Dolar

42,8693

Euro

50,7686

Altın

6.210,41

Bist

11.336,18

'Peygambersiz, mezhepsiz ve âmentüsüz bir İslâm icat etmek istiyorlar'

Yeni Şafak gazetesi yazarı Yusuf Kaplan bugünkü yazısında 'Şark Meselesi'ni ele alarak, 'Adım adım “geliyorum!” diyen bir felâket var: Peygambersiz, mezhepsiz ve âmentüsüz bir İslâm icat etmek istiyorlar!' dedi.

11 Yıl Önce Güncellendi

2016-01-25 11:21:05

'Peygambersiz, mezhepsiz ve âmentüsüz bir İslâm icat etmek istiyorlar'

Yeni Şafak gazetesi yazarı Yusuf Kaplan bugünkü yazısında, Şark Meselesi'nin, bizim için geliştirilmiş iki noktasına değinerek, "Birincisi: Osmanlı'yı Avrupa'dan, Müslümanları tarihten uzaklaştırmak. Bunu başardılar kesinkes. İkincisi de, Müslümanları, İslâm'dan uzaklaştırmak. Son yüzyıldır, özellikle de son çeyrek yüzyıl boyunca bunu hayata geçirmeye çalışıyor Batılı emperyalistler." diye aktardı.

Adım adım “geliyorum!” diyen bir felâket var: Peygambersiz, mezhepsiz ve âmentüsüz bir İslâm icat etmek istiyorlar!

Burada söyleyeceklerim hayâtî: Özelde müslümanların, genelde insanlığın geleceğiyle ilgili.

EZBERLERİN YÜKÜ VE TARİHÎ YÜKÜMLÜLÜK

Ezberlerle bir yere gidemeyeceğimizi anlamakla ve anlatmakla yükümlüyüz.

Yük olmayacaksınız, “yük”ü, tarihî bir yükümlülük bilinciyle kuşanarak taşımaya soyunacaksınız. Yoksa, yükün altında ezileceğinizi ve yok olmaktan kurtulamayacağınızı unutmayacaksınız!

Türkiye, herhangi bir yer değil. Bin yıldır insanlık tarihinin yapıldığı, tarihin şekillendirildiği, bize tarihî bir yük yüklediği dinamik bir yer: Ya bu yükü hakkıyla taşıyacağız ya da yükü taşımaya soyunmazsak, bu yükün altında kalacağız, un ufak olacağız.

Ezberlerimizi terkedemediğimiz sürece kendimize gelemeyeceğimizi bilmiyoruz bile. Bu ülke sömürgeleştirilemediği hâlde, kendi-kendini sömürgeleştiren, kaç kuşak çocuklarını kültürel intiharın eşiğine sürükleyen dünyanın en traji-komik ülkesi!

İSLÂM'DAN SÖZETMEK, GELECEKTEN SÖZETMEKTİR

İslâm'dan, İslâm medeniyetinden, İslâm tarihinden sözetmek, gelecekten sözetmektir.

İnsanlığın susuzluğunu giderecek ruh aşısı yapmak, yaralanan insanı, tarûmâr edilen tabiatı ve savaşlardan bîtap düşen dünyayı darusselâma / barış yurdu'na buyur etmektir.

İnsanlığın adalete, hakkaniyete, sulh ve selâmete şiddetle, ekmek kadar, su kadar ihtiyaç hissettiği şu dondurucu kış mevsiminde insanlığı bahara, umuda ve hakikat medeniyeti ufkuna davet etmektir.

İslâm medeniyeti, hakikati, erdemi ve fazileti yüceltti; bütün medeniyetlerle temasa geçti, hiçbirini yok etmedi; hepsinden beslendi, hepsini besledi ve en önemlisi de insanlığın binlerce yıllık çürümeye terkedilmiş medeniyet birikimini aldı, korudu, yaşattı, aştı ve bütün insanlığa ulaştırdı.

BATILILAR, GÜCÜ KUTSADILAR, İNSANLIĞA KAN KUSTURDULAR!

Batılılar, ne yaptılar, peki?

Gücü kutsadılar, insanlığa kan kusturdular. Dünyayı kutsadılar, insanı dünyanın tutsağı yaptılar.

Modern sosyal teorinin “kurucu baba”larından Max Weber'in -daha önce de yeri geldikçe zikrettiğim- hayatî tespitinde enfes bir şekilde özetlendiği gibi, modern Batılılar, insanı “demir kafes”e hapsettiler. Ve insanlığı iki varoluşsal sorunun eşiğine sürüklediler: Anlam krizi ve özgürlük kaybı.
Foucault'nun “modernliğin hapishanesi” dediği şey, böylesi bir şeydi işte!

Dünyayı bir düğmeye basarak yok edecek ayartıcı silahları yaptılar, bütün medeniyetlerin kökünü kazıdılar.

Ezberlerimizi çöpe atalım ve sadece bu ülkede Batı'nın kutsandığını, Batı'ya ilişkin, bizzat Batılı düşünürler tarafından yapılan hayatî eleştirilerin bile yoksayıldığını görelim artık!

