Özel, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi.
Özel, "15 Temmuz gecesi 21.30- 22.00 sularında bir hasta ameliyata girmek üzereyken, televizyonda Boğaz Köprüsü'ndeki hareketlenmeyi, Genelkurmayın önündeki gelişmeyi gördükten sonra uyutulsa, yoğun bakımdayken gözlerini açıp Yenikapı mitinginde resmi üniformasıyla Genelkurmay Başkanının konuşma yaptığını görse, sonra durumu sorduğu hemşire, 'OHAL ilan edildi, Meclis kapalı, hükümet KHK ile ülkeyi yönetiyor' dese, bugün uyandırılan hastaya darbe girişiminin Türkiye'de başarıya ulaşmadığını ikna edebilir miydik; emin değilim." ifadesini kullandı.
Türkiye, önemli bir gündemden geçerken tüm itirazlarına rağmen AK Parti'nin grup önerisiyle Meclisin kapatıldığını belirten Özel, bugünün sorusunun, "Bu Meclis niye kapalı kardeşim?" olduğunu savundu.
Özel, DAEŞ'in Suruç'a saldırısından sonra Meclisi olağanüstü toplantıya çağırdıklarını anımsatarak, AK Parti ile MHP'nin DAEŞ terörünü araştırmayı reddettiğini belirtti. Özel, Ankara Garı katliamından sonra terörü dört partinin araştırması önerisinin neden reddedildiğini sorarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"HDP ile aynı çizgide olmamak için AKP ile birlikte terörün araştırılmasını reddeden MHP'nin, 'Hükümetimiz görevinin başındadır, herhangi ilave çabaya gerek yoktur' diyerek, terörün araştırılması için komisyon kurulmasını reddeden AKP'nin, 12 yaşındaki bir çocuk, 3 aylık bebekleri katledene kadar 'taziyede de teröre karşı durmada da 4 parti yan yana duralım' sözünü geciktiren HDP'nin de bugünkü tabloda sorulacak sorulara verecek cevaplarının ne olduğunu merak ediyoruz.
Temmuz 2014'te bayram günü IŞİD militanlarının piknik yapmasına engel olunmazken, Fatih Camisi'nde yapılan Alevi katliamı için hayır lokması dağıtanlar televizyon, gazetelerde haber olurken, 'haksızlığa uğramış öfkeli gençler' diye nitelendirilen, karı-koca IŞİD'e katılmalarının iyi bir şey olduğu, birbirine orada yardımcı olurlar diye söylenirken ve IŞİD'in, diğer terör örgütleri kadar zalim olmadığını söyleyen eski bakanlar halen daha Meclis grubundayken, bugün Gaziantep'te IŞİD'in saldırısına nasıl mani olunamadı sorusu da herhalde son derece manasız bir sorudur."
-"FETÖ şampuanı"
Özel, Türkiye'de dış politikayla ile ilgili ciddi gelişmeler yaşandığına işaret ederek, DAEŞ'e sınır komşusu olunduktan sonra şimdi DAEŞ'in sınırdan atılmaya çalışıldığını öne sürdü. Özel, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un, "Başımıza ne geldiyse hatalı Suriye politikasından geldi" tespitinin altına imza atmak gerektiğini söyledi. Özel, "Hükümet nihayet bir günah keçisi de bulmuşken, bir yandan kendisini tüm kirliliklerden FETÖ şampuanıyla yıkayıp, arındırmaya çalışırken öbür taraftan da 'ne yaptıysa bundan önce atanan Başbakan yanlış yaptı. Atamayı geri aldık, Sayın Cumhurbaşkanı, yeni bir atama yaptı. Eskisinin hatası bunlar' diyerek, bu işten sıyrılacaklarını düşünüyorlar. Hataları bir yandan sürdürüp, geçmişi de FETÖ şampuanıyla ve bütün suçları genel üstlenici Ahmet Davutoğlu'na atarak kimse kurtulamaz. Davutoğlu'nu da kimin atadığını, onu görevden alıp Binali Yıldırım'ı kimin atadığını, bunların şirkete kayyum atamak kadar hızlı, kolayca yapıldığını biliyoruz." görüşünü savundu.
Dış politikada yanlışın, Suriye'de taraf olmak, Suriye'nin toprak bütünlüğüne sahip çıkmayıp, iç barışını tehdit etmek olduğunu öne süren Özel, gelinen noktada ise Suriye'de taraf tutmanın bırakılmadığını, tutulan tarafın değiştirildiğini bildirdi.
-"FETÖ'cüleri koyalım"
Özel, Türk-ABD ilişkilerinin gergin olduğunu ifade ederek, talepte bulunan ülkenin, talepte bulunulan ülkenin dilinde iade başvurusunu yapması gerekirken Fetullah Gülen için ilk başvuruda belgelerin çoğunun Türkçe olduğunu iddia etti.
