15 Temmuz darbe girişiminin ana iddianamesi mahkemeye sunulurken, iddianamede 15 Temmuz gecesine ilişkin yeni fotoğraflar ortaya çıktı FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili 221 sanık hakkında hazırlanan çatı iddianamedeki tek kadın şüpheli Kübra Yavuz'un 15 Temmuz saat 09.21'de kışlaya Güney Nizamiyeden girdiği, olay günü protokol personeli olarak mesaide bulunduğu belirtildi. Olay günü Genelkurmay Protokol Şube Müdürlüğünde "üsteğmen" rütbesiyle görev yapan ve Genelkurmay Başkanlığının idari tahkikatı sonucunda FETÖ üyesi olduğu anlaşılan Yavuz'un, MİT Müsteşarını A-1 kapısından uğurladıktan sonra odasına döndüğü, ardından saat 21.22'de darbeci Özel Kuvvetler görevlilerinin karargah girişinin ardından, bulunduğu odadan çıkmadığı tespitleri yer aldı. İddianamede, Yavuz'un, Genelkurmay Başkanlığında 2 Ağustos 2016'da verdiği ifade de paylaşıldı. Buna göre, Kübra Yavuz, 2009'da 9 Eylül öğrenci yurdunda kaldığını, devlet yurtlarından sorumlu "Elif abla"nın kendisiyle ilgilendiğini anlattı. Mezun olacağı 2010'da bu "abla" aracılığıyla kendisine "KPSS'ye çalışma, senin için başka bir şeyler düşünüyoruz." notunun iletildiğine dikkati çeken Yavuz, sohbetlerde Allah rızası ve hizmet doğrultusunda yaşanmasının anlatıldığını kaydetti. Kara Kuvvetleri Komutanlığına personel alımı için internetten başvurmasının istendiğine işaret eden Yavuz, "Spora çalış. Diğer konuları hallederiz." denildiğini bildirdi. Yavuz, genel yetenek sınavı için İzmir'de "Selim abi"nin soruları kendisine vererek cevaplarını ezberlemesini söylediğini vurguladı. Ancak Yavuz, savcılık ifadesinde bu söylediklerini yalanladı. Genelkurmay Karargahında o geceki görüntüleri kamera kayıtlarına yansıyan Kübra Yavuz'un, darbe gecesi saat 20.22'de Genelkurmay Karargahı binasında MİT Müsteşarı Fidan'ı uğurladığı görüntülere yansıdı.Karargah katında, saat 03.19'da soruşturma şüphelileri arasında sivil kıyafetli görüntülenen Yavuz'un, 16 Temmuz 2016 günü saat 10.23'te ise sivil kıyafetle nizamiyeden çıktığı da tespit edildi. İddianamede, Genelkurmay Başkanlığının idari tahkikatı sonucunda FETÖ üyesi olduğu anlaşılan Yavuz'un "darbe faaliyetine katıldığına dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı kanıtlar bulunmadığı, eyleminin örgüt üyeliği kapsamıyla sınırlı kaldığı" ifade edildi. Kübra Yavuz, iddianamenin kabulü halinde 15 yıla kadar hapis talebiyle yargılanacak. 15 Temmuz’un kilit isimlerinden eski Orgeneral Akın Öztürk’ün darbenin başarısız olmasından sonra Akıncı Üssü’nden iki defa kaçmaya çalıştığı ortaya çıktı. Darbe girişimine katılan pilotlardan Halil Gül, “16 Temmuz saat 09.00 sıralarında Öztürk’ün kendisinin yanına gelerek ‘Havalanmamız lazım. Başbakan ile görüşeceğim’ dedi. Ancak savaş uçağı ateş edince kalkamadık” dedi. Öztürk'ün darbe girişiminin başarısız olmasından sonra Akıncı Üssü'nden 2 defa helikopterle kaçmaya çalıştığı ortaya çıktı. Helikopter pilotunun iki defa helikopteri kaldırmaya çalıştığı ancak darbe karşıtı askerlerin helikopteri hedef alması sonrası bu girişimin başarısız olduğu gün yüzüne çıktı. Akın Öztürk'ün tek başına firar