Dolar

42,5284

Euro

49,6258

Altın

5.777,46

Bist

11.000,01

Türkiye ve Bulgaristan ilişkilerinde enerji noktası

3 Ay Önce Güncellendi

2025-09-15 17:59:22

Mustafa Metin Kaşlılar

Bulgaristan, Karadeniz'deki oldukça stratejik bir konumuyla, Rusya ve Hazar bölgesinden uzanan potansiyel doğal gaz ve petrol tedariki açısından oldukça avantajlı bir konumda yer almaktadır. Bulgaristan, enerjide Balkanlar'ın enerji merkezi olmaya çalışan bir ülke olsa da petrol ve doğal gaz açısından dışa bağımlılığı söz konusu olan bir devlettir. Fosil enerji kaynaklarının normal şartlarda ihtiyacının yarısından fazlasını Rusya'dan ithal etmekteydi.

Rusya-Ukrayna Savaşı'yla birlikte Bulgaristan'da durumlar daha farklı bir noktaya evrildi; zira Bulgaristan, Avrupa Birliği ve NATO'ya bağlı olarak Rusya'ya karşı önlemler almaya başladı. Özellikle enerji alanında bağımlılıktan kurtulma stratejisi devreye girdi. Bulgaristan, Rusya'nın Ukrayna'yı işgale başladıktan yaklaşık birkaç ay sonrasında Rus diplomatları, “persona non grata”, yani istenmeyen kişi ilan etti ve büyükelçiliğin çalışmalarını askıya aldı. Kısaca, Rusya'yla ilişkiler ve yaptırımlar Avrupa Birliği çerçevesinde dondurulmuş duruma getirildi diyebiliriz.

2024 tarihinde enerji noktasındaki bağımlılığın azaltılması adına ise Bulgaristan'ın tek nükleer santrali olan Kozloduy Atom Elektrik Santrali 5. ünitesinde alternatif yakıt türünün, yani Westinghouse yakıtının kullanılmaya başlanmasıyla Rusya'ya olan enerji bağımlılığı azaltılmaya çalışılmıştır. Bulgaristan'ın ABD'li Westinghouse tarafından üretilen nükleer yakıtını kullanmasıyla Rus enerjisine olan bağımlılığın azaltılması noktası bir dönüm noktası diyebilirim. Bulgaristan bu uzun vadeli girişim strateji için Kozloduy sahasında iki yeni nükleer reaktör inşa etmeye çalışmaktadır. Bu da Amerikan tasarımı olacaktır. Bulgaristan'ın bu enerji çeşitlendirme çalışmaları Avrupa enerji pazarı içinde güçlü bir atılım bu sayede daha bağımsız ve etkili bir role kavuşulabilecek ve tekel merkezlerden kurtulmuş olacaktır.

Savaşın başında enerji noktasındaki diğer kritik ise şüphesiz Rusya Devlet Başkanı Putin'in “rubleyle ödeme sistemi” konusu olmuştu. Rus gazı alan ülkelerin Gazprombank'tan hesap açmaları, ödemeleri bu bankaya yapmalarının ardından söz konusu fonların Moskova Borsası'nda rubleye çevrilmesi şartı koşulduktan sonra bu ödemeleri rubleyle yapmadığı için Bulgaristan'a Rus gazı kesilmişti. Bu süreçte Bulgaristan'da sürekli konuşulan konu ve sorulan sorular Rusya'dan gaz alınmalı mı alınmamalı mı müzakereler yapılmalı mı olmuştu; zira bağımlılık oranı oldukça yüksek bir durumdaydı. Bu kriz anında hızlı bir şekilde Yunanistan ve Türkiye üzerinden gaz alımı başladı. Azerbaycan ile uzun vadeli gaz tedarik anlaşmaları yapıldı. Avrupa Birliği içerisinde LNG tedariki Bulgaristan'a bu noktada yardımcı oldu. Bu, yukarıda da dediğim gibi bir dönüm noktası oldu. Bugün baktığımız noktada Bulgaristan, Rus gazına bağımlılığını minimum seviyeye çekmiş durumda diyebiliriz.

