‘'Dünyada kusursuz iki insan vardır: Biri ölmüştür diğeri de hiç doğmamıştır.' -Çin atasözü
Kusur Nedir? TDK'ye göre kusur eksik, noksan, bozukluk, özür, sakatlık anlamına gelir. Bu tanımlama gerçekte çok şey ifade etmemesine rağmen kusurların doğasına değinilmesi önem arzetmektedir.
İnsanoğlunun yaratılışından itibaren kusursuzluğun neye göre eksik neye göre bozuk olduğu konusuna açıklık getirilemiyorken kavramların çoğu kendisini zıddıyla var ediyor.
Kusur ya da kusursuzluk, iyi veya kötü, karanlık veya aydınlık gibi birçok kavram zıddıyla beraber kıymetliyken, sürekli peşinde olduğumuz kusursuzluk nedir ki ondan farklı olan şey kusurlu olabiliyor?
Şüphesiz kusursuz olan bir şey var mıdır diye sorulduğunda alacağımız tek yanıt vardır. O da Yaratıcı!
Bilim insanları evrenin işleyişini de kusursuz olarak tanımlarlar. Çünkü bildiğimiz astronomi kuralları dışına çıkmaz evren. Bu da demek oluyor ki kusursuzluk bazen tutarlıkla eş değer olabiliyor. Peki, bu kadar tutarsızlıkların içinde kusursuzu aramak neden?
Kusur dediğimiz kavramı kişinin sadece bedeninde aramamız normal mı? Hepimiz günlük hayatımızda kusursuz bedenlerin yanında kusursuz arkadaşlıklar, kusursuz ilişkiler, kusursuz çocuklar için çabalarız. Bu da kişiyi olduğu gibi, yani kendisini ve karşısındakini olduğu gibi kabul etme anlayışını ortadan kaldırabiliyor.
Peki, kusur diye dayatılan şey nedir? Kusursuz fizikler m? Kusursuz düşünceler mi? Kusursuz giyimler m?
Hayat, ev, ten rengi, yemek, araba, eş, boy gibi sayılabilecek özellik var kusursuz olması beklenilen. Kusursuzluğun standartlarına uygun olanlar mı güzel, yoksa özgün olanlar mı?
Bana kalırsa özgün olan hem güzeldir hem de kusursuzdur. Güzel olmayanın birer kusur olduğuna ikna edilmişizdir hep. Çünkü kusursuzluk vasatlıktır, sahtedir, taklittir. Aslında kusuru olmayan kusurludur.
Fakat bizden istenen kusurların araştırılması, kusurların öne çıkarılması değildir. Kamil insan veya mümin insan kimsenin kusurunu, hatasını araştırmaz. Tam tersine hep kendi kusuruna, kendi hatasına bakar ve hatalarını düzeltmeye çalışır.
“...Birbirinizin kusurunu araştırmayın...” (Hucurat, 49/12)
Nâil-i Kadîm'in ifadesi ile:
Nâzır bulunma aybına âlemde kimsenin
Bedhâh-ı nâkesân bile olma kerim isen.
Bakma dünyada kimsenin kusuruna
Şerefli bir kimse isen başkalarının kötülüğünü isteyen alçak kimse olma.
Kusur dayatması var ise ve kusursuzluk ideal olarak öne çıkarılıyorsa ya ticari bir hedef vardır ya da insanı Tanrılaştırma çabası.
Kusura bakmayın ama kusursuz insan olamaz!
Prof. Dr. Mehmet Şahin \ Timeturk