Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Milli Savunma Bakanı Yılmaz, Çanakkale'de:

Milli Savunma Bakanı Yılmaz, Çanakkale'de:

11 Yıl Önce Güncellendi

2015-03-17 11:35:00

Milli Savunma Bakanı Yılmaz, Çanakkale'de:
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, "Bu topraklar için yan yana can verdiğimiz, kan verdiğimiz insanlar bizim öz kardeşlerimizdir. Onun için ne olduğun önemli değil, ne yaptığın önemlidir" dedi.

18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitler Günü törenlerine katılmak üzere kente gelen Yılmaz, Çan ilçesinde belediye başkanı Abdurrahman Kuzu'yu makamında ziyaret etti.

Belediye Başkanı Kuzu'dan ilçe hakkında brifing alan Bakan Yılmaz, kendisini ikinci kez belediye başkanı seçilmesinden dolayı kutladı. Yılmaz, milletin adama değil, yapılan işe oy verdiğine dikkati çekerek, Kuzu'ya yeni döneminde de iyi işler yapması gerektiğini söyledi.

Çanakkale'de savaşların 100'üncü yıl törenlerine katılmak üzere kente geldiğini anımsatan Yılmaz, "Eğer Çanakkale olmasaydı hiç şüpheniz olmasın, Türkiye Cumhuriyeti de olmazdı" diye konuştu.

O dönem, düşman kuvvetlerinin Osmanlı'nın başkenti olan İstanbul'u işgal etmeye gittiklerini hatırlatan Yılmaz, şunları söyledi:

"Eğer siz Çanakkale'yi ve İstanbul'u koruyamazsanız o zaman bugünkü Anadolu coğrafyasına sahip olamazdınız. O zaman herkesin ortak söylediği 'bu Türkler bin yıl önce bu coğrafyaya geldi ama burası asli vatanları değil. Dolayısıyla bunları Anadolu'dan da başka yerlere göndermek lazım' düşüncesi oydu yani. Tarih sürecine bakılırsa, kendi birlik ve beraberliğini koruyamamış uluslar tarih sahnesinden silinmişlerdir. Aklınıza gelen yüzlerce binlerce kavim ismi var. Bugün onlardan ne kaldı. Kimse bir şey söyleyemez."

Bakan Yılmaz, Çanakkale'nin Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun ön sözü olduğunu ifade ederek, eğer burası olmasaydı Cumhuriyetin bu coğrafyanın olmayacağını dile getirdi.

Kendisinin Sivas milletvekili olduğunu hatırlatan Yılmaz, "Orada bir söz var, 'cumhuriyetin temellerini burada attık' diye. Ama cumhuriyetin ön sözü de Çanakkale'de yazıldı. Biz bir millet olduğumuzda, bir arada olup da yedi düvele karşı koyduğumuzda, o zaman başarıya ulaştığımızı gördük" ifadelerini kullandı.

Yılmaz, Çanakkale Savaşları döneminde dünyanın süper güçlerinden olan Fransa ve İngiltere'nin o dönem yanlarında sömürdükleri devletlerin askerlerinin de bulunduğunu anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Geçen yıl 99'uncu yıl dönümünde bütün ülkelerin dışişleri ve milli savunma bakanları davet edilmişti. Ben katıldım bu törenlere. Pakistan'dan da savunma bakanı geldi. Biz, itilaf devletleri ile Almanya, Avusturya tarafından olanlar bir tarafta İngiliz ve Fransızlarla olanlar çelenk koyduk. Pakistan onların tarafından koydu. Dedim ki ne hissettiniz, 'Biz orada olduk ama size hiç kurşun sıkmadık. Gönlümüz sizden yanaydı' dediler. Biz dünyanın yarısını yendik, Çanakkale'nin geçilmez olduğunu gösterdik. Neden? Bir ve beraber olduğumuzdan."

Çanakkale şehitliğine gidildiğinde Diyarbakır'dan, Rize'den, Sivas'tan, Kudüs'ten, Halep'ten, Şam'dan, Bağdat'tan, Üsküp'ten şehitlerin olduğunun görüldüğünü işaret eden Yılmaz, şöyle konuştu:

"Bu topraklar için yan yana can verdiğimiz, kan verdiğimiz insanlar bizim öz kardeşlerimizdir. Onun için ne olduğun önemli değil, ne yaptığın önemlidir. Bizim birlik ve beraberliğimize sahip çıkmamız lazım. Herkesi kapsayıcı olmamız lazım. Kimsenin dinine, diline, ırkına, bakaraktan da ayırt etmemek lazım. Bu ülke için taş üzerine taş koyan, bu ülkenin kalesinin burcunda bayrağı dalgalandıran kim olursa olsun hepsinin başımızın üzerinde yeri vardır."

