Dolar

42,5183

Euro

49,5613

Altın

5.776,89

Bist

10.979,33

Dün Taşnak Partisi ve mebusları ve bugün PKK ve vekilleri

10 Yıl Önce Güncellendi

2016-10-20 10:03:50

Dün Taşnak Partisi ve mebusları ve bugün PKK ve vekilleri

İster buna tarihin tekerrürü deyin, ister insanın tercihi, sonuç aynıdır. Yani, üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin ve kullanılan araçlar ne kadar değişirse değişsin, insanların söylem ve eylemleri genelde birbirinin zıddı olan iki ana mecrada seyretmektedir. İnsanlar bunu tarihin tekrarı gibi görür, ama buna insanın tercihi de diyebiliriz. Örneğin, bir şahıs başka bir şahsın söylem veya eylemlerinin aynısını yapıyorsa, bu bir tekrar değil, bir tercihtir. Çünkü tekrar sadece aynı kişi tarafından ve birden fazla yapılan eylemlerdir. Bu tercihlere “tarihin tekerrürü” denmesinin nedeni, daha önce yaşananlarla aynı olmaları, onlarla örtüşmeleridir.

Taşnak Partisi ve mebusları ile PKK ve vekillerini birbiriyle karşılaştırmamızın nedeni de budur. Çünkü üzerinden yüz küsur yıl geçmiş olmasına rağmen her ikisinin de bazı söylem ve eylemleri aynıdır. Aynı söylem ve eylemlerin –her zaman olmasa bile genelde- aynı sonuçlar doğurduğunu da yine tarihteki ve günümüzdeki örneklerden anlıyoruz.

Nasıl ki dün Taşnak Partisi kendi halkının refahını, huzurunu, güvenini ve barış içinde yaşamasını sağlamak adına büyük güçlerle olup onlardan medet umduysa ve onların safında savaşa girdiyse, bugün PKK aynısını yapmaktadır. Hatta PKK'da fazlası da var. Şöyle ki, sosyalist Taşnak Partisi Ermenilerin dinine karışmazken, sosyalist PKK en büyük ve aynı zamanda çok yönlü savaşı Kürtlerin dini olan İslam'a karşı vermektedir.

“Millet-i Sadıka” olarak da tanımlanan Ermenilerin bağımsızlık talebinde bulunmaları XIX. Yüzyıldadır. Bu talebi haklı veya haksız bulabiliriz. Ama önemli olan bu talebin haklı temellere dayanıp dayanmadığıdır.  Diğer halklar gibi, Ermenilerin de sorunlarının olduğu bir gerçekti. Ama bu sorunlar devletin bütünlüğü içerisinde çözülebilecek türdendi. Karşılıklı samimiyet ve sabırlı görüşmelerle her iki tarafın da kabul edeceği şartlarda anlaşmak mümkündü.

Zaten 1878 Berlin Antlaşması da Ermenilerin sorunlarını reformlarla, dolayısıyla devletin bütünlüğü içinde çözmeyi öngörüyordu. Fakat Taşnak Partisi, Hınçak Partisi ve Ermeni cemaatinin diğer bazı ileri gelenleri tercihlerini bağımsızlık mücadelesi yönünde yaptılar. Bizce bu tercihe de saygı göstermek gerekir. Ancak onlar bağımsızlık mücadelelerini emperyalistlerle giriştikleri işbirliği ile kirlettiler. Çünkü Ermenilerin haklı talepleri ile emperyalistlerin emelleri ayrı idi.

Taşnak Partisi, Ermenilerin taleplerinin emperyalistlerin çıkarlarıyla örtüşmediğini bildiği halde Ermenileri emperyalistlerin safına kattı.

Ermeniler şiddet ve terör eylemlerine başladılar. Bütün bir Anadolu'yu bir cephaneliğe dönüştürdüler. Saldırılarında sınır da tanımadılar. Padişah II. Abdülhamid'de suikast de dâhil, on binlerce kanlı eylem gerçekleştirdiler.

1878 Berlin Antlaşması gereği reformlara nezaret etmesi gereken ülkeler Osmanlı Devleti'ni reformları yapması için teşvik edecekleri ve Ermenileri itidale çağıracakları yerde, reformların yapılmaması ve Ermenilerin saldırılarını daha da arttırmaları için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Taşnak Parti'sinin başından beri düşüncesi ve dolayısıyla yanıldığı en büyük nokta, bu savaşın er ya da geç kendilerine bir devlet kazandıracağı idi.