Özellikle Bulgaristan için Rusya-Ukrayna Savaşı sonrasında Türkiye oldukça önemli bir konuma geldi. Türkiye üzerinden gelen hatlar ve LNG terminalleri oldukça kritik diyebilirim. İlaveten Türkiye, hem TANAP üzerinden Azerbaycan gazını hem de LNG ithalatını bölgeye aktaracak en önemli kapasiteye sahip ülke konumunda yer aldı. Ayrıca yaptırımlar sonrasında Türkiye üzerinden çeşitlendirilmiş petrol akışları Bulgaristan için oldukça önemli ve güvenlik açısında kritik noktaya geldi. Elektrik üretimleri noktasında ise Bulgaristan, kendi elektriğini üretebilecek kapasitede dahi olsa Türkiye ve Bulgaristan arasındaki elektrik bağlantıları bir güvence diyebilirim. Türkiye'nin enerji koridoru ve merkezi olması kısaca Bulgaristan açısından da enerji güvenliği noktasında oldukça önemli. Kısaca şunu diyebiliriz; savaş sonrasında Bulgaristan için Türkiye, LNG ve Azerbaycan gazı için bir sınır oluşturması, aynı zamanda Rus gazına olan bağımlılığın azalmasıyla Rusya dışındaki kaynakların Bulgaristan'a ulaşmasını sağlayan kritik bir ülke ve enerji güvenliği açısından da oldukça kritik bir partner konumunda; zira Türkiye'yle iş birliği sağlamayan Bulgaristan, özellikle bu dönemde enerji güvenliğini sağlayamaz diyebilirim.

2023 tarihinde iki ülke arasında 1,5 milyar metreküpe kadar doğal gaz transferi sağlayacak iş birliği anlaşması da imzalanmıştır. Bu anlaşma normal şartlarda sadece Bulgaristan adına değil, genel hattıyla Balkan coğrafyasının doğal gaz güvenliğinin artırılmasında da önemli bir adımdır. Tabii ki Avrupa kıtası için oldukça önemli bir adımdır; zira yukarıda da söylediğim gibi Türkiye, 7 farklı hat ve LNG terminalleriyle 15 ülkeden gaz tedariki yapan bir ülke konumundadır. Fakat son dönemde Bulgargaz'ın doğal gaz ödemelerini yapamaması noktasında BOTAŞ gaz akışını durdurmuş durumda. Bu noktada yeni müzakere koşulları oluşmasını beklemekteyim. Bu görüşmelerde ilaveten doğal gaz iletim kapasitesi noktasında da görüşmeler olacaktır.

Diğer yandan Türkiye de Bulgaristan'ın Karadeniz'deki keşif çalışmalarına katılmak istemektedir. Bu noktada Bulgaristan'ın deniz üzerinde çalışmalar yürütmesiyle ilgili tüm projelerde Türkiye de yer almak istemektedir; zira bu tarz ortak projeler, Türkiye'nin ihtiyacı olan gaz ihtiyaçlarına da yardımcı olacak noktalardan biri diyebiliriz. İlaveten Güneydoğu Avrupa'da yenilenebilir enerji projeleri içinde oldukça kritik.

Sonuç itibarıyla; Rusya-Ukrayna Savaşı, tüm ülkeler için olduğu gibi özellikle Bulgaristan adına bir dönüm noktası diyebiliriz. Zira Rusya'ya olan enerji bağımlılığını minimuma indirerek daha bağımsız ve çeşitlendirici hamleler uygulamış ve Türkiye'yle daha sıkı enerji iş birlikleri yürütmeye başlamıştır. Türkiye bu noktada enerji merkezi olma yolunda ilerleme hedefini de gerçekleştirmektedir; zira Avrupa'da artan enerji tedarik sorunu ve tabii ki Rusya dışı alternatif arayışları Türkiye'yi merkez noktasına getirmiştir. Türkiye, bu noktada alternatif gazın Avrupa'ya geçişinde kritik bir rota olmayı sürdürecek ve tabii ki bu yolla enerji noktasında belirleyici bir ülke olma yoluna gidecektir.

Tüm Yazıları

Haber Ara