Dolar

42,8413

Euro

50,6521

Altın

6.170,58

Bist

11.371,09

'Köşk Referandumu'yla paralel bir anket

17 Yıl Önce Güncellendi

2010-04-14 08:09:00

'Köşk Referandumu'yla paralel bir anket
Haber sayfalarında okuduğunuz anket, anayasa paketinin kamuoyunda algılanış biçimiyle ilgili önemli ipuçları veriyor. Sonuçlar yargı reformu ihtiyacının karşı konulamaz boyutta olduğunu gösteriyor.

Bir ülkede insanların sadece yüzde 13'ü 'yargıda reforma ihtiyaç yoktur' diyorsa, orada acı bir frenle durmak lazım. Gerçi partilerden de ihtiyaç olmadığını söyleyen çıkmıyor. Bu anlamda partilerin halkın eğilimini paylaştığı görülüyor. 'Evet, reforma ihtiyaç vardır' cevabının partilere dağılımı da ilginç tablolar oluşturuyor. AK Parti yüzde 94 ile birinci sırayı tutarken, Saadet ve BBP onu takip ediyor. CHP'lilerin bile yüzde 59,1 oranında bu soruya 'evet' dediğini kayıtlara geçirmeliyiz.

Anketin en dikkat çekici cevapları 'Yargıyı sizce kim etkiliyor?' sorusuna verilmiş. CHP yüzde 30 ve Türk Silahlı Kuvvetleri yüzde 28'le ilk iki sırayı paylaşıyor. AK Parti yüzde 16 ve MHP ise yüzde 13 oranında yargı bağımsızlığına halel getiren unsurlar şeklinde biliniyor. Tarikatlar ve mezhepsel yapılanmalar ise sanıldığının aksine çok etkili olarak algılanmıyor. Her ikisinin de oranı yüzde 6. Söz konusu cevap CHP'nin pakete sert tepkisini izah etmeye yardımcı oluyor. Seçim kazanmadan ve iktidarın angaryasına katlanmadan 'muktedir' olmanın yolunu bulan anamuhalefet partisi, bu imtiyazı kaybetmek istemiyor. CHP ile TSK'nın çoğunlukla aynı noktaya odaklandığı gerçeğini de göz ardı etmemek gerekiyor. Yüzde 58'lik blokla yargıya en fazla etki eden koalisyon diyebiliriz. MHP lideri Devlet Bahçeli 'Anayasa Mahkemesi'nin CHP'nin arka bahçesi gibi algılandığına' işaret etmişti. CHP+TSK+yargı= iktidar denklemi diğer muhalefet partilerini bu süreçte epey zorlayacak. Zira CHP'nin değişime direnmesinin etik olduğu tartışılsa bile haklı gerekçeleri var. MHP ve BDP gibi partilerin seçmenleri 'niye karşı çıkıyoruz?' sorusuna tatmin edici cevaplar bulmakta zorlanacak. O zaman tabanın tavanı sorgulaması gündeme gelecek.

Çalışmada elde edilen verileri en son anayasa değişikliği referandumu ile karşılaştırdığımızda paralel sonuçlarla karşılaşıyoruz. 21 Ekim 2007'de yapılan ve cumhurbaşkanını halkın seçmesi ile seçimlerin 4 yılda bir yapılmasını düzenleyen referandumda; yüzde 67,5'lik yüksek katılım ve yüzde 69,1'lik evet oyu elde edilmişti. Bugün de benzer neticeler dikkat çekiyor. Kararsızlar dağıtılmadan yüzde 62,5'lik bir seçmen kitlesi referandumda kabul oyu vereceğini belirtiyor. 'Hayır' oyu kullanacağını beyan edenler sadece yüzde 19,6'da kalıyor. Evetçilerin partilere dağılımı da önemli mesajlar taşıyor. CHP'lilerin dahi yüzde 30,6'sı 'evet' safında duruyor. 'Hayır' cephesinde ağırlığı 12 Eylül Anayasası'na en sert eleştirileri yapmış sol kitlenin taşıması kayda değer. MHP seçmeninin tavrı daha ilgi çekici, evetler yüzde 43, hayırlar 35,6, kararsızlar 21,3. Tabanın, parti yönetiminin keskin tavrını paylaşmadığı anlaşılıyor.

Kamuoyu yoklamasında en düşük yüzde "Anayasa'yı mevcut Meclis mi değiştirsin?" sorusunda karşımıza çıkıyor. 'Yüzde 57 evet, yüzde 26 hayır ve yüzde 17 kararsız' fikir belirtilmiş. Seçmenin kafasının karışık olduğu ve muhalefet partilerinin tezlerinin etkili olduğu ortaya çıkıyor.

28 Şubat'ın darbecileri gibi 'kararlılıkları zedelenmesin' diye sosyal bilimlere yüz çevirmeyeceklerse, herkesin buradan alacağı dersler var. İki büyük muhalefet partisinin lideri de akademisyen ve sosyal bilimci. Deniz Baykal ve Devlet Bahçeli'nin hem anketleri yakından takip etmeleri, hem de kendilerinin kamuoyunun nabzını tutacak çalışmalar yaptırmaları beklenir. Bugüne kadar kamuoyuna yansıyan bir çaba görünmedi. Kamuya açıklanmayan etütler olduğunu tahmin ediyorum.

Zaman


Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Bin yıllık Türk kültürünün izlerine Tomarza'da rastlandı

Haber Ara