Gazeteler birkaç gündür mekân basıp rüşvet alan, yabancı uyruklu kadınlara taciz ve tecavüzle suçlanan dört polisin haberleriyle dolu.
Suçlanan polislerin ahlak masası mensubu olması haberleri ayrıca dikkat çekici kılıyor. Meslektaşları tarafından kısa sürede yakalanan bir polis tutuklandı, diğerleri açığa alında veya görev yerleri değişti. Askeriye ile bağlantılı bir fuhuş çetesinin aylar sonra ancak yargı önüne çıkarıldığı düşünülürse, polisin epey hızlı olduğu söylenebilir. Tutuklu emniyet müdürü Hanefi Avcı, arkadaşı Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Aslan'la ilgili işlem yapan polislere kızgınlığını ifade ederken, "Polis teşkilatı eskiden birbirini korur, kollar, birbiri aleyhine şahitlik yapmazdı. Her olayda delil ararız ama polisin karıştığı bir olayda daha ciddi, daha inandırıcı deliller bulmadan o polisi şüpheli yapmayız. Bu, zorlu görevlerde beraber çalışmanın verdiği dayanışma ve yakınlaşma duygularıdır. Oysa şimdi işler değişti." şeklinde cümleler kurmuştu. Emniyet, kol kırılır yen içinde kalır zihniyetini aştı.
Polis içinde işlerin eskisi gibi olmadığının çok şahidi var. Ergenekon soruşturmaları sırasında gözaltına alınan şüphelilerin neredeyse tamamı, emniyet teşkilatının değişimini hayret ve takdir dolu ifadelerle kayıtlara geçirmişti. İlhan Selçuk, "'Size ağabey dersek kızar mısınız?' dediklerinde güldüm. Emniyette çok şeyin değiştiği anlaşılıyor. Etrafta genç, yakışıklı, uzun saçlı ve küpeli memurlar vardı. Bilgisayar kullanıyorlardı." demişti. Mustafa Balbay ise emniyetteki izlenimlerini şöyle dile getirmişti: "Emniyette çok iyi davrandılar. Tez çalışması yapan amirlerin kitaplarından 400 sayfa okudum. Gırmanc ve Kürtlerin kökenindeki anlamadıklarımı kitabı yazan amire sordum." Balbay ve Selçuk'un söylediklerinde değişimin izlerini takip etmek mümkün.
Eskiden rüşvetçi, kaba, elindeki silahı ve sırtındaki üniformayı üstünlük vesilesi sayan polis imajı vardı. Son yıllarda medeni, akademik kariyer yapmış, sadece fen bilimlerinden değil, aynı oranda sosyal bilimlerden de yararlanan yeni nesil bu imajı düzeltti. Bir yanda istihbarat ve silahlı mücadele unsurlarıyla başta terör olmak üzere suç ve suçlularla mücadele ediliyor. Aslolan caydırıcılık sağlanmaya çalışılıyor, olmadığı hallerde suçlu çok kısa sürede yargının önüne çıkarılıyor. Eskiden toplum polisi korkunun adıydı, şimdi toplumla iletişimi profesyonel halkla ilişkiler elemanları gibi başarıyla uyguluyorlar.
Değişimin bence en önemli kısmı, işkence ve kaba kuvvetin azalması. Bir şikâyette bulunmak üzere gittiğimiz karakolda amirle şikâyetçi bir vatandaş arasında geçen diyalog ilgimi çekmişti. Vatandaş, şikâyet ettiği şahsın karakola alınıp haddinin bildirilmesini arzu ediyordu. Amirse sakince bu tür uygulamaların eskide kaldığını anlatıyordu. Şiddet kullanmak bir acizlik ifadesi. Bilgisayar kullanan, psikoloji bilen ve delillerin teknik incelemesiyle sonuç alabilen emniyet teşkilatı çağ atladı, diyebiliriz.
İlginçtir polis teşkilatıyla ilgili son yıllarda neredeyse tek suçlama yapılıyor: 'Cemaat'. Suçlamayı dillendirenler bilmeden aslında cemaat propagandası yapıyor. Vatandaş doğal olarak şu mukayeseyi kuruyor: Polis, ahlaksız, rüşvetçi ve işkenceci mi olsun yoksa cemaatçi mi? Cevap hiç tartışmasız belli. Hele hele bu dönüşümün neredeyse müsebbibinin cemaat olarak algılanmasına yol açacak tavırlar, tam reklam yerine geçiyor.
Zaman
Yorum Yap