Dolar

42,8436

Euro

50,6521

Altın

6.170,19

Bist

11.375,42

'Ama'lı demokratların anayasa sancısı

17 Yıl Önce Güncellendi

2010-03-26 07:20:00

'Ama'lı demokratların anayasa sancısı
AK Parti'nin gündeme getirdiği mini sivil anayasa paketi için haklı eleştiriler var. Ben de temelde paketi yeterli bulmayanlardanım.

Zamanlaması konusunda da geç kalındığına katılıyorum. Samimi olanlar yanında işi yokuşa sürenler de dikkatlerden kaçmıyor. Bu konuda en samimi duruşu CHP'nin sergilediği düşüncesindeyim. Daha ilk günden "paketin içeriğini bilmiyoruz fakat desteklemeyeceğiz" diyerek uzlaşmaya açık olmadıklarını beyan ettiler. Anamuhalefetin tavrı da tenkitlere açık, fakat hiç olmazsa 'delikanlıca'. Net biçimde 'biz yokuz' deklarasyonunu yaptılar. CHP'nin çelişkisi '12 Eylül'ü yargılayalım ama 12 Eylül Anayasası'na dokunmayalım' duruşunda.

Anayasa değişikliği sürecinde en çok yıpranıp zorlanacak olanlar 'amalı demokratlar'. Mübarekler tam da 12 Eylül Anayasası gibi. O da bir cümle demokrasiden bahsedip bir 'ama' çekiyor ve iki paragraf istisna sıralıyor. 'Mini paketi desteklemiyoruz' deme cesareti olmayanlar da aynen öyle; bir cümle destek açıklayıp, iki paragraf çekince söylüyor. Tartıştığımız paketin ideal olmadığını en başta müellifleri kabul ediyor. Çok eksiği, gediği var. Şunu göz ardı etmemek lazım değişiklik yapmanın zorlukları ortadayken, "aslında şunlar da olmalıydı" şeklinde demokrasi vaazları çekmenin pratikte yararı yok. AK Parti de en fazla bu demokrat görünümlü direniş karşısında zorlanacak. Bilvesile demokrasi nutukları çekmek için sıraya girenlere şunu sormak lazım: "Söylediklerinizin gerçekten uygulanabilir olduğunu düşünüyor musunuz?" Cevap bence hayır. O zaman ayağımıza gelmiş fırsatı neden tepelim? TÜSİAD'ın seçim ve siyasi partilerle ilgili düzenlemeleri hatırlatması doğru, ama ya hep ya hiç noktasına gelmesi anlaşılır değil. Hele kuvvetler ayrılığı konusundaki yaklaşımları yeni dönemde çizilen sivil ve demokrat portreye uymuyor. Zira Ergun Özbudun başta olmak üzere birçok anayasa hukukçusu, AK Parti'yi geri adım atmakla eleştiriyor. Yasama organının yargıya üye ataması, kuvvetlerin birbirini dengelemesini öngören çağdaş demokrasi teorisinin gereği. Halktan bağımsız yargı düzeninin sürmesini istemeyi demokratlık olarak sunmak göz boyacılıktan başka bir şey değil.

Paketin gecikmiş olduğunu ben de düşünüyorum. 22 Temmuz'un akabinde, o rüzgârla anayasa gündeme alınmalıydı. Daha doğrusu gündemden düşürülmemeliydi. Ergun Özbudun hoca ve ekibinin hazırladığı taslak geri çekilmemeliydi. Ama o gün direnenlerle bugün direnenlerin aynı olması, zamanlama eleştirilerinin tamamen beynamaz özrü olduğunu gösteriyor. Parlamentonun miadını doldurduğunu ileri sürenlere bakarsanız ülkenin 15 gün içinde seçime gideceğini sanırsınız. Farkında mısınız, seçime neredeyse bir buçuk yıl var. Dört yıllık seçim periyodu olan bir ülkede fazlasıyla uzun bir süre. Ayrıca görevdeki Meclis son gününe kadar yetkilerini kullanabilir, kullanmalı. Aksi halde ülkede bir boşluk ve fetret devri meydana gelir. Allah korusun, savaş ihtimali belirse bu Meclis karar verecek. Bütçeyi bu Meclis yapıyor. Böyle bir mantık olabilir mi? Savaşa karar verebilen, bütçe yapabilen ama anayasayı değiştiremeyen bir parlamentodan söz edilebilir mi? Bazı siyasetçiler bu tezleriyle bindikleri dalı kestiklerinin farkında değil. Parlamentonun anlamsızlaştırıldığı, işlevsiz hale getirildiği bir ortamda var olabilirler mi? Meclis'i inkâr eden siyasiler kendilerini inkâr ettiklerinin farkında değiller mi? Farklı konuların tek pakette referanduma sunulmasının eleştirilmesini de doğru bulmuyorum. Anayasa bütün olarak yeniden yazılsa ve halkoylamasına sunulsa her maddeyi ayrı ayrı mı soracaktık? Anayasa tartışması bir turnusol görevi yapacak ve demokratlarla 'mış gibi' yapanlar ayrışacak. Değişiklik gerçekleşmese bile süreç bazı maskelerin düşmesine hizmet edebilir.

Zaman

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Bin yıllık Türk kültürünün izlerine Tomarza'da rastlandı

Haber Ara