Dolar

32,5342

Euro

34,9406

Altın

2.438,11

Bist

9.716,77

'Odunluğu açınca onları gördüm'

Gaziantepli Halime Demir, Halep'ten kaçan Haççuz ailesiyle karşılaşmasını 'Odunluğun kapısını açınca daracık yerde 8 çocukla iki anne gördüm. 'Ne işiniz var burada' diye sorunca kadın, boynuma sarılıp ağlamaya başladı. Ben de bir şey diyemedim' diye anlattı.

8 Yıl Önce Güncellendi

2016-12-06 09:43:11

'Odunluğu açınca onları gördüm'

TİMETURK | HABER MERKEZİ

Gaziantepli Halime Demir, yakacak almak için gittiği odunluğunun kapısını açtığında bu küçük alanda 8'i çocuk 11 kişilik bir aile ile karşılaştı.

Demir bu anı Al Jazeera'ye konuştu.

Demir "Odunluğun kapısını açınca daracık yerde 8 çocukla iki anne gördüm. 'Ne işiniz var burada' diye sorunca kadın, boynuma sarılıp ağlamaya başladı. Ben de bir şey diyemedim" diye anlattı.

"Kapıyı açınca daracık yerde 8 çocukla 2 anne gördüm. 'Ne işiniz var burada' diye sorunca, kadın boynuma sarılıp ağlamaya başladı. Ben de bir şey diyemedim, kalmalarına izin verdim. İki gün önce şiddetli yağmur yağdı. Çatı su alıyordu, çocukların hepsi yağmurun altına kaldı. Yüreğim parçalandı. Mavi çadırı yardımlar sayesinde aldık. Getirip üzerine örttük ama bunlar çare değil. Yorgan ve battaniye alıp getirdim ama yeterli değil. 8'i çocuk 11 kişiler. Taşıma suyuyla değirmen dönmüyor."

Demir, yetkililerden ve hayırseverlerden aileye destek olmasını istedi.

Haççuz ailesi iç savaşta hayatta kalabilmek için sürekli yer değiştiren bir aile. Açılan insani koridor sayesinde yaklaşık 3 ay önce Halep'ten kaçarak Türkiye'ye sığındı. En büyüğü 11 yaşındaki 8 çocuklarıyla merkez Şahinbey ilçesi Tışlaki Mahallesi Nazar Sokak'ta bir odunluğa sığınan aile, ev sahibi ve komşularının yardımlarıyla hayata tutunmaya çalışıyor. Baba Ömer Haççuz, Suriye'de her an bombardıman olacak korkusuyla yaşadıklarını söyledi.

Halep'te hiçbir imkânın kalmadığını belirten Haççuz, "Halep'te ilk önce normal yaşıyorduk ama savaş nedeniyle sürekli yer değiştirmek zorunda kaldık. Kırsala gittik, köylere gittik, hep göç ettik. Artık yorulduk. Hiç paramız, eşyamız kalmadı. Yiyecek ekmeğimiz, erzağımız tükendi. Dönem dönem iş bulup ekmek paramızı çıkarıyorduk ama artık onu da yapamıyorum. Halep'te su yok, elektrik yok, hastane yok, ilaç yok. Sürekli bombardıman oluyor, ölümün altında yaşıyorduk. Burayı bulup sığındık, sağ olsun ev sahibi kadın da müsaade etti. 2 eşim, 8 çocuğum var. Bir eşim hamile, diğeri hasta. Benim de vücudumda şarapnel parçası var. Ağır işlerde çalışamıyorum. Havalar çok soğuk, bize sahip çıkan olursa sevinirim" diye konuştu.

 

Haber Ara