Lavrov ve Makey, başkent Moskova'daki görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Belarus'ta cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından oluşan siyasi karışıklığı değerlendiren Lavrov, ülkenin iç işlerine herhangi bir müdahalenin kabul edilemeyeceğini vurguladı.
Avrupa Birliği (AB) ve NATO tarafından Belarus'taki duruma dair "yıkıcı" açıklamalar yapıldığını belirten Lavrov, yabancı ülkelerin Belarus yönetimine baskı kurmaya çalıştığını savundu.
Lavrov, "Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonuçlarından memnun olmayan muhalifleri destekleyen bazı yabancı ülkelerin Belarus yönetimine baskı kurma girişimini kınıyoruz." dedi.
Belarus'ta aşırılıkçı grupların bulunduğunu da ileri süren Lavrov, "Ukrayna'da eğitim görmüş yaklaşık 200 aşırılıkçı Belarus'ta bulunuyor." ifadesini kullandı.
- "Renkli devrim senaryosuna izin vermedik"
Belarus Dışişleri Bakanı Makey de cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ülkedeki sosyal, siyasi ve ekonomi durumu istikrarsızlaştırmak amacıyla dış ve iç güçler tarafından kullanıldığını savundu.
Belarus'ta seçimler sonrası oluşan zorluklarla mücadele ettiklerini dile getiren Makey, tüm sorunların henüz çözülmediğini belirtti.
Makey, "Belarus'ta modern yöntemlerle yürütülen renkli devrim senaryosunun hayata geçirilmesi girişimi engellendi. Ülkenin bölünmesini ve üretim süreçlerinin durmasını önleyebildik. İlk baskıyı atlattık ve dışardan organize edilen Ukrayna'daki renkli devrim senaryosunun Belarus'ta uygulanmasına izin vermedik." ifadelerini kullandı.
- "Yaptırımlara asimetrik yanıt vereceğiz"
Baltık ülkelerinin, Belarus yönetimine yönelik yaptırım uygulama kararlarını da değerlendiren Makey, şöyle devam etti:
"Letonya, Litvanya ve Estonya'dan ilgili kişilere asimetrik yaptırımların uygulanması konusunda teklif hazırladık. Bu teklifler onaylandı. Başka ülkeler de Belarus'a yaptırım uygularsa, aynı şekilde gerekli kararları alacağız ve uygun yanıt vereceğiz."
Belarus'ta 9 Ağustos'ta yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini mevcut Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko'nun kazanmasının ardından "seçimlere hile karıştırıldığı" iddiasıyla protestolar başlamıştı.
