Dolar

42,7229

Euro

50,0554

Altın

5.932,83

Bist

11.302,80

Kadınsız inkılab kadınsız cumhuriyet

18 Yıl Önce Güncellendi

2009-10-30 07:39:00

Kadınsız inkılab kadınsız cumhuriyet
Dün, önce Anıtkabir’de sonra da TBMM’de Cumhuriyet Bayramı vesilesiyle devletlu erkanı katında gerçekleşen kutlamaları izlerken, yukarıdaki başlık düştü aklıma. Başlığın ilk bölümü “Kadınsız inkılab”, Yaprak Zihnioğlu’nun, Osmanlı İmparatorluğundan Türkiye Cumhuriyetine evrildiğimiz dönemeçte siyaset yapmaya çalışan bir kadın grubunun hikayesini anlattığı kitabın adı. Malum, resmi tarih tezimize göre, yeni Türkiye Cumhuriyeti öyle ilerici, öyle kadın dostudur ki, kadınlara haklarını, hiç daha onlar talep bile etmemişken, bir ihsan kabilinden verivermiştir. Bu bağlamda, kadınların seçme ve seçilme hakkına 5 Aralık 1934’te, daha pek çok batılı ülkenin kadınları kavuşmadan önce kavuştuğunu öğrenmişizdir. Oysa, bu resimde yalanla gerçek karışık bir haldedir ve gerçekleri çoğu kimse bilmemektedir.

Kadınların siyasal yönetimde hem seçerek, hem de seçilerek yer almak istemesi, hemen her ülke açısından, bağrında bir kadın mücadelesi tarihini barındırmaktadır.  Mesela İngiltere, mesela Fransa ve tabi ki ABD, kadınların zorlu mücadelelerine tanık olmuştur.  Bu mücadeleleri yakından izleyen Osmanlı kadın eliti de, benzer bir mücadeleyi hem İmparatorluğun son dönemlerinde hem de yeni kurulan Cumhuriyet döneminde vermiştir. Bu mücadelenin sembol ismi ise, “Kadınlar Halk Fırkası”nın kurucusu Nezihe Muhiddin’dir. Ancak ne yazık ki, devletin yarı resmi basın organları da dahil pek çok etkili ve yetkili mercinin karalama kampanyaları, soruşturmaları neticesinde Nezihe Muhiddin bu mücadeleyi kaybetmiş, sonuçta resmi tarihin üstünü çizdiği, unutturduğu bir Cumhuriyet kadını olmuştur.

O günlerden bu günlere kadının toplumsal yaşamda görünürlüğü başta olmak üzere değişen pek çok şey var. Ancak, devletin, bürokrasinin erkek egemen yapısı içinde, kadının görünürlüğü bile çok vahim durumda. Yazının başında bahsettiğim gibi, devletlu erkanı katında gerçekleşen törenlerde, hükümetin iki kadın bakanının eksikliğinin de belirginleştirdiği bir erkek egemen görüntü, bana göre gerçekten çok sorunlu. Ekranda görebildiğim kadarıyla, törendeki tek tük kadınlar, yabancı misyonu temsilen gelmişlerdi, (belki kadın milletvekilleri vardı ama ben göremedim) dolayısıyla onlar da olmasaydı, tam bir yönetici erkekler kadrosu manzarasıyla karşılaşmış olacaktık.

Sizce bu manzarada herhangi bir sorun yok mu? Bu ülkede sadece üniformalı ya da takım elbiseli erkekler mi yönetici olacak kadar akıllı ve becerikli? Peki bu akıllılar ve becerikliler taifesiyle çok mu iyi yönetiliyoruz? Bu kadar sorun, acı, perişanlık kadınların eseri mi Allah aşkına?

Diyeceksiniz ki, Canan Arıtman da kadın!

Evet, en son icraatıyla, daha önce de yaptığı gibi pervasızca ayrımcılık suçu işleyen Canan Arıtman da maalesef bir kadın, ama onun üniformalı üniformasız, yüzlerce erkek muadili var. Onlara söyleyecek sözünüz yok mu?

Star

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Gece hesabından 60 bin TL kredi çekildi, banka kusurlu bulundu

Haber Ara