Dolar

32,4957

Euro

34,9138

Altın

2.441,66

Bist

9.716,77

BM bizi temsil etmiyor!

8 Yıl Önce Güncellendi

2016-09-27 10:53:00

BM bizi temsil etmiyor!
Birleşmiş Milletlerin (BM) son zamanlarda yaşanan olaylara müdahale edememesi ve egemen güçler tarafından bir kenara itilmesi nedeniyle ciddi anlamda eleştirilmeye ve kurumun tartışılmasına neden oldu. 71'inci yılına giren bu hantal ve hukuksuz yapı dünyanın yükünü kaldıramıyor ve sorunları çözemiyor. Ateşkes olmasına rağmen Suriye gibi kukla bir rejiminin dayatmasını dahi kırıp Halep'e yardım malzemesi sokamayan bir örgütün gücünden artık söz edilemez.   
 
Birinci Dünya savaşından sonra 1920'de İsviçre'de kurulan Cemiyet-i Akvam dünyadaki sorunları çözmede başarısız oldu ve İkinci Dünya savaşı patlak verdi. Bir önceki savaşın yaraları henüz sarılmamışken yeniden kaos ortamına girilmesi insanlık tarihinin utançlarından biridir. Barış ve güvenlik ortamlarının yeniden tesis edilmesi, uluslararası düzeyde bir örgüte ihtiyaç olduğu kaçınılmaz hale gelmişti. Devletler arasındaki anlaşmazlıkların savaşa dönüşmeden önce barış ortamında halledilmesi için yeni bir örgütün kurulması herkes tarafından benimsenmişti. 
Zamanın egemen daha doğrusu emperyalist devletlerinden ABD ve İngiltere öncülüğünde 1 Ocak 1942'de “Birleşmiş Milletler Bildirgesi” imzalandı. Atlantik Paktıadına yayımlanan bu bildirge daha çok emperyalistlerin egemenliğini ve zayıf ülkelerin sömürülmesinin amaçlandığı bilinen bir gerçekti. Bu devletlere daha sonra 1943'de Rusya ve Çin'de eklendi.  Şer güçlerin lider takımından Churchill, Roosevelt ve Stalin 1945'de Yalta Konferansı'nda dünyayı kendi aralarında bölüştüler. Daha sonra Fransa'da bu oyuna katılarak 26 Haziran 1945'de BM kuruldu.
Bu “Beşli Çete” kuruluşun ana çekirdeğini oluşturarak her birinin veto ettiği bir konu asla işleme konulmayacağı karara bağlandı. Bu devletlerin çıkarına olmayan bir yapılanma olduğunda ise yaptırım sonucu silah zoruyla düzeltme hakkını elde ettiler. İddia edilen demokrasi, eşitlik veya Milletlerin bağımsızlığı ile egemenlik ipotek atına alındı.
 
Kısaca bu örgüt emperyalist beş devletin çıkarlarını korumak için kurulmuştur. Birde bu çatının üstünde olan dünyanın başındaki en büyük bela olan Siyonizmbulunmaktadır. Kurulan çetenin merkezini bir Siyonist Yahudi olan David Rockefller bağışladı (!). New York'taki Manhattan'de kurulan BM tam bir mafya mantığıyla çalışmaktadır. Ülkelerin üye olması mecburi hale getirildi ve her birinin ödediği aidatla bütçe oluşturuluyor ve teşkilatın masrafları ödeniyor. 
 
5'li çetenin kurduğu BM'nin ilk işi İsrail'i tanımak oldu  
 
Beşli Çetenin kurmuş olduğu bu örgütün yapmakla mükellef olduğu işlerin başında devletler arası dostluğu oluşturmak, sosyal, kültürel ve insanlığın ortak sorunlarını çözmenin yanında uluslararası barışı ve güvenliği korumak vardır. Irk, din ve dil farkı gözetmeksizin insan haklarını savunmak, anlaşmazlıkların çözüm ve diyalog yoluyla çözülmesi de BM'nin görevleri arasındadır. Kâğıt üzerinde daha bir sürü görevi bulunmaktadır. Ancak o görevler yaldızlı kâğıtlara yazılmış olarak raflarda durmaktadır.
Yazılan olumlu görevlerin hemen hepsinin tersi yapılmaktadır. Beşli Çetenin yanında Siyonist İtrail, Almanya ile AB ülkeleri  dünyayı sömürmek için aç kurt gibi saldırıyor. BM denilen kuruluş sesini dahi çıkaramıyor. Bu menfaat grubunun başında veya desteklemediği bir devlet en ufak bir eylemde bulunsa hemen harekete geçerek yaptırım yaptırıyorlar. Artık BM dünyayı değil sadece emperyalistlerin hukukunu savunan bir kurum haline geldi. Burada mazlumların sesi duyulmuyor.Egemenlerin hukuku işletiliyor.
 
Yalan beyan ve sahte delillere dayanarak şeytanın başı olan ABD, Afganistan'ı ardından Irak'ı işgal etti. Fransa uranyum elde etmek için oluşturduğu naylon terör örgütü bahane edilerek Mali başta olmak üzere Afrika'nın başına bela oldu. İtalya, Fransa ve ABD yakın zamanda Libya'yı işgale hazırlanıyor. İsrail bilindiği gibi yıllar önce Filistin'i işgal ederek korsan devletini kurdu.
Bu işgal ve hukuksuzlukların hepsi BM'nin onayı ile oldu. İkinci dünya savaşında galip olanlar kendilerini dünyanın efendisi, geri kalanları ise köle olarak görmeye devam ediyorlar. BM'de üyeliği bulunan 190 devlet  71 yıldan beri 5'li çete tarafından sömürülüyor. Bu devletlerin hepsi bir konu üzerinde anlaşsa, sadece daimi üyelerden ABD, Çin, Rusya, Fransa ve İngiltere'den biri “hayır” demiş olsa o karar kabul edilmiyor. Bir başka tabirle 190 “değersiz oya” karşı “bir değerli oy(!)” geçerli  oluyor.
 