girişiminin başarısız olması üzerine Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın Çankaya'daki Başbakanlık konutuna götüren helikoptere binmek istediği, Orgeneral Akar'ın da 'Sen burada kal' dediği de biliniyordu. Darbe girişimine katılan helikopter pilotlarından Halil Gül, iddianamede yer alan ifadesinde "Akın Öztürk 'Havalanmamız lazım. Başbakan ile görüşeceğim' dedi. Bunun üzerine kalkmaya teşebbüs ettim ancak bir savaş uçağının ateş etmesi üzerine helikopteri bıraktım. Bir saat sonra Akın Öztürk tekrar geldi. Bu sefer de bir yer cobrası ile ateş edildi" ifadelerini kullandı. Gül, daha sonra Akın Öztürk'ün araca bindiğini ifade ederek, "Sabah erken saatlerde Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve ismini bilmediğim bir tümgeneral araca bindi. Terminale sürmem gerektiği söylendi. Helikoptere binmek için araçtan indiklerinde Akın Öztürk de oradaydı. Helikopter havalandıktan sonra Akın Öztürk ile karargaha geri döndük" ifadelerini kullandı. Habertürk'ün haberine göre; FETÖ’nün darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığı’na gelen zırhlı araçlara, Tankçı Kurmay Albay Tevfik Gök’ün eskortluk yaptığı belirtildi. Milli Savunma Bakanı Fikri Işık’ın Özel Kalem Müdürü olan 201 No’lu firari sanık Gök’ün, Işık’a bilgi akışını da engellediği ‘Çatı iddianamesi’nde yer aldı. Gök’ün, 15 Temmuz saat 19.50’de Karargâh’ta bulunduğu, saat 20.00 sularında darbe saatinin öne alınmasının akabinde 28. Mekanize Tugay Komutanlığı’na gittiği anlatıldı. Gök’ün, darbe gecesi 28. Mekanize Tugay’ı ele geçiren darbeci grupla yaptığı görüşmenin ardından bir zırhlı araç temin ederek, Genelkurmay Karargâhı’na döndüğü ifade edildi. Gök’ün, Karargâh’taki faaliyetleri de güvenlik kameralarından tespit edildi. Görüntülere göre Gök, 15 Temmuz 2016 saat 22.46’da Genelkurmay binasına giriyor. 16 Temmuz 2016 saat 02.31’de Karargâh binası makam katı koridorunda, saat 02.39’da Genelkurmay bahçesinde, saat 10.21’de Genelkurmay bahçesinde bir grup askerle sivil kıyafetli olarak görülüyor. 201 No’lu sanık Gök şu an firari konumda. Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili 221 şüpheli hakkında hazırlanan çatı iddianamesinde, 15 Temmuz'un ilk şehidi Koruma Astsubayı Piyade Başçavuş Bülent Aydın'ın öldürülmesiyle ilgili bulgulara yer verildi. Buna göre Aydın, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak ile saat 21.43'te Genelkurmay Karargahına girmelerinin ardından, Özel Kuvvetler mensubu darbecilerin açtığı ateşle şehit oldu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanarak, Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianamede, Orgeneral Çolak'ın Koruma Astsubayı Piyade Başçavuş Aydın ile siviller Celallettin İbiş, Erhan Dural, Gökhan Yıldırım, Mehmet Şengül, Mesut Acu, Muci̇p Arıgan, Mustafa Avcu, Resul Kaptancı, Yıldız Gürsoy, Yusuf Çeli̇k ve Zi̇ya İlhan Dağdaş'ın 15 Temmuz gecesi, Genelkurmay Başkanlığında şüphelilere karşı koyarken hayatını kaybettikleri belirtildi. İddianameye göre, güney nizamiyedeki silah sesleri üzerine bölgeye giden Genelkurmay Başkanlığı İKK Güvenlik Dairesi Başkanı Tuğgeneral Atilla