Nitekim Birinci Dünya Savaşı başladığında, Taşnak Partisi ve mebusları ve dahi on binlerce Ermeni tercihlerini Osmanlı Devleti'nin düşmanlarından yana yaptılar. Bunlardan on binlercesi de fiilen düşmanın saflarında yer aldı. Bu ihanet Osmanlı Devleti'ne karşı olduğu kadar Ermenilerin kendisine idi de. Çünkü Ermeniler hem vatanlarından oldular ve hem de yüzbinlerce masum canlarından.

Bugün PKK ve vekilleri de Kürtleri büyük bir felakete doğru sürüklemektedirler. Emperyalistlerin ellerine tutuşturdukları silahlarla kantonlar kuruyorlar ve bağımsızlık hayalleri kuruyorlar. İçlerindeki kin ve düşmanlık gözlerini ve dahi bütün benliklerini o kadar bürümüş ki, emperyalistler için bir damla petrolün bir Kürt2ten daha değerli olduğunu göremiyorlar.

PKK-HDP'nin Kürtlerin bir kesimini iğfal ettiği, onları dinlerinden, değerlerinden ve insaniliklerinden uzaklaştırdığı ve artık kendi çapında bir güç olduğu doğrudur. Bu gücünü kendisi dışındaki herkese kullandığı ve dahası artık emperyalistlerin emrinde olduğu da bir sır değil.

Emperyalistler bugüne kadar Kürtler arasında kendi emellerine hizmet edecek bir kimse veya kimseler bulamadılar. İlk olarak PKK emperyalistlerin emelleri doğrultusunda hizmet etmeye amade olduğunu kanlı eylemleriyle ispatlamış oluyor.

Emperyalistler de PKK'yi ve onun gibi yapıları bütün imkânlarıyla destekleyecekler, onlara yeni alanlar açacaklar, istedikleri devletlere ve gruplara saldırtacaklar ve Kürtlerin temsilcisi olarak muhatap alacaklardır.

Irak, İran ve Suriye'de olduğu gibi Türkiye'deki Kürtlerin de sorunları var. Ancak Türkiye için söyleyecek olursak, sorunlarımızım hepsi de devletimizin bütünlüğü içerisinde çözülebilecek niteliktedir.  Evet, cumhuriyet rejimi ile birlikte birliktelikte ve kardeşlikte bir fetret dönemine girdiğimiz doğrudur. Fakat son yıllardaki birkaç samimi adımda da görüldü ki, çözülemeyecek kadar büyük bir sorunumuz yoktur. Nasıl ki, Kürtlerin inkâr edildiği dönemi geride bıraktıysak, diğer sorunlarımızı da Yeni Türkiye'nin inşa sürecinde çözebiliriz.

Elbette ki arzumuz, PKK ve vekillerinin tarihten ders almalarıdır. Fakat hem devletin ve hem de toplumun temel insani hakların temini yönünde yol aldığı ve dönüştüğü bir süreçte dahi savaşı tercih ettiler. Bu tercihleriyle Kürtlerin hakları uğrunda savaştıkları türündeki iddialarını da çürüttüler. Gemileri yakmış ve gemi azıya almış gibiler; tıpkı dün Taşnak Partisi ve mebuslarının yaptıkları gibi, onlar da saldırılarını hem yaygınlaştırıyorlar ve hem de yoğunlaştırıyorlar. Türkiye'de neredeyse her gün masum insanların canına kast ederken, Irak ve Suriye'de de emperyalistlerin şövalyeliğini yapıyorlar. Hâlbuki şunu bilmeleri gerekir ki, dün Taşnak Partisi ve mebuslarının izlediği yol Ermenilere ne kazandırdıysa, bugün PKK ve vekillerinin izlediği yolun da Kürtlere getirisi aynı olacaktır. Bu durumda biz Kürtlere düşen görev; PKK ve vekillerini, bir damla petrolü bir damla kandan daha önemli gören ve bu uğurda her türlü vahşeti yapmaktan geri durmayan efendileriyle baş başa bırakmak ve hepsine karşı koymaktır.

Emperyalistlerin gelişine dikkat edin! Çok vahşiler, çok yakıcılar, çok yıkıcılar ve çok öldürücüler! Hedefleri biziz ve sahip olduğumuz her şeydir. Gelişleri bize diz çöktürüp zenginliklerimize konmak içindir. Kendi eserleri olan DAEŞ ile savaş ise kandırılmışlardan başka kimsenin inanmadığı bir iddiadır.

Emperyalistlerin ilk hedefi de Kürtleri herhangi bir şekilde bertaraf etmektir. Kimilerini yanlarına alarak ve kimilerini de karşılarına alarak bunu başarmaya çalışıyorlar. Ümidimiz ve dahi inancımız o ki, dün olduğu gibi bugün de Kürtlerin tercihi Richard değil, Selahaddin olacaktır. Hem de içlerindeki hainlere rağmen!

