DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

Padişah, Peygamber'in ruhuna Medine'ye mektup göndermişti

2009-08-27 09:41:00
Osmanlı hükümdarı Sultan Abdülâziz, Hazreti Muhammed'in hatırasına son derece hürmetkardı. Medine'den ne zaman bir mektup gelse abdest tazeler, "Bunlarda Medine-i Münevvere'nin tozu var" diyerek öpüp alnına koyar ve daha sonra okuturdu. 1861 'de tahta geçmesinden sonra Hazreti Peygamber'in ruhaniyetine hitaben bir mektup kaleme almış ve peygamberin Medine'deki türbesine göndermişti. Hükümdar mektubunda samimi hislerini yazıyor ve Hazreti Muhammed'den kendisine din ve dünya işlerinde yardımcı olması ricasında bulunuyordu.

SULTAN Abdülâziz, 1861'de tahta geçmesinden sonra Hazreti Peygamber'in ruhaniyetine hitaben bir mektup kaleme almış ve peygamberin Medine'deki türbesine göndermişti. Hükümdar mektubunda samimi duygularını yazıyor ve Hazreti Peygamber'den kendisine din ve dünya işlerinde yardımcı olmasını rica ediyordu.
Padişahın, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra bazı kutsal emanetlerle beraber İstanbul'a gelen mektubu şu anda Topkapı Sarayı'nın Mukaddes Emanetler Dairesi'nde muhafaza ediliyor. Son kısmı "Ben, Gazi Mahmud Han'ın oğlu, zayıfların zayıfı, senin feyizlerine muhtac olan Abdülâziz Han'ım" diye biten mektubun metni, bundan birkaç sene önce Hilmi Aydın tarafından yayınlanmıştı. Mektubun içeriğini ve mahiyetini, Aydın'ın "Hırka-i Saadet Dairesi ve Mukaddes Emânetler" isimli kitabından naklediyorum:
"Sultan Abdülâziz, mektubunda Hazreti Peygambere hitaben ümmete, Mekke ve Medine'ye hizmet etmek şerefine kavuştuğunu söyleyip mü'minlerin kendine emanet edildiğini, inkârcıların ve inatçıların elinde hor ve hakir kaldığını anlatıyor ve dünya ile ahirette şefaat ve yardım talep ediyor. Üzerindeki bütün emânetlerin icabını lâyıkıyla yerine getirmek, Allah ve kul haklarını edâ etmek, Müslümanlar'ın kendi idaresinde olan mallarını israfa düşmeden yerli yerine sarfetmek, gizli ve açık bütün düşmanlar üzerine galip gelmek, bütün müminler ile birlikte sıhhat ve afiyet içinde, ilâhi rızaya uygun bir ömür sürmek, mahşer günü cennete ırzı yıkılmadan ilk girenler ile birlikte girmek için Resullulah'ın şefaatine sığınıyor. Daha sonra, günahkâr haliyle böyle bir arzuhal takdimine cüret ettiği için de tekrar tekrar özürler diliyor.
Padişah, tarihlerin naklettiğine göre Hazreti Peygamber'e son derece hürmetkârmış. Medine-i Münevvere'den ne zaman bir mektup gelse abdest tazeler, 'Bunlarda Medine-i Münevvere'nin tozu var' diyerek öpüp alnına koyar, daha sonra başkâtibe okuturmuş. Bir defasında, hasta yatağında yatarken Medine'den bir dilekçe gelmiş. Padişah, 'Beni derhal ayağa kaldırınız. Haremeyn'den gelen talepleri ayakta dinleyeyim. Allah Resulü'ne komşu olanların talepleri, böyle ayak uzatılarak edebe aykırı bir şekilde dinlenmez' demiş. Mektubundaki ifade tarzında da bu hürmet ve muhabbet hemen kendisini gösteriyor.
Dili oldukça ağdalı olan mektup, büyük boy kâğıt üzerine güzel bir nesih hattıyla yazılıdır. Padişah, zarf üzerine rika hattıyla 'Bismihiteâlâ. Hazret-i Fahr-i Kâinat Sallallahü Aleyhi ve Sellem Hazretlerinin Ravza-i Mübârekeleri'ne takdim' hitabını yazıp isminin baş harfi olan 'ayın'ı parafe etmiş. Mektubun zarfı, sarı renkli kâğıttan kesilip katlanarak hazırlanmış. Sultan Abdülâziz, kendi eliyle hazırladığı zarfı iki yerinden kırmızı mum ile mühürlemiş".

HATTIN ÜSTADLARI

Kazasker Mustafa İzzet

TÜRK hat sanatında Mustafa Râkım ile Mahmud Celâled-din ekolleri arasında değişik bir yazı şivesine sahip olan Kazasker Mustafa İzzet, İstanbul'da 1801'de doğdu ve yine aynı yerde 1876'da öldü.
Gençlik yıllarında o da, herkes gibi eski üstadlardan Hafız Osman'ın ekolünü takip ediyordu ve döneminin büyük hattatı Mustafa Râkım'dan etkilenmişti. Ama Sultan Abdülmecid'e hat hocası olunca yazısında değişiklik meydana geldi.
Abdülmecid'in önceki hocası Tahir Efendi bambaşka bir üslûp sahibi olan Mahmud Celâleddin'in öğrencisiydi ve hükümdar Kazasker'den Mahmud Celâleddin üslubunda yazmasını istedi.
İşte bu yüzden, Kazasker'in yazısında bir tavır dönüşü oldu. Gerçi Abdülmecid'in ölümünden sonra yeniden eski tavrında yazmaya çalıştı ise de bunda tam bir başarı elde edemedi ancak Türk yazı tarihinde ayrı bir zevkin sahibi, ayrı bir çeşninin öncüsü oldu.
Çok sayıda levha ve kitabe de yazmış olan Kazasker'in Ayasofya'da bulunan ve her birinin çapı 7,5 metre olan Allah, Muhammed, Ebu Bekr, Ömer, Osman, Ali, Hasan ve Hüseyin levhaları İslâm dünyasının en büyük yazılarıdır.
Kazasker Mustafa İzzet'in "Ve mâ tevfiki illâ billâh" yazılı bu levhası, özel bir kolleksiyonda bulunmaktadır.

İFTAR SOFRAMIZ

Halep Dolması

MALZEME

■ Patlıcan
■ Koyun kıyması
■ Koyun kemiği
■ Pirinç
■ Soğan
■ Biber
■ Nane
■ Safran
■ Koruk suyu

PATLICANLAR tepeleri kesip soyulur, oyulur ve tuzlu suya atılır. Yağlı koyun kıymasına patlıcanların çıkartılan içinin bir kısmı, çiğ pirinç, soğan, tuz, biber, nane ve safran yoğrularak ilâve edilir. Patlıcanlar bu şekilde doldurulduktan sonra kesilen tepeleri üzerlerine kapatılır. Alt tarafına kemik dizilmiş olan tencereye yerleştirilir ve üzerine koruk suyu ilâve edilir. Kor üzerinde suyunu çekene kadar pişirilir. Patlıcanların siyah kabuğa kadar iyice oyulması gerekir.("Melceü't-Tabbâhin"den)


Görüş Bildir Bizimle Paylaş