Dolar

42,5475

Euro

49,6196

Altın

5.761,49

Bist

11.141,95

Etyen Mahçupyan: Orta vadede AK Parti’nin sonunu getirir

Etyen Mahçupyan, son dönemde AK Parti'ye yönelik eleştirilerinin nedenini köşesine taşıdı...

10 Yıl Önce Güncellendi

2017-01-12 05:31:32

Etyen Mahçupyan: Orta vadede AK Parti’nin sonunu getirir

Karar Gazetesi yazarı Etyen Mahçupyan, bugünkü "AK Parti'yi niçin eleştiriyoruz?" başlıklı yazısında, Başkanlık tartışmalarıyla devam eden, iç politikadaki yaşanan gelişmelerle birlikte AK Parti'ye yönelik eleştirel bakış üzerinden değerlendirmelerde bulundu. Liderler etrafında yaşanan kümeleşmelerin ve yüceltme dilinin ikiyüzlü niteliğini herkes görmekte… Ortada gerçek anlamda bir sevgi saygı yok… Bildiğimiz çıkarcılık ve saray entrikacılığı var, ifadelerini kullanan Mahçupyan, "AK Parti herhangi bir siyasi hareket değil… Seksen yıllık bürokratik vesayetin, yoğun bir ideolojik sultanın ve sosyolojik elitizmin karşısına dikilerek yeni ve tarihsel bir toplumsal uzlaşma fırsatı yakalamış olan bir parti. Yani toplum ve tarih önünde sorumluluğu var… Afaki ve ideolojik bir sorumluluk değil, somut ve işlevsel bir sorumluluk. Kısaca söylersek AK Parti'nin toplumsal tabanını büyütecek şekilde yönetmesini gerektiren bir sorumluluk. Çünkü ayrışma ve parçalanma orta vadede AK Parti'nin sonunu getirir." dedi.

Etyen Mahçupyan'ın bugünkü yazısı şöyle:

Eleştiriyoruz, çünkü AK Parti'nin başarılı olmasını, yani yönetebilmesini ve bu ülkenin siyasi yapısını demokratik yönde dönüştürmesini istiyoruz. Mesele ‘başarı'dan anladığımız şeyin zaman içinde farklılaşmış olması. Bazı AK Partililer için iktidara tutunmak, liderin eteğine yapışarak yükselmek ve hamasi söylemlerle kitleyi mobilize etmek yeterli bir başarı. Ne var ki AK Parti seçmeninin bir bölümü için böyle değil. Onlar demokrasinin yerleşmesini, cemaatlerden toplum olmaya geçilmesini, yönetimin rasyonelleşmesini, barış ortamının gelmesini, dünyaya uyum yeteneğimizin gelişmesini, siyasi açıdan bir ‘geriye dönüşün' imkansız hale gelmesini istiyorlar. İşin ilginç yanı AK Parti içindeki bu kitlenin bizzat AK Parti iktidar döneminde ortaya çıkması ve büyük ölçüde İslami muhafazakar çevrelerde yeşermesi.

***

Bugünlerde siyaseti diğer partilere saldırmak olarak anlayan bakış her tarafta egemen. Siyaset bir ‘savaş' haline getirildiği ölçüde, meydanda savaşacak askerlere ihtiyaç duyuluyor ve bunu cansiperane, ahlaki kodları ve adil bir bakışı kenara koyarak yapanlar makbul sayılıyor. Ne var ki söz konusu yaklaşım bütün siyasi partileri içeriden çürütüyor. Hepsinde yüzeysellik, çiğlik ve oportünizm hakim kültür haline geliyor. Liderler etrafında yaşanan kümeleşmelerin ve yüceltme dilinin ikiyüzlü niteliğini herkes görmekte… Ortada gerçek anlamda bir sevgi saygı yok… Bildiğimiz çıkarcılık ve saray entrikacılığı var.

AK Parti de bundan nasibini aldı. Çok zor şartlarda ülkeyi yönetme zorunluluğu ile karşı karşıya gelmesi ve art arda öldürücü darbelere maruz kalması nedeniyle, AK Parti'yi değerlendirirken haksızlık yapmamak lazım. Ancak AK Parti herhangi bir siyasi hareket değil… Seksen yıllık bürokratik vesayetin, yoğun bir ideolojik sultanın ve sosyolojik elitizmin karşısına dikilerek yeni ve tarihsel bir toplumsal uzlaşma fırsatı yakalamış olan bir parti. Yani toplum ve tarih önünde sorumluluğu var… Afaki ve ideolojik bir sorumluluk değil, somut ve işlevsel bir sorumluluk. Kısaca söylersek AK Parti'nin toplumsal tabanını büyütecek şekilde yönetmesini gerektiren bir sorumluluk. Çünkü ayrışma ve parçalanma orta vadede AK Parti'nin sonunu getirir. Parti fiziksel olarak ayakta kalsa bile, geleneksel merkezin parçası olur. Kendisinden önce gelen bütün reform teşebbüslerinin kaderini AK Parti de paylaşmak durumunda kalır… Ayrışmanın önlenmesi ise içi boş bir ‘yerli/milli' retoriği üzerinden başarılamaz. Aksine bu söylem gelecekte su yüzüne çıkacak olan ayrışmanın fitilinin ateşlenmesini ifade edebilir, çünkü kendi aksini de aynı anda tanımlıyor ve toplumun önemli bir kısmını keyfi ve kimliksel bir temel üzerinden dışlıyor.

