Hoca Hilmi Efendi ile Huriye Cemil Hanım'ın çocukları olarak 1894'te İstanbul'da dünyaya gelen Atay, Sıbyan Mektebi, Rehber-i Tahsil Rüştiyesi ve Mercan İdadisi'nde öğrenim gördü.Atay, müdürlüğünü Hüseyin Cahit Yalçın'ın yaptığı Mercan İdadisi ikinci sınıfındayken yazma isteği başlamasıyla, ilk şiirlerini 1909'da kaleme aldı.
İlk kez "Kenar-ı Kabrinde" ve "İhtizar-ı Müebbed" isimli şiirleri 1910'da "Servet-i Fünun" dergisinde yayımlanan Atay'ın düzyazı türünde ilk denemesi ise "Tecelli" dergisinde 1911'de okuyucuyla buluştu.
Düz yazıya Yahya Kemal yöneltti
AA'dan Fatih Türkyılmaz'ın derlemesinde Atay ile ilgili ayrıntılı bilgilere yer verildi. Atay, İstanbul Darülfünunu Edebiyat Fakültesi'nde de eğitim aldı ve ardından Çerkeş'te subay olan ağabeyinin yanına giderken, Ziya Gökalp, Yakup Kadri, Ahmet Haşim, Refik Halit ve Fazıl Ahmet'i sevdiği bilinen Atay'ı düzyazıya yönelten ise Yahya Kemal oldu.İlk siyasi yazısı sayılabilecek küçük bir protesto mektubunu 1913'te "Tanin" gazetesine gönden Atay, "Akşam", "Şehbal", "Şair", "Nedim" ve "Yeni Mecmua"daki fıkra, makale, tartışma ve başka türdeki yazılarıyla kalemini iyice geliştirdi.Atay, yazı konusunda kendisini 1918'de bulduğunu belirtirken, Mektubi, Sadaret, Dahiliye kalemleri ile Talat Paşa'nın yanında çalıştı.
Talat Paşa'nın Bükreş'e yaptığı bir geziye katılan ve ilk yurtdışı röportajını da buradan gönderen yazar, Birinci Dünya Savaşı sırasında ihtiyat zabiti olarak gittiği Suriye ve Filistin'de Cemal Paşa'nın özel katipliğini yaptı.
Atay, Cemal Paşa Bahriye Nazırlığı göreviyle İstanbul'a dönünce, Bahriye Nezareti Kalem-i Mahsus Müdür Muavinliği görevine getirildi ve Yunan ordusunun geri çekilirken yaptığı zulmü incelemek için kurulan Tetkik-i Mezalim Heyeti'ne üye oldu.Yakup Kadri, Halide Edip, Mehmet Asım gibi isimlerin yer aldığı bu heyetle Batı Anadolu'da incelemeler yapan Atay, Bolu'dan 1923-1927, Ankara'dan da 1927-1950 arasında milletvekili oldu.
Atay, bu dönemde "Hakimiyet-i Milliye", "Milliyet", "Ulus" ve "Dünya" gazetelerinde başyazılar, sohbetler ve anılar kaleme aldı.
Atatürk'ün dostluğunu kazandı
Anadolu Ajansı'nın kurucuları arasında da yer alan Atay, İzmir'in kurtuluşundan sonra tanıştığı Mustafa Kemal Atatürk'ün dostluğunu kazanırken, inkılapların yerleşip benimsenmesinde, kültür, sanat ve bilim alanlarında alınan kararların uygulanmasında Mustafa Kemal Atatürk'e yardımcı oldu.
Atatürk'ün çok yakınında bulunan ve önemli olaylara tanıklık eden Atay, Atatürk'ün bu döneme ilişkin anılarını "Atatürk'ün Bana Anlattıkları" (1955), "Çankaya" (1961) ve "Atatürk Ne İdi?" (1968) adlı kitaplarda topladı.
Atay, "Çankaya" adlı eserinde, Atatürk'ü doğumundan itibaren okul yılları, savaştığı cepheler, yaptığı icraatler, tartışma sofraları ve insani yönlerine kadar her detayı anekdotlara yer vererek anlattı.
Özellikle "Bizim Akdeniz", "Zeytindağı", "Yolcu Defteri", "Taymis Kıyıları" kitaplarında Cumhuriyet'in ilk yıllarına odaklanan Falih Rıfkı Atay, 20 Mart 1971'de kalp krizi sebebiyle İstanbul'da vefat etti.
"Türk seyahat edebiyatı alanında bir çığır açacak kadar tesirli olmuştur"
Prof. Dr. Şerif Aktaş, Atay'ın Türk edebiyatındaki asıl şöhretinin seyahat yazıları olduğuna dikkati çekerek, "Falih Rıfkı, bu yazılarında, gözlem esasına bağlı kalarak, realist bir dikkatle gezip gördüğü yerleri tasvire gayret eder. Bu yerleri Cumhuriyet'in ilk yıllarındaki Türkiye ile mukayese eder. Özellikle Bizim Akdeniz, Zeytindağı, Yolcu Defteri, Taymis Kıyıları adlı kitaplarda bu mukayeseyi görmek mümkündür. O, yazmış olduğu bu yazılarla Türk seyahat edebiyatı alanında bir çığır açacak kadar tesirli olmuştur." değerlendirmesinde bulunur.
Atay'ın bazı eserleri şöyle:
"Ateş ve Güneş", "Mustafa Kemal'in Mütareke Defteri", "Batış Yılları", "Atatürk'ün Hatıraları", "Faşist Roma - Kemalist Tiran - Kaybolmuş Makedonya", "Deniz Aşırı", "Yeni Rusya", "Moskova-Roma", "Tuna Kıyıları", "Hind", "Yolcu Defteri", "Gezerek Gördüklerim", "Roman", "Eski Saat", "Niçin Kurtulmamak", "Çile", "İnanç", "Londra Konferansı Mektupları", "Türk Kanadı"