Dolar

42,8413

Euro

50,6521

Altın

6.170,58

Bist

11.371,09

Vesayet, istikrar senin neyine!

17 Yıl Önce Güncellendi

2010-06-28 09:26:00

Vesayet, istikrar senin neyine!

Abant Platformu'nun Vesayet ve Demokrasi toplantılarını takip ederken aklım hep bu cümledeydi.

Mezkur sözü Cumhuriyet Mitingleri müdavimi bir yaşlı bayan zihinlerimize kazımıştı. İstikrar için AK Parti'ye oy veren ve ismi Vesayet olan temizlikçisini kınarken ağzından dökülmüştü: İstikrar senin neyine Vesayet! O diyalog ülkedeki seçkinci zümrenin vesayetçi şuuraltını deşifre etmekle kalmıyor; aynı zamanda önemli bir gerçeğe işaret ediyor. Evet vesayetçi statüko istikrardan hazzetmiyor. Vesayet mevcudiyetini ekonomik, siyasal ve sosyal istikrarsızlığa borçlu. Toplumun kendi ayakları üzerinde duramaması lazım ki, vasiler devreye girip, 'durumdan vazife' çıkarabilsin. Siyaset bilimci Murat Yılmaz'ın güzel benzetmesiyle, önce gelişimini tamamlamamış çocuk nazarıyla vasiye tevdi edilen toplum, şimdi akli melekelerindeki eksiklik gerekçesiyle aynı paranteze alınıyor. Doğal olarak şimdiki vesayetçiler daha acımasız. Önceleri müşfik veli kılığına bürünmeye çalışanlar şimdilerde sopalarını saklama ihtiyacı hissetmiyor; 'Deliye değnek gerektir' zihniyetini açıkça gösteriyorlar.

Vasilerin geçirdiği değişimin müsebbibi biziz. Çok partili siyasi hayata geçişle birlikte her seferinde çizilen sınırları tanımayıp, giydirilen gömlekleri parçaladık. Demokrat Parti'nin muhalefette kalması gerekirken, tutup iktidar yaptık. İçinden çıktığı CHP'nin küçük bir taklidi biçiminde planlanan DP'yi 'demirkırat' olmaya zorladık. 1960 kanlı darbesinin ardından cuntanın devamına değil, DP'nin takipçilerine oy verdik. 1980'de demokrasiye dahledenlere de benzer sürprizler yaptık. Darbe lideri Kenan Evren'in açık desteğine rağmen, Orgeneral Turgut Sunalp'i bırakıp, 'buçuk parti' olması için izin verilen Turgut Özal'ı seçtik. Yetmezmiş gibi yüksek sesle demokrasi, hukukun üstünlüğü, temel insan hakları diye başlayıp devam eden taleplerde bulunuyoruz. Adamlar, demir yumruklarına geçirilmiş kadife eldivenleri çıkarmakta haksız sayılmazlar! Gerçi yaşadıklarımızı gözden geçirdiğimizde kadife eldivenin hiç olmadığını söylemeliyiz. Ama en azından kendilerini böyle gösterme ihtiyacı duyuyorlardı.

Tarihî gelişimine hızla baktığımız vesayetçiliğin bugününe gelelim. 1960 darbesi, bu zihniyetin kurumlaşmasına yol açtı. 1950-60 arasında yaşanan 'haddi aşma' halinin yeniden yaşanmasına tahammülleri yoktu. 1950'ye kadar 'Komünizm dahil, ne lazımsa biz getiririz' yaklaşımı geçerliydi. "Hıristiyanlık lazımsa Türk Ortodoks kilisesi kurarız. Cemaat olsun diye Hıristiyan Türklerden ithal ederiz. Müslümanlığın 1300 yıllık ezanını değiştirir, ne kadarının yaşanabileceğine karar veririz. Yok deriz, Kürtler yok olur. Azınlıklar için nüfus planlaması yaparız" ila ahir.. 60'tan sonra daha garantici davranmak zorunda hissettiler. 'Reşit olmamış çocuk' bakışı rehavete yol açmış ve gafil avlanmışlardı. 'Tehlikenin farkına varmış' vesayeti kurumsallaştırmayı seçmişlerdi. Vesayetin taşıyıcı unsuru asker gibi görünse de tam öyle olmadı. Asker iyi bir paravan ve caydırıcıydı. Yargının başı çektiği bürokratik oligarşi, biat eder göründüğü askeri, közden kestane aldığı maşa olarak kullandı. Darbecileri her aşamada destekleyen ve yönlendirenler sivillerdi. Bugün vesayeti kaldırma girişimlerine en büyük tepkinin yargı camiasından gelmesi fevkalade anlamlı.

Tebliğ sunan ve müzakerelere katılanlara sürenin yetmemesini şimdi daha iyi anlıyorum. Konuya giremeden sütunun sonuna geldik. Burada kapatıp güncel ve farklı bir vesayete dikkat çekmek istiyorum. Vesayetçi devlet cihazı genlerimizi mi bozdu bilinmez, küçük vesayet adacıkları da oluştu. BDP Grup Başkan Vekili Bengi Yıldız'ın iki gün önceki bir açıklaması vesayetten en çok şikâyet edenlerin çifte standardını gösteriyordu. BDP referandumda boykot çağrısı yapacak. Bunu şöyle gerekçelendiriyor Yıldız: "Halkımız medyadaki yayınlardan etkileniyor. Referanduma karşı çıkanlar Ergenekon ve MHP'yle aynı safta gösteriliyor. Onun için boykotu tercih edeceğiz." Yıldız şunu söylüyor: Sandığa gidenlerin evet verme ihtimali yüksek. Biz onlar adına karar verdik. Bunu uygulamanın tek yolu boykot.

Alın size vesayetin dik âlâsı.

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Bin yıllık Türk kültürünün izlerine Tomarza'da rastlandı

Haber Ara