Emperyalistlerin İslam dünyasına yönelik çok yönlü saldırıları bir Postmodern Haçlı Savaşıdır. Çünkü kendileri ne derse desinler, hepimiz biliyoruz ki, emperyalistlerin gelişlerinin ve işgallerinin nedeni, bize diz çöktürmek, medeniyetimizi tahrip etmek ve kaynaklarımızı gasp etmektir. Ama inanıyoruz ki, bu ümmet aldığı yaralara ve yediği darbelere rağmen yeniden doğrulabilecek ve iç ve dış düşmanların saldırı ve ihanetlerini savabilecek güçtedir.

Emir
Bekir Bey! Makalenizde güzel tespitler var. Fakat, İslamı kökünden kazıyıp toplumsal hayatın dışına atan, yerine bu günkü düşmanlar listesin gösterdiğiniz Batının yaşam biçimini getiren sistemi ikame eden, Kürtleri malum yol ve yöntemlerle inkar ve asimile edenleri hiç görmemişsiniz. PKK bir sonuçtur. Bu sonucu hazırlayan sebepler zembille mi indi!
Cevdet aydın
Bekir tank, önce ingilizlerin lozanda kurduğu Türkiyenin emperyalistlerin emriyle Kürtleri üç parçaya bölmesini ve Kürtlerin ulusal statüsünü gasp etmesini ve tanımamasını konuş. Amerikan emperyalizmi incirlik üzerinden Afganistanı bombalamış ve işgal etmişti, Türkiye emperyalizmin maşası. Kürtler ise kendi statülerini kazanmak uğruna dışardan gelecek hertürlü desteği alacak ve geri çevirmeyecektir. Daha anadilde eğitime bile karşı çıkan ırkçı bir milletsiniz. Her Türk okulu kürt yurdunda birer asimilasyon ve türkleştirme faaliyetidir
Emir
Bekir Bey! Emperyalistler bir ülkeyi işgal edince ne yapar? Emperyalistlerin yapacaklarını 'emperyalist olmayan' Türkler, Araplar ve Farslar kat kat fazlası ile Kürtlere yapmadı mı? Kürtler için emperyalist kimdir? Sorusuna cevap arasanız, kolaylıkla bulacağınıza eminim.
Bekir Tank
Cevdet bey, Türkiye Kürtleri üçe bölmedi. 1. dünya savaşının galipleri sınırları çizdiler. Bölge ülkeleri -Türkiye de dahil-müstemleke zihniyetiyle idare edilmekteler, dolayısıyla milli değiller. Fakat yavaş da olsa değişen bir Türkiye var. bizlerin de Türk, Kürt, Arap, sağcı, solcu, laik, komünist vs. bütün bölge insanları olarak şunu asla unutmamak gerekiyor; emperyalistlerin gözünde hepimiz aynıyız. Bizim onlar nezdindeki değerimiz, onlara hizmet ettiğimiz orandadır.Öyleyse bizim sorunlarımızı çözmedeki ilk muhataplarımız kendileriyle sorun yaşadıklarımızdır.
Bekir Tank
Memet ve Cevdet Aydın beylere… öncelikle teşekkür ederim. Önce memet beye; zaten asıl sorun Türkiye’nin, Suriye ve Irak’ın Kürtlere karşı genelde hasmane tavırları olagelmiştir. Daha düne kadar Türkiye Kürtlerin varlığını dahi inkar ediyordu. İnkar, asimilasyon ve imha politikalarının yol açtığı zulümleri biliyorsunuz, biliyoruz. Fakat bana göre bugün durum kısmen de olsa değişmiştir. Artık her şeyi konuşup tartışabildiğimiz bir Türkiye var. Hala birçok sorunumuz olsa bile, meselelerimizi konuşup tartışabiliyor olmamız şiddeti veya silahlı mücadeleyi meşru olmaktan çıkarmaktadır.
memet
sayın bekir tank peki kürtler ne yapsın? Türkiye ve diğer islam denilen ülkeler kürtlere karşı bir dostluk içindeler mi? ONlar Kürtlere el uzattı da Kürtler geri mi çevirmiş..Türkiye gibi başında sözde dini hassasiyeti olanların olduğu ülke Suriye Kürtlerine çok mu iyi davranıyor? Birkaç yüz Suriye Türkmeni'ne gösterdiği iyiliğin kaçta kaçını Suriye Kürtlerine gösteriyor..Türkiye coğrafyasındaki Kürtler için hangi ciddi reformu yaptı 14 yıl boyunca..Bir çizgi film tv sini dahi kapatan bir siyasi anlayıştan siz daha ne bekliyorsunuz Allah aşkına?!

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Bakan Uraloğlu, kendi kullandığı araçla Dallıkavak Tüneli'nden geçti

Haber Ara