Dolar

32,5246

Euro

34,9220

Altın

2.434,05

Bist

9.716,77

Hollanda’da, Türkiye karşıtı iktidar Senato’da çoğunluğu kaybetti

Türkiye ve islam karşıtlığı ile bilinen Sağ liberal Başbakan Rutte yönetimindeki hükümet, Senato'daki çoğunluğu kaybetti. Seçimlerden göç karşıtı sağcı parti zaferle çıktı.

6 Yıl Önce Güncellendi

2019-03-21 14:05:18

Hollanda’da, Türkiye karşıtı iktidar Senato’da çoğunluğu kaybetti

Hollanda'da yapılan Senato ve yerel meclis seçimlerinde Türkiye ve İslam karşıtı, sağ liberal Başbakan Mark Rutte yönetimindeki hükümet Senato'daki çoğunluğu kaybetti.

SEÇİMLERDEN, GÖÇ KARŞITI
SAĞCI PARTİ ZAFERLE ÇIKTI

Hollanda'da iktidarda olan sağ merkez koalisyon, Senato ve yerel meclis seçimlerinde yenilgiye uğradı. Hollanda televizyonunda yayınlanan, resmi olmayan seçim sonuçlarına göre, sağ liberal Başbakan Mark Rutte yönetimindeki hükümet senatodaki çoğunluğu kaybediyor. Söz konusu seçimden en büyük zaferle ayrılan siyasi güç ise, göç karşıtı tavrı ile bilinen sağ popülist Demokrasi için Forum partisi oldu. Bugüne dek Senato ve yerel meclislerde temsil edilmeyen parti, elde ettiği yüzde 13'lük oy oranıyla senatoda ikinci büyük parti olarak yer alacak. Parti başkanlığını aşırı sağcı görüşleriyle tanınan ve göç karşıtı olmasının yanı sıra, Avrupa Birliği (AB) karşıtlığı ve iklim koruma siyasetini kabul etmemesi ile de tanınan Thierry Baudet'in yaptığı Demokrasi için Forum, bazı yerel parlamentolarda, ilk belirlemelere göre en güçlü parti konumunda olacak. İslam karşıtı Özgürlük partisinin lideri Geert Wilders'ın önemli oranda oy kaybettiği seçimlerden kazançlı çıkan bir başka parti ise Yeşiller oldu.

HÜKÜMET, SENATO'DA
MUHALEFETE MUHTAÇ

Hollanda'daki yerel parlamento seçimleri, geçen Pazartesi günü Utrecht'te düzenlenen ve üç kişinin öldüğü silahlı saldırının gölgesinde yapıldı. Yerel meclislerde görev yapacak olan 570 milletvekilini seçen Hollandalılar aynı zamanda dolaylı olarak Senato'daki güç dağılımını da belirlemiş oldu.
Başbakan Rutte‘nin partisi sağ liberal VVD (Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi) seçimlerden birinci parti olarak ayrılmayı başarsa da, oy oranı büyük bir düşüşle yüzde 16'ya geriledi. VVD ile birlikte koalisyon hükümetini oluşturan diğer partilerin oy kayıpları daha da fazla oldu. Rutte hükümetinin senatodaki çoğunluğu kaybetmesi iktidar açısından önemli bir sorun. Zira hükümet bundan böyle yasa tasarılarını Senato'dan geçirmek için muhalefet partilerinin oylarına ihtiyaç duyacak.
Utrecht'te yaşanan ve Hollanda polisinin "terör şüphesi kuvvetli" şeklinde değerlendirdiği silahlı saldırının zanlısı 37 yaşında Türkiye kökenli Gökmen Tanış. Demokrasi için Forum ve Özgürlük partileri saldırıdan sonra, bu saldırıyla göç arasında bir bağ kurmuş ve hükümeti de saldırıdan sorumlu tutmuşlardı.

BAUDET

HOLLANDA SEÇMENİN SON GÖZDESİ YENİ AŞIRI SAĞCI PARTİ

Bu arada Hollanda'da Çarşamba günü yapılan yerel seçimlerde, iki yıl önce kurulan aşırı sağcı Demokrasi İçin Forum Partisi (FvD) büyük bir zafer elde etti.
Düşünce kuruluşu olarak kurulan ve 2016'da partileşen FvD, ilk kez katıldığı yerel seçimlerden birinci parti çıktı. FvD'nin 36 yaşındaki lideri Thierry Baudet, Utrecht'teki son tramvay saldırısının "hükümerin göç politikasının doğrudan yansıması" olduğunu söylemişti.
Bu görüşleri tepki çeken Baudet, yine aşırı sağcı Özgürlük Partisi'nin (PVV) lideri Geert Wilders ile birlikte "saldırıyı istismar ettikleri" gerekçesiyle eleştirilmişti.
Baudet, son seçimle Wilders'in, "Hollanda'da aşırı sağın en önemli temsilcisi" ünvanını da elinden almış oldu.
Bir hayvan hakları savunucusu tarafından öldürülen aşırı sağcı lider Pim Fortuyn'ın 2002'deki siyasi çıkışına benzer ama onunkinden daha güçlü bir başarı elde eden Baudet, esasında Wilders'le benzer bir politika izliyor.
Her iki liderin de "popülist bir söylemi" benimsemesine rağmen, Baudet ile Wilders arasında bazı farklar var.
Wilders ve Baudet, göç ve mülteci konusunda oldukça keskin görüşlere sahip. Her iki lider de, "Hollanda kültürünün kenara itilme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu" savunuyor.
Ancak Wilders, bu görüşü sadece İslam karşıtlığı üzerine kuruyor. Wilders'e göre çözüm, Avrupa'ya Müslüman göçünün durdurulması, camilerin ve İslam okullarının kapatılması.