İşte böylesine komik ve akıl almaz bir sistem kurmuşlar. Müslüman dünyasını temsilen hiçbir devlet ve mekanizma bulunmuyor. Siyonist Yahudilerin emrinde olan sözde Hristiyanlar karar alarak dünyanın mazlum halklarına dayatma yapıyorlar. BM  henüz yeni kurulmuştu ki ilk işi Siyonist İsrail'in kuruluşunu onaylamak oldu. Milyonlarca masum Filistinliyi öz vatanından sürgün ederek yerlerine ülkelerinden kovulan Yahudiler yerleştirildi. İş bu BM'in ilk önce hukuksuzluğu buradan başladı. Ö günden günümüze kadar ediyor.
 
BM'nin Bosna'da yaptığı katliam tam bir soykırımdı  
 
İsrail'in yapmış olduğu onlarca insan hakları ihlalleri ve BM'de alınan onlarca kınamaya rağmen Siyonist İtrail'e hiç bir yaptırım yapamamıştır. Ayni BM ikinci olarakHindistan'ın zorbalıkla işgal etmiş olduğu Keşmir konusunda üzerine düşeni yapmamıştır. Hala da yapmakta direnerek Hindistan'ın isyan etmemesi sağlanıyor.Endonezya'dan hileli bir şekilde ayrılan Doğu Timur ile Sudan'dan ayrılan Güney Sudan'ı utanmadan ilk celsede devlet olarak tanıdılar.
 
Sözde ayrılmayı ve savaşları durduracaklardı ama tam aksine bu devletler başka ülkeleri işgal ediyor. İslam ülkelerini bölüp parçalıyorlar. Petrol ve enerji zengini olan bölgeleri sözde devlet olarak tanımaya başladılar. Afrika'nın Somali,  Mali ve daha birçok yerinde konuşlandırılan BM askerlerinin gözünün önünde Müslümanlar canlı olarak katlediliyor. Ortadoğu ve Asya'da da durum pek farklı değil. Bu kurum şimdiye kadar Müslümanlara ve mazlum milletlere yardım etmemiş aksine daha da kötü olmasını sağladılar.
 
Ayni BM askerleri daha doğrusu çapulcuları Bosna Hersek'te binlerce Boşnak Müslümanın katledilmesini bizzat tasarlamış ve organize etmiştir. Hollandalıaskerlere sığınan ve BM'nin güvenli kampında olan Bosnalı Müslümanlar Sırp katillerine teslim edildi. Avrupa'nın ortasında günlerce işkence sonucu on binlerce masum Müslüman katledildi. Bu katliamlar BM bayrağı altında yapıldı.
Artık bu köhnemiş kurum bu haliyle daha fazla devam edemez. Acilen reform edilmeli veya yerine bir başka adil kurum ihdas edilmelidir. Kurulacak yeni kuruluşta bütün milletler eşit ölçüde temsil edilmelidir. Güçlünün zayıfı sömürmediği ve adaletin hakim olduğu bir kurum olması gerekir. Böyle olursa herkes tarafından güvenilen ve saygı duyulan bir kurum olur. Aksi takdirde BM'nin bu haliyle bizleri temsil etme kabiliyetini kaybetmiştir.
 
İslam ülkeleri kendi birliklerini kurmalıdır
 
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan her fırsatta “dünya beşten büyüktür” sözünü adeta bir slogan haline getirdi. Her platformda bu konuyu dile getirmesiyle kurum hakkında konuşmaktan çekinen devlet ve hükümet liderlerinden cılız da olsa ses gelmeye başlaması çok olumlu bir gelişmedir. Bu konuda Cumhurbaşkanımızın verdiği haklı mücadele tüm mazlum halkların bir umudu haline gelmiştir. Bu ses aslında bir gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır.
 
Günümüzde Filistin, Keşmir, Bangsomoro, Kıbrıs, Yemen, Somali, Irak, Suriye, Libya, Tayland, Arakan, Bangladeş ve birçok ülkede devam eden iç savaş, kaos ve terör eylemlerine BM hiçbir çözüm üretmiyor ve üretemiyor. İtibarı olmayan ve sözü dinlenmeyen bu kuruluşun bulunması bir tiyatrodan başka bir şey değildir. 
Dünyada adaletin tesis edilmesi için mazlum milletlerin ezilmemesi için mutlaka yeni bir oluşum gerekir. Bu dünya artık beş emperyalist ülkenin esaretinden kurtulmalıdır. Bunun vakti gelmiştir. Tüm dünyanın ortaklaşa oluşturulacağı bir kurumun yanında bir de Müslümanların kendi arasında oluşturacakları D-8 gibi güçlü bir kuruluşun olması çok faydalı olacağına inanıyorum.
 
İslam ülkelerini işgal etmek isteyen emperyalistler böyle bir güç karşısında geri adım atacağından eminim. Çünkü son yıllarda emperyalistlerin gözünü İslambeldelerine çevirdi. Enerji ve zengin madenleri elde etmek için topraklarımıza gözü olanları püskürtmek için ekonomi, siyasi ve askeri alanda ortaklaşa hareket etmenin zorunlu hale geldiğine inanıyorum.
https//:twitter.com/aslanbalci1   

Haber Ara