Hatipoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, başta akciğerlerde olmak üzere bütün organlarda görülebilecek tüberkülozun tedavi edilmeyen veya yetersiz tedavi edilen hastalarda ölüme yol açabildiğine işaret ederek, hastalarda günümüzde uygulanan modern tedavilerle iyileşme oranının çok yüksek olduğunu söyledi.
Dünya nüfusunun üçte birinin hayatlarının herhangi bir döneminde tüberküloz mikrobuyla enfekte olduğunu ve bu kişilerin ne zaman hasta olacağının bilinmediğini dile getiren Hatipoğlu, hastalığın en çok öldürücü bulaşıcı hastalıklar arasında yer aldığını vurguladı.
Türkiye'de yılda yaklaşık 12-14 bin yeni tüberküloz vakasının ortaya çıktığına ancak etkin takip sonucu vaka sayılarında yıllar içinde azalma olduğuna dikkati çeken Hatipoğlu, "Dünya Sağlık Örgütü olgu bulmada yüzde 70, tedavi başarısında yüzde 85 düzeyini hedef olarak göstermiştir. Türkiye'de yüzde 80 olgu bulma ve yüzde 90'ları geçen tedavi başarı oranları hedefin üzerindeki rakamlardır" diye konuştu.
- "Hastaların yüzde 60'ı erkek"
Hatipoğlu, hastalığının yüzde 70'inin akciğerde, yüzde 30'unun ise lenf bezleri, kemik, böbrek, bağırsak ve beyin gibi organlarda görüldüğünü aktararak, vakaların yüzde 60'ının erkek hastalardan oluştuğunu aktardı.
Hastalığın, kişilerin öksürük veya hapşırmaları sırasında etrafa saçtıkları mikropların sağlam kişiler tarafından solunmasıyla bulaştığını dile getiren Hatipoğlu, şöyle devam etti:
"Uzun süren öksürük, kan tükürme, balgam, nefes almakta zorluk, ateş, gece terlemesi, iştahsızlık, kilo kaybı, halsizlik şikayetleri olan vatandaşlarımızın verem açısından kontrollerinin yapılması gerekir. Dünyada her yıl yaklaşık 9 milyon kişi tüberküloza yakalanıyor, bunların 1,5 milyonu da hastalık nedeniyle hayatını kaybediyor. Türkiye'de ise son 10 yılda nüfus artışı olmasına rağmen, vaka sayısında yaklaşık yüzde 40 azalma oldu. Tüberkülozda erken tanı konulup, kısa sürede tedaviye başlamak önemlidir. Ülkemizde verem hastalığının teşhis ve tedavisi ücretsiz olarak yapılmaktadır. Tedavide önemli olan takiplerin düzenli olarak yapılması, ilaçların önerilen süre içinde aksatmadan kullanılmasıdır. Bu süre sonunda hastalar yüzde 100'e yakın şifa bulmaktadır. Düzenli ilaç kullanan hastanın bulaşıcılığı kısa sürede ortadan kalkar. Yeterli tedavi görmeyen hastaların bulaşıcılığı sürer, hastalık ilerler ve ölümlere neden olabilir."
- "Ülkemizde tanı ve tedavi başarısı yok yüksek"
Hüsem Hatipoğlu, sigara ve alkol bağımlılığı, sosyoekonomik ve eğitim düzeyinin düşüklüğünün tüberküloz riskini artırdığına işaret ederek, "Verem savaşındaki başarı, 21. yüzyılda ülkelerin sağlık düzeylerinin bir göstergesidir. İnsanların toplu olarak yaşadığı, havalandırması kötü, gün ışığı olmayan ortamlar hastalığın yayılması için en uygun ortamlardır" dedi.
Bu nedenle öksürürken ağzın kapatılması, kullanılan mendillerin çöpe atılması, kapalı ortamların havalandırılması gibi tedbirlerin bulaşmayı azaltmak açısından önemli olduğunu anlatan Hatipoğlu, şunları kaydetti:
"Ülkemizde deneyimli hekimlerinin tüberküloz tanısını koyma ve tedavi etme başarısının yanında Sağlık Bakanlığımız toplumun bilinçlendirilmesi ve dünyadaki gelişmelerin paylaşılması amacıyla çeşitli etkinlikler düzenlemektedir. Tüberküloz hastaları toplumdan dışlanmamalı ve işlerini kaybetmeleri önlenmelidir."