Dolar

42,8436

Euro

50,6521

Altın

6.170,19

Bist

11.375,42

TSK'yı ne yıpratır?

17 Yıl Önce Güncellendi

2010-04-09 08:41:00

TSK'yı ne yıpratır?

Bu problem her geçen gün de küçülmüyor, büyüyor. En can alıcı soru ise 'TSK'yı kim yıpratıyor?' Hiç kuşkusuz birinci sıraya kendisini, bilhassa komuta kademelesini yazmalıyız. Ergenekon, Kafes, Dursun Çiçek belgesi gibi konularda takınılan korumacı tavır, yapılan ve sonra yalanlanan aceleci açıklamalar, zaten tartışılıyor. Ama bugün konumuz o değil. Genelkurmay'ın bilgi paylaşım ve saydamlık zaafı öncelikli sorun.

Orgeneral İlker Başbuğ, göreve geldiğinde verdiği şeffaflık sözü ve uygulamaya koyduğu haftalık bilgilendirme toplantıları ile umutlandırmıştı. Maalesef zaman içinde şirazesini kaybedip anlamsız hale gelince o toplantılar da iptal edildi. Şirazesinden nasıl kaydı? Biraz da akredite gazetecilerin sayesinde. Görevleriyle ilgili sorular sormak yerine iç ve dış politika yorumu yaptırmaya kalktılar. Sözcülerin de hazırlıklı oldukları ve bu soruları bekledikleri her hallerinden belliydi. Hatta görev alanlarıyla ilgili sorulara yer yer sinirlendiklerine, o konuların ağırlıkta olacağı tahmin edilen günler toplantıyı iptal ettiklerine şahit olduk.

Şeffaflık sorununun had safhaya çıktığı örnekler ise kırık kolu yen içinde tutma girişimleriydi. Dünkü Zaman'ın manşeti bunun en önemli ve dramatik örneklerinden biri. Terör örgütünün mayınlı saldırısı sonucu şehit olduğu açıklanan 7 askerimizin aslında kendi mayınımıza kurban gittiği ileri sürülüyor. Söz konusu iddia daha önce internete düşen iki generalin ses kaydıyla birlikte gündeme gelmişti. Şehit ailelerinin savcılığa yaptığı müracaat sonucunda kayıtta söylenenlerin doğru olma ihtimali yükseldi.

Haberi okuyunca pek çokları gibi aklıma Elazığ'da yaşanan 'eğitim zayiatı' geldi. Hatırlarsanız, dört askerimizin şehit olduğu olayın el bombasının kazayla patlaması sonucu yaşandığı bildirilmişti. Zaman dahil bütün gazeteler de böyle yazdı. Aylar sonra Taraf muhabiri Mehmet Baransu, iç burkan bir haberle gerçeği ortaya çıkardı. Nöbette uyuyan askere 'ders vermek' isteyen teğmen, el bombasının pimini çekip eline tutuşturmuştu. Teğmenin 'fırsat eğitimi'nin faturası dört şehit ve yerle bir olan itibardı. Gerçeğin ailelerden ve kamuoyundan saklanması, TSK'nın güvenilirliğine darbe vurdu.

7 askerin şehit olduğu mayın patlaması daha büyük etkiler doğuracaktır. Zira ilk olayda hiç olmazsa kaza dendi. Mayın patlaması ise doğrudan terör örgütüne mal edildi. Türkiye'nin siyasi ve sosyal ortamının gerilmesine yol açıldı. Başbakan Tayyip Erdoğan, DTP Genel Başkanı Ahmet Türk'le yapacağı görüşmeyi erteledi. Şehit cenazeleri sloganlar eşliğinde kaldırıldı.

Eminim sorulduğunda "kendi mayınımıza bastık" açıklamasını yapmanın zorluklarından dem vurulacaktır. Bu ülkede gemisi kendi uçaklarımız tarafından batırılan komutan Güven Erkaya, kuvvet komutanlığına kadar bile yükseldi. Bir şekilde izah edebilirlerdi. Şimdi bu durumu o şehitlerin ailelerine nasıl anlatacaklar?

Geldiğimiz noktanın en büyük zararı ne biliyor musunuz? Neredeyse bütün şehit yakınlarının içine aynı kurt düşürüldü. Acaba benim eşim, çocuğum, kardeşim de böyle bir beceriksizliğin ya da art niyetli komutanın kurbanı mı oldu? Bundan sonra gelecek her şehit cenazesinin arkasında saf tutanların zihnini aynı şüphe kemirecek. Genelkurmay'a karşı birilerinin asimetrik savaş yapmasına filan gerek yok. Dış müdahalelere de ihtiyaç kalmıyor, şahsi hataları kurumu yıpratmak için fazlasıyla yetiyor.


 

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Bin yıllık Türk kültürünün izlerine Tomarza'da rastlandı

Haber Ara