***

AK Parti'yi eleştiriyoruz, çünkü onun ‘doğru' davranmasını, yani toplumsal bütünleşmeyi derinleştirecek ve ülkeyi sağlam normlar üzerinde geleceğe taşıyacak hamleleri yapmasını istiyoruz. Bunu yapabilmek, sorunları gerçekçi biçimde algılamayı, kimliksel duruşu aşan bir zihniyeti sahiplenmeyi, bilgi ve liyakati öne çıkarmayı, ortak aklı sahiplenmeyi ve böylece ortaya kucaklayıcı ve gerçekçi bir değişim modeli koymayı gerektiriyor.

Eskiyi yıkmak kolay değildi… Güç ve direnç lazımdı ve AK Parti bunu başardı. Yeniyi inşa etmek daha da zor… Bilgi ve katılım lazım… AK Parti bunu da başarabilecek insan gücüne ve toplumsal potansiyele sahip. Ne var ki önünde kolaycı ve sığ yollar da var ve parti oraya doğru sürükleniyor… Bizler de bunu eleştiriyoruz, çünkü bu yolun sonunda hepimiz için sadece aldatıcı başarılar ve hayal kırıklığı gözüküyor.

ahsen
yazara dahi hakaret eden bir anlayış yazarı haklı hale getirdi.şamil tayyar baykalın kaseti için pornografik kelimesini kullanıyor.bunların hepsi akıl tutulması müslüman hakaret etmez bu kul hakkını oluşturur ve hakaret acizliktir konuyu anlatamayan bilgi eksiği olanların başvurduğu yol. şu anda yapılan buraya doğru gidiyor ama çok yanlış bir tutum.
turgut selim nizamoğlu
Türkiye, çok uzun vadede felaket sonucuna hamile olan başkanlığa kısa ve orta vadede mecbur ve mahkumdur. reyim 'evet' tir ve selamet kapısıdır. 'Kulum beni nasıl tanırsa onunla öyle muamele ederim' mealli hadis-i kutsi icabı imanınız nisbetinde bir akıbet bizi bekler. Akparti umumi caddelerde isabetli kararlar alsa da, ikinci katmandan aşağı doğru olan idarecileri maalesef umumi hakkaniyete muvafık seciye, gayret ve itinadan çok uzaktalar. Hak ehli muharrirler artık milletin kanayan yaralarına tercüman olmalı.
turgut selim nizamoğlu
başkanlık..yakın dönem Avrupa'sının girdiği uzun savaşlar sonrası halkın reyine dayalı bir yönetim olan demokrasiye mecburi çıkış olarak yönelmesini doğurmuştur. Asla halk orjinli bir idare değildir. 'kötülerin en iyisi' diye lanse edilmesi yutulabilirliğini sağlamıştır.Seçilenin ehil olması vacip iken seçenin de ehil olması vaciptir. Anlayacağınız konu nisbi karışıktır, özünde de çözümsüzdür.
Osman
Mahcupyan sen önce müslüman ol demokrasi putuna tapınmayı bırak ondan sonra konuş
Mehmet Haci LALE
Salt beyanı dikkate aldığımızda nefis bir yazı. Biz kimsenini niyetini bilemeyiz.Ancak kişinin durduğu yer, niyetinin de adresini ele vermektedir. Biz, taziyeye gelip sicim gibi göz yaşı döken nice katillere şahit olduk. Üstadı tenzih ederim, fakat bilinmesi gereken bir husus var ki, şayet birisini itibarsızlaştırmak istiyorsanız; medya marifeti ile amalı, fakatlı ve lakinli kelimeler kullanıp amacınıza ulaşabilirsiniz. Recep Tayip Erdoğan elbette her tarafa uzanamaz. Keşke insanların içini sezebilecek iki günlük gayp alemi bilgisine sahip olsaydı!
gurkan deniz
BAŞKANLIK birilerini özellikler BATI cephesindekilerini muhteşem RAHATSIZ ediyor demekki DOĞRUYU YAPIYORlar.

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Şara'dan askeri kıyafetlerle namaz ve zafer konuşması

Haber Ara