Dolar

32,5244

Euro

34,9402

Altın

2.438,47

Bist

9.716,77

'Maskeyi 'takan' yok!'

Yazar Mehmet Yavuz, maske kullanımının aksak yönüne dikkati çekerken halkın bu süreçte büyük bir gevşeme yaşadığı uyarısında bulunan bir yazı kaleme aldı.

4 Yıl Önce Güncellendi

2020-06-08 16:05:44

'Maskeyi 'takan' yok!'

Yazar Mehmet Yavuz Timeturk'e özel yazdığı yazıda, "Maskesini burnunun altına indirenler, kulağından sarkıtanlar, sadece markete girerken cebinden çıkarıp kullananlar ve aksesuar olarak görenler az değil" değerlendirmesinde bulundu

İşte o yazı:

Milletimiz 1 Haziran'dan itibaren devreye giren "kontrollü hayatı" normalleşme olarak anlamış görünüyor.

Parklara, caddelere, mağazalara ve sahillere baktığımızda vatandaşların eski yaşamlarına geri döndüğüne şahit olmaktayız.

Peki gerçekten öyle mi?

Elbette hayır.

Günlük açıklanan vaka sayılarına baktığınızda durumun hiç de yadsınacak türden olmadığını anlarsınız.

Sağlık Bakanı uyarı üstüne uyarı yapsa da

Uzmanlar "tehlike sürüyor" diye uyarsa da

Sıcak havalara aldanan vatandaş kendini açık alanlara atmış vaziyette.

Halk arasında "Ben kırlara bayırlara, açık alanlara ve kimsenin olmadığı mekanlara kaçarsam kendimi korurum" düşüncesinde.

Peki öyle mi?

Elbette değil.

Maskesini burnunun altına indirenler, kulağından sarkıtanlar, sadece markete girerken cebinden çıkarıp kullananlar ve aksesuar olarak görenler az değil. Çöp kutularının çevresinde ve sokakların köşelerinde atılmış maskeleri görmüşsünüzdür...

"Pandemi küresel, çözüm yerel" denmesine rağmen pandeminin küresel tahribatı sürerken yerel çözüm adına atılması gereken adımları, daha doğrusu tedbirleri, elden bırakmamak gerek.

Şahsi olarak, cumhurbaşkanının hafta sonu kısıtlamasını kaldırmasından rahatsız olsam da ekonomik önceliklerin de farkındayım.

Ama şu da gerçek; Bizim millet, kasmadığınız sürece gevşemeyi sever. Toplum olarak iyiniyetimizin kurbanı olmayalım...

"65 yaş ve üstü kişilerin özgürlüğünün kısıtlanmasına karşı olduklarını" söyleyenlerin de özgürlük nidalarına itibar etmeyin.

Bu karalar alınırken uluslararası bilimsel uygulamalar göz önünde bulunduruluyor.

Yeni dönemde "maske, mesafe ve temizlik" kuralına uyduğumuz sürece bu virüs tehdidini ortadan kaldırabileceğiz.

Sıcakların artmasının virüsü yok etmediği görüldü. Deniz ve havuz sularında tehlikenin boyutu tam olarak ortaya konabilmiş değil.

Havada ve yüzeylerde virüsün tam olarak ne kadar kalabildiği konusunda dahi mutabık kalınmış bir durum yok.

Hal böyle iken daha sıkı önlemler ve kişisel tedbirlerin alınması kaçınılmaz.

Haziranın ilk günlerinden itibaren her geçen gün maske kullanan kişi sayısında düşüşler olduğu gözleniyor.

Millet olarak birbirimizi frenlemek zorundayız.

Adam sendecilik değil; sorumlu vatandaş bilinciyle gencinden yaşlısına herkes birbirini çolunun çocuğunun geleceği için uyarmalı ve uyarmak zorunda.

İster cerrahi, isterN95, ister polyester, isterseniz tuttuğunuz takımın renklerinden olsun. Ama bir maskeniz olsun.

Aksi ve anormal tutum sergilediğimiz sürece normalleşebilmemiz mümkün olmayacak.

Bu virüsün genç, yaşlı taktığı yok....

Asıl biz "takmalıyız ki" bu illetten kurtulalım...

 

 

 

 

 

 

 

Haber Ara