ŞARK MESELESİ VE ÖTESİ...

Batılılar, iki asır önce bir “Şark Meselesi” icat etmişti. Şark Meselesi, münhasıran bizim için geliştirilmişti. İki ayağı vardı.

Birincisi: Osmanlı'yı Avrupa'dan, Müslümanları tarihten uzaklaştırmak. Bunu başardılar kesinkes.

İkincisi de, Müslümanları, İslâm'dan uzaklaştırmak. Son yüzyıldır, özellikle de son çeyrek yüzyıl boyunca bunu hayata geçirmeye çalışıyor Batılı emperyalistler.

ÜÇ TEHLİKELİ PROJE

Burada üç ana proje, adım adım hayata geçiriliyor:

1-Kendilerinin icat ettikleri terör örgütlerini kışkırtarak, İslâm'ı terörle özdeşleştirmek, kitleleri İslâm'dan uzaklaştırmak.

2-Ilımlı İslâm projesiyle İslâm'ı sekülerleştirmek / protestanlaştırmak, İslâm'ın ruhunu “bitirmek”, inancı, bireysel bir inanç meselesine hapsetmek, ümmet fikrini ve medeniyet ufkunu yok etmek.

3-Sonuncusu ve en önemlisi, hedeflenen projenin sonucu olarak, İslâm'ın ana kaynakları konusunda şüphe uyandırmak. Hadisleri ve mezhepleri tartışmaya açarak Müslümanların akîdelerini tarumâr etmek.

Böylelikle İslâm'ı dize getirmek ve küresel sisteme, seküler-kapitalist-pagan Batı uygarlığına yalnızca İslâm'ın meydan okumasını sağlayan sarsılmaz fikrî, akîdevî ve siyasî imkânlarını ve kaynaklarını paçavraya çevirmek!

Burada âlemlere rahmet olarak gönderilen Efendimiz'in (sav) konumunun sarsılması, bunun da ayartıcı bir yola başvurularak -hadislerin tartışmaya açılarak- yapılması, Müslümanların tarihlerinde, daha önceki dönemlerde yaşamadıkları en ürpertici proje.

YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ

Mehmet OLGUN
Ülkemin insanlarının hepsi alimmiş de haberimiz yokmuş.
Mehmet
Mezhep ne demek? Mezhepsiz din olamaz mı? Hizip parçalanmak demek değil mi?
X
Abdesti ne bozar ne bozmaz,Oruç zekat ve daha nice teferruatlı mevzu...Kildigin namaz,tuttugun oruc hep mezheplerin ictihadi ve istinbati ile sabit,niye sen de ayni sekilde ittiba ediyorsun ki?Biz de sen de ayetten hadisten anladigin gibi amel edelim?Bunlarin ahkamini kapali acik ayet ve hadislerden istinbat eden muctehid ve fakihler ve onlara tabi olan kimseler mi suclu simdi? Ecdadı ayakta tutan mezhebsizlerin varlığı değildi,mezhebe iltizam eden,itikadı, ehli sünnet vel cemaat olan ulemanın varlığı idi...
ali
Atalarımızın ocağından közü alalım ama tozu da atalım. Bu gün köz ve toz kavgası var. Bizim müktesebatımız (Kur'an hariç)kirlenmiştir. Bu müktesebatla yeni bir dünya kuramayız. Önce hangisi dinin değişmezi hangisi kültür bunu ayırmamız lazım. Seçici, sorgulayıcı özgün ve üretken bir kabiliyet gerekiyor. Temiz ve sarsılmayan evrensel kodlarımızla ancak yeni bir dünya kurabiliriz. Mirasımızı düzgün bir eleştiriden geçirmeden asla başaramayız. Açıklarımız çok ve oradan giriyorlar. Gemi su alıyor, nasıl yola çıkacağız. Önce yüzleşmemiz lazım, temel parametrelerde anlaşamıyoruz.
AHMET
ne demek mezhepsiz din olmaz. O zaman mezhepsizler (peygamber, sahabe, tabiin) dinsiz mi demektir. Allah'ın sözü üzerine söz olduğunu söyleyenler! Casiye -6'yı okuyunuz. Korkmayın çarpılmazsınız. Zira Kur'an ancak batıl düşünceleri çarpar ve tepe taklak eder.
murre
X kardeş! Mezhebçiliğin mağmasındasın. 4 imamdan önce insanlar hangi mezhepteydiler? Yada sana daha can alıcı bir soru sorayım. ' Sen neden itikatta Maturidi amelde Hanefisin, Ebu hanifenin itikadı mı bozuktu haşa!' Ebu hanifenin itihadını öğrendiğinde göreceksin, Maturidilikten ve mezhepçilikten eser yok. Onlar Kitap ve Sünnet merkezli bir hayat yaşadılar.
Xx
Yusuf beye birisi hadisleri sorgulamanın peygamberi sorgulamak anlamına gelmediğini anlatması lazım.hadislerin peygamberimizin vefatından ne kadar sonra yazıldığını ve kuran süzgecinden geçmesi gerektiğini anlatması lazım.hadis eşittir vahiy gibi düşünürseniz varacağınız sonuç farklı olmayacaktır.
Xx
Yusuf beye birisi hadisleri sorgulamanın peygamberi sorgulamak anlamına gelmediğini anlatması lazım.hadislerin peygamberimizin vefatından ne kadar sonra yazıldığını ve kuran süzgecinden geçmesi gerektiğini anlatması lazım.hadis eşittir vahiy gibi düşünürseniz varacağınız sonuç farklı olmayacaktır.
X
Hakeza Hz.Fatih ve dünyevi ve uhrevi meselelerde fetva aldığı istişare ettiği başta Molla Akşemseddin ve diğer ehli sünnet 'mezhebli' ulema... üzerinde sabahlayip aksamladigin güzel İstanbulu bu fetheden bu zatı Efendimiz müjdelemedi mi? Peki nasıl oluyor da mezhebi olan bir zat hz fatih Sultan Mehmed peygamberimizin medih ve senasına nail olabiliyor? Bizler modernizm ve çağdaşlık adına dini ve uhrevi değerlerimizi batılıların,oryantalistlerin kurbanı yapamayız.Dinimizi de onların sözlerinden düşüncelerinden öğrenemeyiz.
X
Halkının da itikad ve hayatına olumsuz tesirler bırakır kaygı ve hassasiyetiyle Avrupada dansı bir sözü ile kaldıran,karıncayı dahi çiğnenmemek için fetva aldığı ,aldığı fetvaları da indi ilahide şahid gösterip mezhebsiz hareket etmediğine delil için kabrinde sandukasına koyduran Kanuni Sultan Süleyman değil midir ki Ebus Suud efendinin hanefi mezhebinin fetvalarıyla amel eden? Ecdadın mezhep hassasiyeti ve müslümanlık şuuru böyleydi...
ali
Kendi mezhebini kutsayan aslında kendi ulusal çıkarlarına dini alet ediyor da dindarlık yapıyor sanıyor. Bir şiicinin taassubu çok zaman Safevi milliyetçiliği gizliyor, bir Haneficinin kodlarında da Türk milliyetçiliği gizlidir. Mezhebi din yerine koymak, mezhepsizlikten bin kat daha tehlikelidir. Peygambersiz din olmaz ama mezhepsiz bir Müslüman olur. Gelin en temel noktalarda buluşalım. Bir adamın Müslüman olması için ne gerekiyor? Allah, Peygamber ve Ahiret İnancı...vesselam
ali
Hocam ilk iki madde de haklısınız. üçüncü madde de 'kaynaklarımız'tek kaynağımız var o da Kur'an'dır. Sahih sünnet vazgeçilmezimizdir. Ama Kur'an'nın yanında değil altındadır. Sahih sünnetin altın da da müttaki alimlerimizin çabaları var. dini bu hale sokan siyasilerdir. hakikatin sesini önce sultanlar kıstı. İmam Gazali'nin dediği gibi 'umeraya karşı gelmeyen ulema yıktı hakikatin kalesini' karşı gelemezdi kellesi giderdi
ali
Sayın hocam sizin gerçekten Müslümanların ve insanların derdi için çırpınan 'nadide bir akıl' olduğunuzu düşünüyorum. Ancak dinin özünden olmayan ancak bizim kültürümüz olabilecek 'tarikat ve tasavvuf'u fazla önemsediğinizi görüyorum. Bunlarla uğraşan bir kere akıl tutulması yaşar. Çünkü orda akıl yok, sezgi var. Yeni ve düzgün bir dünya özlemi çeken sizin gibi dertli insanların öncelemesi gereken 'islam aklı'dır. Bizim kaybettiğimiz bu, aklın rehberliğinde 'kalp işleri' yolunu kaybetmez. Yoksa ölçü kaçıyor ve abuk sabuk şeylerle milletin aklı dumura uğratılıyor.
X
İyi o zaman her musluman kalksın hadis i şerifleri kafasına anlayışına gore yorumlayıp selefin yolunda olalım, bu nasıl anlayış! Mezheb imamları kadar olalım da dediğiniz olsun.Vesselam...'Mezhebsizlik dinsizliğe bir köprüdür' (Muhammed Zahid el-Kevseri)
rifat
Bopun yollari dar.bana bakma ilimli islam projem var.durmak yok yok yola devam
murre
Mezhepsizliğin, Peygambersizliğe gideceği kurgusuna katılmıyorum. Yüzyıllardır dört mezhebe bağlı olmayan Selefi'n yolunda , Kuran ve Sünneti kendine şiar edinmiş, İtikad ve amelini Rasule nisbet edilen sahih hadislere göre şekillendiren binlerce müslüman kardeşimiz/kardeşiniz var. Mezhebe sıkı sıkıya bağlı bir müslüman kardeşimizin, Sünnetin tamamına vukufiyeti mümkün değildir. Mesela bir hanefi, İmamın arkasında subhanekeyi okur ama fatihayı okumaz/okuyamaz. Böylece Rasulun onlarca hadisinden mahrum kalır.Örnekler çoğaltılabilir.

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Köprü altında akıllara durgunluk veren görüntüler

Haber Ara