Gökesaoğlu darbeciler tarafından derdest edildi. Darbe girişimine kadar Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın emir subaylığını yapan Levent Türkkan, saat 21.22'de şüphelilerden Ramazan Gözel'den aldığı talimatla, o sırada Kara Havacılık Komutanlığında Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral İhsan Uyar ile denetim yapan Orgeneral Salih Zeki Çolak'a telefonla ulaştı. Türkkan, Orgeneral Çolak'a, "Genelkurmay Başkanı'nın kendisini ve İhsan Uyar'ı beklediğini" söyleyerek acele karargaha çağırdı. Ardından yine Gözel, iddianamenin şüphelilerinden olan ve halen aranan Serhat Pahsa aracılığıyla, Özel Kuvvet personeline komutanların etkisiz hale getirilmesi için tertibat alınması emrini verdi. Orgeneral Çolak, Orgeneral Uyar ve Başçavuş Aydın ile saat 21.43'te Genelkurmay Karargahına girdi. Başçavuş Aydın, kısa süre sonra Tuğgeneral Atilla Gökesaoğlu'nu derdest eden darbeci Özel Kuvvetler personelinin açtığı ateşle karın bölgesinden yaralanarak şehit oldu. İddianamede, Aydın'a ateş eden darbecilerin, güvenlik kameralarından elde edilen görüntüsüne yer verildi. Fotoğrafın altındaki bilgilere göre, "3" numara ile gösterilen, ismi belirlenemeyen darbeci Özel Kuvvetler personeli, Aydın'a ilk ateşi açtı ve 4 el ateş etti. Aynı fotoğrafta, "1" olarak numaralandırılan şüpheli Kurmay Albay Nuri Gayır, "2" olarak numaralandırılan ve darbecilerce derdest edilen mağdur Tuğgeneral Atilla Gökesaoğlu ve "4" olarak numaralandırılan ve ismi belirlenemeyen Özel Kuvvetler Komutanlığı personeli de yer aldı. Fotoğraflarda, mağdur Tuğgeneral Gökesaoğlu'nun, karargah bahçesinde elleri ve gözleri bağlı vaziyette, darbeci Özel Kuvvet personeli tarafından yerde oturtulmuş halde olduğu dikkati çekti. İddianamede, şüphelilerden, suç tarihinde tuğgeneral rütbesiyle Personel Plan Yönetim Daire Başkanı olarak görev yapan, Yurtta Sulh Konseyi üyesi olduğu belirlenen Mehmet Partigöç'ün, başçavuş rütbesindeki emir astsubayı Hasan Hüseyin Sarıtarla ile saat 21.49'da şehit edilen Bülent Aydın'ın cenazesinin yanına götürüldüğüne ilişkin fotoğraf da kullanıldı. İddianameyi hazırlayan cumhuriyet savcıları, Fetullah Gülen ve Yurtta Sulh Konseyi üyesi şüphelilerin yanı sıra o gece karargahta silahlı olduğu belirlenen bütün şüphelileri, hem Aydın'ın hem de sivillerin şehit edilmesinden sorumlu tuttu. 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi hakkında hazırlanan çatı iddianamede Genelkurmay Başkanlığı Personel Başkanı olarak görev yapan Korgeneral İlhan Talu'nun darbe girişimini öne çektiği belirtildi. Darbeci İlhan Talu’nun, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Genelkurmay Karargâhı’na gelip, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve Orgeneral Yaşar Güler ile görüştüğünü gördüğü de iddianamede yer aldı. Daha sonra FETÖ mensubu personelle ilgili tutuklamaların hemen başlayacağı bilgisini paylaşan Talu'nun darbe saatini öne çektiği bilgisi verildi. Talu'nun bu nedenle gece saat 03.00 olarak planlanan darbe girişiminin erkene alındığı, şüphelinin darbe girişiminin geriye çekilmesinde önemli rolü olduğu’ tespiti yapıldı.