Dolar

32,5543

Euro

34,9406

Altın

2.442,15

Bist

9.716,77

Türkiye için kritik oylama bugün! AB ile yolumuz ayrılacak mı?

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM), bugün Türkiye’nin yeniden denetime alınıp alınmamasına karar verecek. Ayrıca Malta'da da çok kritik bir toplantı olacak. Hürriyet Yazarı Verda Özer, bu oylamanın çok kritik olduğunu belirterek 'AB ile yolumuz ayrılacak mı?' diye sordu.

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-04-25 10:25:29

Türkiye için kritik oylama bugün! AB ile yolumuz ayrılacak mı?

TIMETURK | HABER MERKEZİ

İşte yazının bir kısmı:

'DENETİM' MESELESİ

1949'dan beri üyesi olduğumuz Avrupa Konseyi, Türkiye'yi 90'lı yıllarda “denetim” altına almıştı. 2004'te AK Parti'nin iktidara gelip hemen reformlara başlamasıyla, Türkiye'yi denetimden çıkardı. Bugünkü oylamada ise, tekrar denetime alması ciddi bir ihtimal.

MALTA'DAKİ KRİTİK TOPLANTI

Bununla birlikte bu haftasonu Malta'da toplanacak AB Dışişleri Bakanları, üyelerin 3'te birinin oyuyla Türkiye ile müzakereleri askıya alabilirler.

ERDOĞAN'IN AB'Yİ REFERANDUMA GÖTÜRME İHTİMALİ

İşte bu olumsuz adımlar sonucunda da Cumhurbaşkanı Erdoğan, “referandumdan evet çıkarsa AB üyelik sürecini referanduma götüreceğiz” sözünü yerine getirebilir. Dolayısıyla şimdi herkes “yoksa AB ile yolları ayırıyor muyuz” diye merakta.

AB İLE SORUNLAR

- İngiltere'nin Brexit kararı, işsizlik, mülteci sorunu, terör... Hepsi AB'nin gitgide içine kapanmasına ve erimesine yol açıyor.

- 15 Temmuz sonrasında FETÖ'ye karşı verilen mücadele ve bizim için beka meselesi olan PKK-PYD tehdidi, enerjimizi tüketiyor.

- 15 Temmuz sonrasında Avrupa'dan beklediğimiz desteğin gelmemesi, üstüne Türkiye'deki OHAL uygulamalarına AB ülkelerinin verdiği olumsuz tepki, arayı iyice açtı. Referandum öncesi Almanya ve Hollanda ile yaşadığımız gerginlik, AGİT ve Venedik Komisyonu raporları ve idam cezası tartışmaları da gerilimi daha da arttırdı.

- Kaldı ki, bu güvensizliğin yüklü bir arka planı da var. AB, 2004'te Güney Kıbrıs'ı tek taraflı üye yapmakla kalmadı. Akabinde Güney Kıbrıs'ın ve dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy gibi Türkiye karşıtlarının ısrarıyla, kısa sürede 18 faslı askıya aldı.

SÜRECİ YAVAŞLATTIK

Biz de hem bu genel tutum, hem de kendi içimize dönmemiz sonucunda, özellikle 2011 sonrasında süreci iyice yavaşlattık.

NEDEN 'AB OLMADAN OLMAZ'?

İngiltere'nin yaptığı gibi “AB ile sadece ekonomik ilişki kuralım” deyip siyasi ve güvenlik ilişkimizi kesmek, bize büyük zarar verir. Unutmayalım ki, 2005 sonrası ekonominin bir anda güçlenmesi, müzakerelerin başlamasıyla oldu. Üyelik perspektifinin verdiği güven, doğrudan yabancı yatırımı birden arttırdı. Şimdi üyelik sürecinin sonlanması, demokrasimize ve hukukun üstünlüğüne olan güveni ciddi şekilde sarsar. Bu da en çok ekonomimize zarar verir. Bununla birlikte AB, Gümrük Birliği'ni de sonlandırabilir. “Madem üye olmayacaksınız, sadece serbest ticaret anlaşması imzalayalım” diyebilir. Bu da AB'nin ekonomik kararları alma mekanizmasından çıkmamız anlamına gelir. Reform sürecindeki ivmemizin düşecek ve bölgedeki ağırlığımızın azalacak olması da, cabası.

Diğer yandan bugün Avrupa'nın karşı karşıya kaldığı en büyük sorun, terör ve mülteci krizi. Her ikisi için ise Türkiye'nin işbirliğine muhtaçlar. Aşırı sağ ve İslamofobiye karşı da panzehirleri, Müslüman Türkiye. Bununla birlikte Brexit sonrası Avrupa, “çok vitesli AB” modeline geçiş yapmaya hazırlanıyor. Daha esnek olan bu yapıya girmek de, eski yapıya göre çok daha kolay.

Dolayısıyla olumsuz senaryonun gerçekleşmemesi için, hâlâ bir fırsat kapısı var. AB Bakanı Ömer Çelik'in haftasonu “Avrupa ile ilişkilerimiz yapısal olarak bundan sonra da çok güçlü devam edecek” demesi, bu kapının kapanmadığını gösteriyor.

Haber Ara