DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

Amerika'yı tekrar keşfe meraklı reklâm düşkünü akademisyenler

2009-08-16 09:20:00
GAZETELERDE bu hafta, Anadolu Ajansı mahreçli bir haber çıktı:
Enverî isimli şairin 1465'te yazdığı ve İzmir'in bir Türk şehri hâline
gelmesini anlattığı "Düsturnâme" adındaki eseri, 544 sene sonra, ilk defa
Türkçe'ye çevrilecekti. Elyazması nüshası İzmir Millî Kütüphanesi'nde
bulunan eseri, Doç. Dr. Oktay Gökdemir'in yönettiği ve kısa adı "APİKAM"
olan İzmir Büyükşehir Belediyesi Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi
yayınlayacaktı.
Tarihimiz ve kültürümüz bakımından ne kadar memnuniyet verici bir haber
değil mi?
Enverî diye bir şair çıkmış, bundan tâââ 544 sene önce İzmir'i konu alan
bir eser yazmış, bu güzel şehrimizin nasıl fethedildiğini anlatmış ama
eser beş asırdan fazla bir zamandan buyana yayınlanmadan bir köşede durmuş
ve nihayet geçenlerde keşfedilmiş ve pek yakında da kültürümüze
kazandırılıyormuş!
Bilmeyenler, haberi okuduklarında yapılanın gayet güzel bir ilmî çalışma
olduğunu zannedeceklerdir ama gelin görün ki, işin aslı hiç de öyle
değildir ve ortada tuhaf bir kandırmaca vardır.
Enverî'nin "Düsturnâme"si kayıp yahut unutulmuş değil, çok bilinen ve
Osmanlı Devleti'nin özellikle kuruluş dönemi üzerinde çalışanlar için
birinci derecede kaynak olan bir eserdir, üstelik Türkçe'dir, dolayısıyla
Türkçe'den Türkçe'ye çevrilmesi diye bir garabet sözkonusu olamaz ve çok
daha önemlisi, daha önce tam iki defa yayınlanmıştır!

DEFALARCA YAYINLANDI

İlk yayın, Ortaçağ Türk Tarihi'nin unutulmaz hocalarından olan Mükrimin
Halil Yınanç'a aittir ve öyle son yılların falan değil, bundan 81 sene
öncesinin tarihini taşır, yani 1928'de yapılmıştır. Mükrimin Halil, o yıl
eserin Paris'teki nüshasını yayınlamış ve bir sene sonra da "Düsturnâme-i
Enverî'ye Medhal" adıyla, eserle ilgili olarak elde ettiği diğer
tamamlayıcı bilgileri kitaplaştırmıştır. Bu yayında, Düsturnâme'nin 18.
bölümünü meydana getiren ve Aydınoğulları'nı anlatan bahse ağırlık
verilmiştir ve bugün bile hâlâ ana kaynaklardan biridir.
Bitmediii...
Doç. Dr. Oktay Gökdemir'in yönettiği "APİKAM" isimli kuruluşun "keşfedip"
"Türkçe'ye çevireceği" söylenen "Düsturnâme-i Enverî", son olarak bundan
beş sene önce, Prof. Dr. Necdet Öztürk tarafından tam metin hâlinde
yeniden yayınlanmıştır. Bu yayında üstelik hem İzmir, hem de Paris
nüshaları, akademik dilde "edition critique" denen şekilde, yani metin
mukayesesi yapılmış olarak yeralır.
Sözün kısası, Düsturnâme-i Enverî'nin mevcut nüshaları üzerinde bugüne
kadar yapılmamış bir şey kalmamış, bütün yayınlar tamamlanmıştır.
Konunun asıl önemli tarafı da, işte burada: Böyle bir haberi devletin
resmî ajansına kimin, hangi maksatla verdiği...
Ajansın muhabirinin yahut redaktörünün konuya uzak olduğunu, hiç
bilmediğini ve haberi kendisine ilginç geldiği için servise koyduğunu
kabul edelim -ki, mutlaka öyledir-, ama isminin başında "Doçent" unvanı
bulunan bir tarihçi böyle bir açıklamayı nasıl yapar? Bir tarihçi,
kaynaklardan ve yayınlardan nasıl bu kadar bîhaber olabilir ve daha da
önemlisi, bir "ilim" olan tarih, niçin reklâm vasıtası olarak kullanılır?

MESNEVİ'Yİ UNUTMAYIN!

Akademisyenlerin böyle buram buram reklâm kokan açıklamaları, son
senelerde maalesef giderek artmış vaziyette. Adam ismini duyurmak mı
istiyor, gidip konudan bîhaber bir muhabir buluyor, "Filânca kütüphanede
feşmekâna ait çok önemli bir elyazması kitap var, bu kitabın yayınlanması
hâlinde tarih baştan aşağı değişecek" diyor, eserin üzerinde çalıştığını
ve çok yakında yayınlayacağını söylüyor, dünyadan habersiz muhabir de
açıklamanın üstüne atlayıp haberi yazıyor ve yayınlanıyor. Ama, sözkonusu
kitap çok iyi bilinen ve daha önce defalarca yayınlanmış bir eser imiş, ne
gam! Maksat, isim meraklısı akademisyenin tatmin olması değil mi?
"Düsturnâme-i Enverî"nin Doç. Dr. Oktay Gökdemir'in yönetimindeki "APİKAM"
tarafından yayınlanacağı şeklindeki Amerika'yı yeniden keşfetmeyi
hatırlatan haber, işte böyle ucuz heveslerin son örneğini teşkil ediyor.
Bu gibi "ilk olma heveslileri"nin çalışmalarına küçük de olsa bir katkı
sağlayabilmek için, hiç bilinmeyen ama mutlaka yayınlanması gereken bir
başka kitabı hatırlatayım:
Eserin adı, "Mesnevî"dir, Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî adında bir zât
tarafından yazılmıştır, en eski nüshası Konya'daki Mevlânâ Müzesi'ndedir,
çok çok önemlidir ve yayınlanması sizler gibi ulemânın himmetine
muhtaçtır!
Görüş Bildir Bizimle Paylaş