Cemal Kaşıkçı, 31 Ekim 2017'de Washington Post'ta yayımlanan bir yazısında, Veliaht Prens Selman Bin Muhammed'in daha hür bir Suudi Arabistan toplumu vaat ettiğine, ancak bunun tam tersi istikametinde gelişmelerin yaşandığına dikkat çekmişti.
Aynı yazıda, Veliaht Prens'in “aşırılıkla mücadele” iddiasıyla çelişen hallerden de bahsetmişti Kaşıkçı.
Demişti ki:
“Aşırıların tepesine binmek gerektiğini söyleyen Prens Muhammed haklı. Ne var ki yanlış insanların tepesine biniyor. Son iki ayda tutuklanan onlarca Suudi entelektüeli, âlim, gazeteci ve sosyal medya yıldızının çoğu, en kötü ihtimalle, hükümete hafifçe eleştirel bakıyor. Öte yandan, Ulema Konseyi'nin birçok üyesi aşırı fikirlere sahip. Prens Muhammed'in yüksek iltifatına mazhar olan Şeyh Salih El Favzan, Suudi Televizyonunda, Şiilerin Müslüman olmadığını söyledi. Aynı şekilde büyük itibar gören Şeyh Salih El Luhaydan, Müslümanların emirinin başkalarıyla istişareye mecbur olmadığı fetvasını verdi….”
***
Cemal Kaşıkçı'nın Washington Post'taki başka bir yazısının konusu, Suudi Arabistan'ın Yemen siyasetiydi.
11 Eylül 2018 tarihli o yazısında, Yemen'de düzeni sağlamak maksadıyla girişilen harekâtın bu ülkedeki kargaşanın büyümesi sonucunu doğurduğunu, üstelik Suudi Arabistan'ın güvenliğine de zarar vermeye başladığını, ayrıca Suudi Arabistan'ın uluslararası saygınlığına halel getirdiğini anlatan Kaşıkçı, Yemen siyasetinin değişmesi gerektiğini -İran'ın oradaki nüfuzunu kırmak için de siyaset değişikliğinin zaruri olduğunu- savunurken, masum sivillerin can güvenliği konusuna da değinmişti.
ABD Savunma Bakanı James Mattis'in Yemen'de Suudi Arabistan'a verdikleri desteğin “koşulsuz olmadığı”nı belirtip “masum insanların ölmesini önlemek için mümkün olan insani çabanın azamisinin gösterilmesini” istediğini hatırlatan Kaşıkçı'ya göre: “Suudi Arabistan, İslamî kimlik iddiasıyla tanınır ve temsil edilir. Bize insan hayatının değerinin hatırlatılmasına ihtiyaç duyuyor olmamalıydık. Dünya Müslümanları, İslam'ın doğum yerinde İslam ahlâkının layıkıyla temsil edildiğini görmeyi hak ediyorlar.”
***
Cemal Kaşıkçı'nın “muhalefet”i böyle şeylerden ibaretti işte.
Özetle, ‘Farklı fikirlere tahammüllü olalım, mutedil olalım, medeni olalım, ahlaklı olalım, İslami olalım; Suudi Arabistan'a bu yakışır' diyordu.
Veliaht Bin Selman gibi müstekbirleri çileden çıkarmak için bundan fazlasına gerek yoktu zaten.