Dolar

42,7229

Euro

50,0554

Altın

5.932,83

Bist

11.302,80

Umutlu bir günün ardından

18 Yıl Önce Güncellendi

2009-09-04 11:34:00

Umutlu bir günün ardından

Dün Milli Eğitim Bakanı Sayın Nimet Çubukçu ile engelli bireylerin eğitim ve rehabilitasyon sorunlarını konuşmak üzere bir aradaydık. Tüm Özel Eğitim Kurumları Derneğinin (ÖZERKDER) talebi üzerine kararlaştırılan toplantı daha çok katılımcıların görüş ve önerilerinin dinlenmesi tarzında geçtiyse de, katılımcılar olarak Sayın Çubukçu’nun meseleye yakın ilgisini müşahade etmiş olduk ve bu bizi çok umutlandırdı.

Ak Parti Hükümetlerinin belki de en yüz ağartıcı icraatlarından biri engelli bireylerin eğitim, bakım ve rehabilitasyon hizmetleri konusunda yaptıkları devrim niteliğindeki değişikliklerdir. Bu çalışmalar sırasında Başbakanlık Özürlüler İdaresi ve SHÇEK’in kendisine bağlı olması hasebiyle Sayın Bakanın gösterdiği gayreti ve kararlılığı zaten biliyoruz. Bu gayret ve kararlılık olmasaydı, şu anda bakım ücreti denen mesele göstermelik bir uygulama olarak kadükleşmiş olabilirdi. Ancak o buna müsaade etmedi.

Kıyaslamakta, geriye dönüp bu günlere bir daha bakmakta yarar var: Eskiden yani 5378 sayılı Özürlüler Yasası çıkmadan önce, engellilik durumu ile bir şekilde karşılaşan bireyler, sigorta vb. durumlarına göre sağlık kapsamına giren yardımlardan yararlanabilirdi. Ancak, mesela zihinsel ya da bedensel engelli çocuklar diğer çocuklar gibi okula gidip eğitim alamazdı. Çünkü bu tür çocuklar için büyük şehir merkezlerinde açılmış birkaç okuldan başka okul yoktu. Bu yüzden engelli çocuklar, evlerinden dışarı çıkamayan, arka oda çocukları olarak yaşamaya mahkûmdu. Onların hapis arkadaşları ise anneleriydi. Ana evlat evlerinde çile doldururlardı.

Oysa 5378 sayılı yasadan sonra bu çile büyük ölçüde sona erdi. Yapılan düzenlemelerle, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri, özel eğitim okulları ve kaynaştırma

eğitimi ile devlet okulları özürlü bireylerin hem eğitimi hem de bu eğitimin olmazsa olmaz tamamlayıcısı konumunda bulunan rehabilitasyon hizmetlerini üretir duruma geldiler.  Şu an itibarıyla, yaklaşık iki yüz bin engelli çocuğun özel eğitim ve rehabilitasyon hizmetlerinden yararlandığını biliyoruz. Ancak tabi ki sorunlar da yaşanıyor.

Bu sorunlardan basına en çok yansıyan kısmı, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinin usulsüz öğrenci kaydetmek için giriştiği gayri meşru ve etik dışı gayretlerdir. Bu çirkin davranışlar, aslında büyük bir özveri ile çalışan pek çok dürüst kurumun da itibarını zedelemektedir. Ancak dünkü toplantıda da belirtildiği gibi bunları önlemek imkansız değildir; devletin ilgili kurumları ile alanda çalışan diğer kurumlar, ilgili sivil toplum kurumu üyeleri ile akademisyenlerin el ele vereceği bir mekanizmanın kurulması ve işletilmesi halinde bu alanla ilgili her sorun sağlıklı bir şekilde çözüme kavuşturulabilir. Üstelik önümüzde başka ülkelerde yaşanmış örneklikler, denenmiş ve sonuçları görülmüş sistemler de bulunmaktadır.

Şu an itibarıyla engelli bireylerin basına pek de yansımayan asıl sorunları, 5378 sayılı yasa ile kendilerine sağlanması vaad edilen hakların bir kısmının, uygulanamaz hale getirilmek suretiyle geçersizleştirilmesidir. Bu işlem, engelli bireylere ayrılan bütçeyi onlara fazla gören bürokrasi kademelerinden kaynaklanmaktadır ne yazık ki. Bunun en bariz örneği,  Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Rehberlik Araştırma Merkezlerinin, engelli çocukların “grup eğitimleri”ni vermeme yönündeki uygulamalarıdır. Neyse ki, dünkü toplantıda bu ve benzeri sorunlar bütün yönleriyle konuşulmuş ve ilgililerin dikkatine sunulmuştur.

Gelişmeleri hep beraber takip edeceğiz inşallah!


Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Gece hesabından 60 bin TL kredi çekildi, banka kusurlu bulundu

Haber Ara