Gök, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Uluslararası alanda Türkiye'nin ciddi suçlamalarla karşı karşıya kaldığını ifade eden Gök, hükümetin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu suçlamalara inandırıcı ve dünya kamuoyunu tatmin edici cevaplar vermesi gerektiğini savundu.
Tüm Türkiye'nin töhmet altında bırakıldığını söyleyen Gök, "Bu suçlamalar Tayyip Erdoğan'ın basit bir savunma refleksi ile söylediği 'ispat edersen istifa ederim. İspat edemezsen sen istifa et' cümlesiyle cevaplanacak kadar basit değildir" dedi.
-"Ailelerini siyasetin göbeğine oturturlarsa bu suçlamalardan kurtulamazlar"
Siyasetçilerin ailelerini ve yakın çevrelerini tartışma yaratabilecek pozisyonlardan uzak tutması gerektiğini belirten Gök, şöyle devam etti:
"AKP içinde yeni kurulan hükümette Cumhurbaşkanının damadından başka Enerji Bakanlığı yapabilecek bir isim yok mudur? Enerji gibi iştah açıcı ihalelerin karara bağlandığı, neredeyse bizzat emanet usulü verildiği bir bakanlıkta damadın ne işi vardır? Biz asla bir aile polemiği içine girmek istemeyiz ama Cumhurbaşkanı ve hükümet kendi ailelerini siyasetin göbeğine oturturlarsa bu suçlamalardan kurtulamazlar. Bir hükümetin, cumhurbaşkanın ailesi bu işlere bulaşır ise bu iddialar etraflarında döner."
Türkiye'nin hak etmediği suçlamalarla karşı karşıya kaldığının altını çizen Gök, "Cumhurbaşkanı 'benim ailemin bu işlerle ilgisi yok' diyerek geçiştiremez. Bilmelidir ki Putin'in ekibi KGB ekibidir. Cumhurbaşkanının ekibi ise İETT'dir. Türkiye'nin hak etmediği ölçüde bütün dünya tarafından itham edildiği bir tabloda Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Türk halkını temize çıkaracak bir söylemin mutlaka ifade edilmesi, kanıtlanması, bu kanıtlanmaya olanak sağlanması için de bölgenin tarafsız gözlemcilere, gazetecilere açılması gerekmektedir. Hükümetin görevi Türkiye'yi bu ayıp ve aşağılayıcı durumdan kurtarmaktır" diye konuştu.
-"Teşebbüs hürriyetine saygı duyuyoruz"
Ödemeler dengesi tablosunda 13,4 milyar dolarlık net hata ve noksan kalemi çıktığına işaret eden Gök, bunun rakam hatası olup olmadığının açıklanmasını istedi. Eğer hata değil ise bu paranın kaynağının açıklanması gerektiğini söyledi. Gök, "Ülkemize 9 ayda 13.4 milyar dolar gibi kaynağını bilmediğimiz bir para gelmiş ise bu paraya mantıklı ve inandırıcı açıklama yapamıyorsanız her türlü suçlama sizin etrafınızı örer" dedi.
Devleti yönetenlerin dikkatli adımlar atmasını beklediklerini dile getiren Gök, şunları kaydetti:
"Biz teşebbüs hürriyetine saygı duyuyoruz. Ama devleti yönetenlerin aile efratlarının devlet işinde palazlanmasının, erk üstlenmesinin ve ticari hayatlarının birden bire zenginleşmesinin de Türkiye'de şu ana kadar devlet geleneğinde olmadığının altını çiziyoruz. Türkiye'de bugüne kadar hiçbir cumhurbaşkanı ve iktidar böylesine olaylarla suçlanmamıştır. Böyle bir tabloyu Türkiye hak etmiyor. Cumhurbaşkanı ve hükümete düşen derhal bu konudaki kuşkuları ve iddiaları giderecek güçlü argümanlarını ortaya koyarak Türkiye'nin namusunu temizlemekten ibarettir. Hükümeti bu konuda göreve davet ediyoruz."
-"Soğukta yatacaksanız, siz yatacaksınız"
İktidarın yanlış dış politikası nedeniyle Rusya ile neredeyse bir ekonomik savaşa girildiğini, pek çok sektörün mağdur olduğunu, doğalgaz kesintisi ile karşı karşıya kalınabileceğini belirten Gök, devleti yönetenlerin bu durumun sorumluluğunu almak yerine, sonuçlarını "Benim halkım çile çekmeye alışkındır" diyerek millete yüklemeye çalıştıklarını ileri sürdü.
Gök, "Soğukta yatacaksanız, siz yatacaksınız. Tezek yakacaksanız, siz yakacaksınız. Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan bu işin sorumlusu siziniz. 78 milyona sorumluluğu ve cefayı dağıtarak bu işten kurtulamazsınız" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlık sistemi ve çift başlılık ile ilgili sözlerini de değerlendiren Gök, şöyle konuştu:
"Çift başlılık derken, başın biri olarak Cumhurbaşkanı herhalde kendisini tarif ediyor, diğer başın sahibi Başbakan bu konuda ne diyor? Aranızda bizim daha önce ifade ettiğimiz halde reddettiğiniz bir sıkıntı mı vardır? Nedir bu sıkıntı? Sayın Başbakan böyle bir tarif içinde siz kendinizi nereye oturtuyorsunuz? Siz Başbakan mısınız, boş bakan mısınız? Üzerinizde bir vesayet makamı kurulmasına neden izin vermek istiyorsunuz? Başbakanlığı yapamadığınızı itiraf mı ediyorsunuz?"
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun bu tartışmalara ilişkin hiçbir açıklama yapmadığını kaydeden Gök, başbakanlık alanının terk edildiğini savundu.
Yaşananların bütün yetkilerin bir kişiye verildiği bir başkanlık sisteminin yanlışlığını bir kez daha ortaya koyduğunu söyleyen Gök, "Halkımız parlamenter sistemin güçlendirilmesini ve herkesin anayasal sınırlar içinde kalmasını istiyor. Aslında 'çift başlılık ortadan kalksın' diyen onu söylemek istemiyor. Sadece, 'ben tek adam olayım' diyor. Parlamenter demokrasiyi, güçler ayrılığını güçlendirecek modelleri tartışmamız gerekirken Cumhurbaşkanı'nın suni gündem yaratmasına izin vermeyeceğiz" şeklinde konuştu.
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Gök, partili cumhurbaşkanı kavramını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine bunların yapay gündemler olduğunu, Türkiye'nin gerçekleriyle alakası olmadığını belirtti.
Gök, bir başka soruyu yanıtlarken de gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutukluluk halinin devam ettiğine dikkati çekerek, onları tutuklatan siyasi iradeyi ve tutuklama kararı veren hakimleri kınadığını söyledi.
Dündar ve Gül'ün tutuklanmasının ardından Ankara'da gerçekleştirilen protesto gösterisinde polisin biber gazlı müdahalesine maruz kalmasının ardından iktidar yetkililerinden geçmiş olsun dileğinde bulunan olup olmadığının da sorulduğu Gök, kendisini yalnızca Meclis Başkanı İsmail Kahraman'ın aradığını bildirdi.
Gök, maruz kaldığı olayın hesabını da yargı yoluyla mutlaka soracağını kaydetti.