WILDERS'TEN FARKI
İSLAM'I ÖNE ÇIKARMAMASI

Thierry Baudet ise İslam kelimesini çok fazla ön plana çıkarmıyor. "İslami kurumları, Hollanda'nın temel değerlerini destekledikleri sürece" sorun olarak görmüyor. Wilders ise Baudet'in bu düşüncesini "son derece tehlikeli" buluyor.
Baudet, Hollanda toplumunun kitlesel göçe bağlı "varoluşsal bir kriz" yaşadığını savunuyor.
FvD liderinin, ABD'li aşırı sağcı lider Jared Taylor ile yaptığı görüşmede dile getirdiği, "Hollanda halkının homeopatik seyreltilmesi (benzer benzeri iyileştirir ilkesini sabunan alternatif tıp yöntemi)" ifadesi, ırkçılıkla suçlanmasına neden oldu.
Baudet, katı bir göç politikası uygulanmasını ve sadece "işe yarar kişilerin" Hollanda'ya gelişine izin verilmesini savunuyor. İhtiyaç duyulan kişişerin, "kültürel arka planına" da vurgu yapıyor.
Wilders, Baudet'e göre daha "halktan biri" profili çiziyor. Ülkenin güneyindeki Limburg eyaletinde bulunan Venlo kentinde doğan Wilders, daha aksanlı bir Hollandaca konuşuyor.
Amsterdam yakınlarındaki bir kasabada doğan FvD lideri Baudet ise seçkin geçmişini öne çıkarmayı seviyor. Tarih ve hukuk eğitimi gören, öğrenci derneği başkanlığı ve köşe yazarlığı yapan aşırı sağcı lider, konuşmalarında sık sık Latince deyimler kullanıyor.
Parlamento'da oturumlara verilen aralarda klasik piyano parçaları çalan Baudet, konuşmalarında entellektüel bir dil kullanmaya özen gösteriyor.
Bu fark, her iki partiye oy veren seçmenler arasında da da ortaya çıkıyor. Wilders'e oy veren aşırı sağcı seçmenler arasında düşük ve orta eğtimli seçmen sayısı daha fazla.
Baudet'in partisine oy verenler arasında ise, yüksek eğitimlilerin oranı yüksek. Ancak araştırmalara göre, Hollanda'da diğer sağ partilere oy veren seçmenlerin eğitim düzeyi aşırı sağcı seçmenden daha yüksek.

BAUDET DE HOLLANDA'NIN
AB ÜYELİĞİNE KARŞI

Hem Wilders hem de Baudet, Hollanda'nın Avrupa Birliği (AB) üyeliğine karşı. Brexit benzeri bir referandumla AB'den ayrılmayı savunuyorlar. Baudet, gümrük birliğinin Hollanda'nın ekonomik çıkarlarına zarar verdiği görüşünde. Aşırı sağcı lider, para kazanmak için AB'den bağımsız olarak diğer dünya ülkeleri ile ticareti savunuyor.
Wilders, geleneksel partileri "Lahey'deki seçkinler" diye suçlarken, Baudet "parti karteli" ifadesini kullanıyor.
Seçimler öncesi Hollanda'nın en önemli gündem maddesi olan iklim anlaşması ve çevre sorunları konsunda da hem Wilders hem de Baudet benzer görüşlere sahip.
Her iki lider de, bu konuya soğuk. Hükümet ve sol partilerin konuyu fazla abarttığını düşünüyorlar.
Ancak, seçim kampanyalarında Wilders, sadece İslam, göç; diğer partiler de iklim anlaşması ve bakım konularına ağırlık verirken, Baudet daha darklı sorunları da gündem getirdi.
Baudet'in, "herkese emeklilik" vaadi ile gençlik sorunları, sağlık harcamaları, alım gücünün yükseltilmesi konularındaki söylemleri seçmende karşılık buldu.
Hollanda Televizyonu'nun (NOS) iç politika muhabiri Ron Fresen'e göre, halkın siyasete ve siyasilere olan güvensizliği de Baudet'in başarısında etkili oldu.
Hükümet, kağıt üzerinde işlerin iyi gittiğini söylese de, Hollandalı gazeteciye göre, bu halka yansımadı.
Sermaye kesimlerinin temettü vergisinden muaf tutulması, gıda ütünlerinde KDV oranlarının arttırılması, yükselen enerji fiyatları, halkın hükümet partilerini cezalandırmasına neden oldu.
Ancak geleneksel siyasete duyulan tepkiden muhalefet de nasibini aldı, Yeşil Sol dışındaki diğer partiler de beklenen seçmen desteğini göremedi.
Resmi olmayan kesin sonuçlara göre yerel seçimleri birinci bitiren FvD, senato seçimlerinin de galibi oldu. FvD, Başbakan Mark Rutte'nin partisi VVD ile birlikte 75 üyeli senatoda 12 sandalye kazandı.
Wilders'in partisinin 9 olan senatör sayısı ise 5'e geriledi. FvD, oylarının büyük bölümünü Wilders ve Başbakan Rutte'nin tabanından aldı.
FvD lideri Thierry Baudet, mümkün olduğunca erken bir tarihte genel seçim istiyor. Ancak dörtlü koalisyon hükümetinin hemen çekilmesi de, kimsenin yararına görünmüyor. O nedenle Rutte hükümetinin, Yeşil Sol Parti ve İşçi Partisi'nin dışardan desteği ile görevine devam edeceği belirtiliyor.

Haber Ara