İlahını değiştir de gel!

İslam lügatine göre ilah, bütün yaratıkları yoktan var eden, onların üzerinde mutlak güce sahip olan varlıktır. Allah, bir ilahın sahip olması gereken özelliklere sahip olan tek varlıktır. Bu yüzden ondan başka ilah yoktur.

İnsanlar "İlah" derken çoğu zaman insanüstü güce sahip bir varlığı kastetmişlerdir

İlahlaştırılmış Putlar; bazı ilkel toplumlarda doğaüstü güç ve etkisi olduğuna inanılan canlı veya cansız nesne, sanem anlamına gelen inançların tezahürüdür.

“İlah” ve “putlardan ilah” arasında bir fark olmadığını düşünenlerimiz olabilir. Lakin ikisi arasında büyük farklar vardır.

Bunlardan bir tanesi yani bir şeyi putlaştırmak, yaratılmış nesneye tapmak anlamına gelirken diğeri bütün beklentilerinizi yükleyeceğiniz ve sınırsız göreceğiniz bir varlıktır.

Canlı-cansız nesnelerden müteşekkil olan ve istenildiğinde şekli bile değiştirilebilen putlar, beğeniye göre bir başka putla değiştirilebilir.

Fakat hayatımızın merkezine yanlış ve sahte ilahları koyup, bu yanlışın fark edilmesi durumunda, ilahımızı değiştirmemiz zorlaşacaktır.

Nedenine gelince; sahte ilahın hakiki ilah olduğunu zannediyoruz. İlah, evvel ve ahir olan Allah'tır. Evvel ve ahir olana inanan biri nasıl bir ilahı (Allah'ı) olduğunu bilmek ve onu tanımak zorundadır.

Evet, diyelim ki ben çizgilerini belirlemiş olduğum İlahımdan bir şey istiyorum. Bu, dünyalık olabilir ya da ahretlik olabilir. İsteyeceğim şeye kendi imkânlarım ve sınırlarımdan seyrederek “imkânlı ya da imkânsız” diyorum. Fakat bilmediğim bir şey var ki; ilah dediğin kesinlikle imkânsızlık dairesine girmez.

Yani ben, istediğim her ne ise bunu kendi dairemdeki sınırlar ile sınırlandırıp, çizgilerini kendimin belirlediği ilahımın da bana o sınırlar içerisinde verebileceğine inanmış oluyorum.

“İstedim olmadı” deriz, neyi kimden istediğimizi bilmeden sarf ettiğimiz bir sözdür bu. Bir şeye yönelip onu isterken aslında “kimden istiyorum?” sorusunu önce sorsa insan kendine, bu hataya düşmeyecektir. Evet, istedin lakin aslında ilahından değil sınırlarını kendin çizdiğin bir ilahtan istedin…

Kendi sınırların ile meselelere bakarak “bu olmaz” dedin. İlahına yani Rabbine sınırlar çizdin. Onu kendi sınırların içinde gördün, belki de kendi “enaniyetini” bilmeden ilah edindin…

Evet; Rabbimize, yani ilah edindik dediğimize karşı sınırlar koymaktan vazgeçmez isek, Rabbimizi yanlış tanırız. Şu süreli dünyada sınırları aşamaz, hayatımızdaki yanlış ilahlar ile Rabbimizin yerini değiştiremez isek, gerçek manada iman etmiş olamayız.

Bu yüzdendir ki; her müminin kalbindeki ilahı yoklaması ve “benim ilahım nasıl bir ilah, terbiye eden Rabbim, nasıl bir Rabdir?” demesi gerekiyor.

İslam'ın şiarı olan “La ilahe illallah” sahte ilahlara bir reddiyedir ve sahte ilahları terk et/değiştir Rabbine gel çağrısıdır.