Darbe girişimi gecesinden önce Gülen için ABD'den resmi iade talebinde bulunulmadığını öne süren Özel, "Herhalde Sayın Cumhurbaşkanı, uzun süredir bankamatikten para çekmiyordur ama bugün çekecek olsa Gülen'i, ABD'den istediği gibi isterse, bankamatiğin karşısına geçip, 'bana para ver, para ver' deyip, bankamatiğin para vereceğini düşünüyor. Kartı sokmadan, şifreyi girmeden bunun gerçekleşmeyeceğini düşünemeyecek durumda değil. Ama bu ülkenin insanlarını bu konuda rahatlıkla yönlendirebileceğini düşünmeleri, saygısızlık." dedi.
AK Parti'nin darbeyi araştırma komisyonu üyelerini Meclisin son günü bildirdiğini anımsatan Özel, "Bildirdikleri isimlere bakınca, maden komisyonu için maden mühendisi görevlendirirsin ya 'FETÖ'yü araştırken de FETÖ'cüleri koyalım' demişler. Reşat Petek'in ismini orada görmek... AKP'nin o komisyona bu işi en iyi bilen, uzun süre yüreğinde hissetmiş arkadaşları oraya koyması manidar geldi." ifadesini kullandı.
Özel, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesindeki cezaevleri alt komisyonunun bir an önce harekete geçerek, ülkenin dört bir yanından gelen kötü muamele ve işkence iddialarını araştırmasını istedi.
-"Meclis iradesine başvurulacaktır"
Bir gazetecinin, "HDP'nin liderler zirvesine çağrılmamasında, terörle arasına mesafe koymaması gösteriliyor. Siz bu gerekçeye katılıyor musunuz?" sorusuna Özel, "HDP'nin terörle arasına mesafe koymasına, HDP'nin bugün yaşanan terör saldırıların durdurulması noktasında etkin ve kararlı rol oynamasına ciddi şekilde ihtiyaç var. CHP olarak 6 milyon oy almış, Mecliste grubu olan bir partinin, anayasa görüşmelerinde, liderler zirvesine çağrılmamasını doğru bulmuyoruz, demokrasi ile bağdaşır bulmuyoruz. Arkasından ortaya koydukları gerekçe her ne kadar bizim de HDP'ye yaptığımız ciddi uyarıysa da bunu gerekçelendirerek bir partinin temsilcilerini bu toplantılara çağrılmamak o partiye yapılan nezaketsizlik olduğu gibi, oy veren 6 milyon kişiyi yok saymaktır. " karşılığını verdi.
CHP Grup Başkanvekili Özel, Başbakan Binali Yıldırım'ın liderler zirvesi sonrası, bakanlar kurulunun ardından uzlaşı mesajları verdiğinin belirtilmesi üzerine ise şunları kaydetti:
"Bir toplantı yapıp, toplantı hakkında açıklama yapmayı evsahibine bırakma nezaketinin Başbakan tarafından bir miktar suistimal edildiğini düşünüyoruz. Dünkü konuşmasında, 'Sarayda yapılan zirvede Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla başlanan mini anayasa paketi görüşmelerinde ilerleme sağlandı' diyor. Onun görev tanımında olabilir bizim saraydan talimat alma gibi bir durum, görev tanımımızda yok. Saraydaki o toplantıda, özellikle yüksek yargı konusunda, mini anayasa değişikliği önerisi Sayın Genel Başkanımız tarafından ifade edilmiş, diğer liderler tarafından kabul edilmiştir. Ancak kendi yaptıkları her olumlu işi sarayın talimatıyla yaptık demeye alışmış birisi, maalesef kendi mantık kurgusu içinde bizi de bu işe dahil etmeye çalışmış, bu nezaketsizlik olmuştur. Sayın Başbakan'ı tekzip etmek zorundayız. Saraydaki toplantıda mini anayasa değişikliği önerisi Sayın Kılıçdaroğlu'nun masaya koyduğu, Sayın Bahçeli ve Sayın Başbakan tarafından olumlu karşılanan ve bir noktaya gelmiş bir çalışmadır. Bu ne sarayın talimatıyla olmuştur ne de bu çalışmayı bitirip, birinin önüne koyacak durumda değiliz. Bu çalışma tamamlandığında ilgili komisyona sevk edilecek ve Meclis iradesine başvurulacaktır.
Başbakan'ın her şey güllük gülistanlık, hükümetimiz herkesi anlıyor, anlayışıyla davranıyor, işler yolunda gidiyor yaklaşımı da Başbakan harikalar diyarında bir görüntü sergiliyor. Toplantıyla ilgili basına yansıyan, yansımayan liderlerin çok ciddi eleştirileri, endişeleri vardır. CHP'nin bugüne kadar demokrasi mücadelesine sahip çıkma, ülkede karmaşa durumunun ortaya çıkıp ülkenin zarar görmemesi için kullandığı sorumlu dili, sanki hükümetimiz, Türkiye için herşey yolunda gidiyormuş gibi bir hava olarak yansıtmak başbakanlık sorumluluğuyla bağdaşmaz. Türkiye'de hiçbir şeyin yolunda gittiği yok. "