Hem Fırat Kalkanı Harekâtını hem de Zeytin Dalı Harekâtını sahada yakından izlemiş olan bir dostum, Türk Silahlı Kuvvetleri ile omuz omuza savaşan Özgür Suriye Ordusu'nun şaşırtıcı bir hızla inkişaf ettiğini ve olgunlaştığını söylüyor.
Diyor ki: “Fırat Kalkanı Harekâtında ÖSO'ya bağlı birliklerin birçoğunun muhabere kabiliyeti düşüktü ve ciddi disiplin sorunları vardı. Zeytin Dalı Harekâtında aynı birlikler cephede destan yazdılar ve ele geçirilen bölgelerdeki olgun davranışlarıyla da göz doldurdular. Bir buçuk sene gibi kısa bir zaman zarfında bu noktaya gelebileceklerine hiç ihtimal vermezdim. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin rahle-i tedrisi, ÖSO'yu şaşırtıcı bir hızla muntazam bir orduya dönüştürdü. Hâlâ kontrol dışı hareketlerde bulunan ÖSO askerleri olabiliyor ama kaideyi bozmayan bu istisnaların üzerine TSK tarafından ivedilikle gidilerek tekamül süreci tamamlanıyor.”
Zeytin Dalı Harekâtı esnasında ve Afrin ele geçirildikten sonra istenmeyen manzaralar sergileyen bazı marjinal unsurları ıslah etmek ve bu tür manzaraların tekrar sergilenmesine mani olmak sadece TSK'nın değil, ÖSO'da çoğunluğu ve genel komutanlığı teşkil eden ‘mütekamil' unsurların da vazifesi.
Nitekim onlar da bu konuda üzerlerine düşeni yapıyorlar.
Meselâ, Afrin'de yağma olaylarına karışan ÖSO mensuplarına yaptırımlar uyguladılar, yağmalanan malların şehir dışına çıkarılmasını engellemek için kontrol noktalarının sayısını arttırdılar ve yağmaya uğrayan sivillerin mallarını mümkün mertebe iade ettiler.
Gereken hassasiyetin gösterilmesi sayesinde Afrin'de düzen çabucak sağlandı.
***
Dünkü Yeni Şafak'ta, ‘mütekamil' ÖSO unsurlarının şahane bir örneğine dair sürur verici bir haber vardı:
“İki yıl önce terör örgütü PKK tarafından öldürülen savaşçıları Afrin merkezinde bir TIR üzerinde teşhir edilen Özgür Suriye Ordusu bileşenlerinden Şam Cephesi, ilçeye aynı TIR'la insani yardımda bulunarak eşine az rastlanır bir insanlık dersi verdi. Muhalif Şam Cephesi, Nisan 2016'da örgütün işgalindeki Ayn Dakne köyüne operasyon düzenlemiş, çatışmalarda 80'e yakın savaşçısını kaybetmişti. Terör örgütü PKK, Afrin ilçe merkezinde düzenlediği ‘sevinç' gösterisinde ÖSO savaşçılarının 60'ının cansız bedenlerini kasası açık bir TIR'ın arkasında dolaştırarak teşhir etmişti. Şam Cephesi, olayın ikinci yılını doldurmasına günler kala aynı TIR'a yiyecek malzemelerini yükledi ve bunları Afrin ilçe merkezindeki sivillere dağıttı.”
Şam Cephesi'nin Afrin'deki komutanlarından Ebu Ahmed Nur, isminin güzelliğiyle müsemma bir demeç vermiş bu konuda; Rahman Allah'a kulluk ve Rahmet Peygamberine ümmetlik şuurunu konuşturarak:
“PKK'lılar 2 yıl önce silah arkadaşlarımızı katletti ve vahşice burada sergiledi. Arkadaşlarımızın cesetlerine bile saygı göstermedi. İlçe merkezinde sokak sokak cesetlerini gezdirdiler. Ancak biz onlar gibi değiliz. Bizim ölüye saygımız var. İntikam peşinde değiliz… 2011'de başlayan devrimimiz özgürlük, onur ve insanlık devrimidir. Dünyaya mesajımız şu: ‘Onlar ölüm getirdi, biz ise hayat götürüyoruz.' Onların kinini insanlığımızla yok edeceğiz. Karanlıklarını aydınlığımızla yok edeceğiz.”
***
Şam Cephesi, başını Tevhid Tugayı'nın çektiği Halep menşeli bazı silahlı devrim gruplarının birleşmesiyle oluştu.
Bu vesile ile, Tevhid Tugayı'nın
17 Kasım 2013'te şehit düşen kurucu komutanı Abdulkadir Salih'i
rahmetle analım.
Abdulkadir Salih, yiğitliğinin yanı sıra bilge, adil ve medenî kişiliği ile temayüz etmiş bir liderdi.
Yukarıdaki haberde anlatılan güzellik, onun geride bıraktığı mirasın güzelliğini yansıtıyor.
Bârekallah.