benimsemesi esasen aşırıcılığın önlenmesinde çok etkilidir. Burada ifade özgürlüğü ve şiddete teşvik arasındaki çizginin muhafazasında bizzat medyaya önemli görev düşmektedir. Bugün DEAŞ'a katılımlar arttıkça bu tartışmanın Avrupa ülkelerinde de gündemin ilk sıralarına oturduğunu görmekteyiz."

Türkeş, dünyanın her tarafında, geleneksel medyanın da ötesinde sosyal medyanın genç nesillerin en önemli bilgi ve iletişim kaynağı haline geldiğini vurgulayarak, gençlerin küresel düzeyde kültürel, sosyal ve fikri etkileşimini sağlayan bu yeni teknolojinin beraberinde getirdiği dinamiklerin ve bazı tehlikelerin de anlamaya, önlenmeye çalışıldığını anlattı.

Bu yeni teknolojiyle yaygınlaşan bilginin kaynağını, kalitesini, derinliğini ve zamanlamasını kontrol etmenin mümkün olmadığının veya gençlerin aynı şekilde etkilenmediği gerçeğinin de kabullenmesi gerektiğini belirten Türkeş, şu değerlendirmede bulundu:

"Bu dinamiğin gençlerimiz arasında yarattığı ortak kültürün bireysel olduğu kadar toplumsal yarar ve ortak değerlerin yaygınlaştırılmasına hizmet etmesini sağlamak zaruridir. Dolayısıyla ailede, okulda, sosyalleşme alanlarında ve çalışma hayatında gençlerimizin propaganda ve bilgi arasındaki farkı görebilen bireyler olarak yetişmeleri ve hayatta seçimlerini serbest iradeyle yapmayı öğrenmeleri, çağımızın bu yeni sınamalarına karşı dirençlerini arttırmanın belki de tek yoludur. Gençlerimize takım bilinciyle bir sürünün parçası olmak arasındaki farkı anlatacak kabiliyetleri, iletişim kanallarını geliştirmeliyiz."

- Sivil toplum kuruluşlarının önemi

Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, toplumsal adalet hissi yaşadıkları toplumda seslerinin duyulduğunu ve etki yarattığını görmenin gençlerin kendilerine ve topluma güvenleri açısından önemli olduğunu ifade ederek, bu güvenin kırılmasının gençlerin yaşadıkları toplumlardan yabancılaşmalarına, yapıcı değil yıkıcı bir değişim anlayışının tezahürü olarak aşırıcılığa sebep olduğunu dile getirdi.

Bunun ancak gençlerin yaşadıkları toplumla iletişimini güçlendirerek ve çeşitli seviyelerde entegrasyonun pekiştirilmesiyle sağlanabileceğini aktaran Türkeş, "Hiçbir çocuk cinsiyet, ırk, etnik köken, din, mezhep ve sosyo-ekonomik statüsünü seçerek bu dünyaya gelmez. Gençlerimizi doğuştan getirdikleri kimliklerin ötesinde evrensel değerlerde buluşturacak politikalar ve politikaları hayata geçirecek projeler gelecek nesillerimizin huzuru için çok önemlidir." diye konuştu.

Türkeş, gençlerin kendi ülkelerinde ve hatta dünyada fark yaratma isteklerinin yapıcı, katılımcı ve barışçıl yollarla mümkün kılacak projeler üreten ve uygulayabilen platformların başında sivil toplum kuruluşlarının geldiğini belirterek, gençlerle birlikte ve gençler için toplumun farklı ihtiyaçlarına yanıt verecek projeleri gençlerin duyguları, inançları ve arayışlarının suistimal edilmesine müsaade etmeden hayata geçirmelerinin, şiddete varan aşırılıkla mücadelede temel unsur olduğuna dikkati çekti.

Çeşitli terör örgütlerinin aşırıcı ideolojilerini yaymak ve gençlerin kişisel, sosyal ve siyasi kırılganlıklarını suistimal etmede yardım kuruluşlarını, dernekleri, okulları, yerel yönetimleri ve hatta ibadethaneleri kullandıklarını vurgulayan Türkeş, "Burada ailelerin istihbarat kuruluşlarının, polisin ve rehabilitasyondan sorumlu diğer kurumların önleyici ve iyileştirici tedbirleri süratle alma refleksi kritik öneme haizdir. Atlantik'in bir ucundan Pasifik Okyanusunun diğer tarafına uzanan bir coğrafyada bizlerden sonra yaşayacak nesillerin fikren ve kalben bütünleşmesi, ortak medeniyetimizin genç nesillerin ittifakıyla din ve ırk ayrımı yapılmaksızın herkes için barış ve refah üretmesi en önemli hedefimizdir." diye konuştu.


Haber Ara