- "Bir savaştan, bir barış nasıl çıkarılırmış onu göstereceğiz"

Bir gazetecinin, "yarınki törenlerin ardından 24-25 Nisan'da da törenler düzenlenecek buna da epey ilginin olması bekleniyor, bunun için neler söyleyeceksiniz?" sorusuna Bakan Yılmaz, şu yanıtı verdi:

"Yarınki törene Başbakanımız katılıyor. 24 Nisan'da ise Çanakkale Zaferlerinin 100'üncü yılı olduğundan Cumhurbaşkanımızın himayesinde Çanakkale Savaşına katılan bütün ülkelerin devlet başkanları davet ediliyor. Prens Charles da olmak üzere Avustralya'dan, Yeni Zelanda'dan birçok ülkeden devlet başkanları gelecek. Olaki bazı devlet başkanları gelemezse, onlar da bakan seviyesinde temsilci göndereceklerini açıkladılar. Dolayısıyla büyük bir katılım olacak. O törenin 100'üncü yıl töreninin bir kısmı İstanbul'da başlayacak, Çanakkale'de devam edecek ve inşallah Türkiye'nin de nasıl bir savaştan, bir barış çıkarılırmış onu göstereceğiz. İnsanlar her zaman kavga etmez, yeri geldiğinde kavga eder ama ondan sonra da barışmasını bilmek lazım. İşte Türkiye bunu yaptı. Yani savaşların, düşmanlığın kalıcı olmadığını... Dolayısıyla o dönemde savaşanların şimdi torunlarının yan yana geleceğini gösterecekler."

- "Barış süreci' milletimizin talebiydi..."

Türkiye'deki "barış süreci"nde son gelinen noktayı nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Bakan Yılmaz, "Barış süreci milletimizin talebiydi. En çok şehit cenazesine katılmış bir kardeşiniz olarak, bu süreci de yakından takip etmiş birisi olarak söylüyorum. Bu milletin talebiydi" ifadesini kullandı.

Onun için, birlik ve beraberlik, barış süreci dediklerinde buna itiraz edenin olmadığını bildiren Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İtiraz edenler de 'ya olacak ama nasıl olacak onu bilemem' noktasındalar. Ama en değerli şey insandır. İnsanı yaşatmak lazım. Yöneticilerin asli vazifesi de insanı yaşatmaktır. Bizim inancımızda vardır, halka hizmet, Hakka hizmettir. Niye? İnsan eşref-i mahlukattır. Allah'ın yeryüzündeki temsilcisidir... İnsana değer vermek yaşatmaktan geçer. En kolay şey öldürmektir. Öldürdüğün zaman bir dakikada, bir saniyede öldürüyorsun ama yaşatmak 60-70-80 yıl çok daha zordur. Barış da zordur, kavga etmek çok kolay ama barışmak daha zor. İşte biz de onu başarıyoruz."

Bu coğrafyada tutunabilmenin şansının güçlü olmaktan geçtiğini vurgulayan Yılmaz, şunları söyledi:

"Çevremiz ateş çemberi içerisinde. Suriye'yi, Irak'ı, Ukrayna'yı görüyorsunuz. Gürcistan'da da sıkıntı var. Ermenistan ve Azerbaycan'ın durumuna bakın. Dolayısıyla bu coğrafyada istikrar adası, barış adası halinde duruyorsa Türkiye işte bu birlik ve beraberlikten geçiyor. Barış süreci bir arada birlik ve beraberliği temin etmektir. 77-78 milyon insanımızı eşit bilmek, aynı haklara sahip bilmek lazım. Yani birisi memleketin sahibi geri, kalan maraba olmayacak. 77 milyonu eşit kılmaktır. Bu zor süreci milletimizin desteğiyle tamamlayacağımızı düşünüyoruz. Karşımızda da süt liman bir yapı yok yani. Çanakkale'deki o yedi düvelin farklı şeklinde olanları, şimdi yine aynı bu coğrafyada kendilerini gösteriyorlar. Aziz milletinin ferasetiyle, basiretiyle bu yedi düvelin farklı fonksiyonlarda olduğunu, bu örgütü kullanabileceğini de düşünerekten de birlik ve beraberliği arttırmak lazım."

- "Türkiye'nin istikrarına çok önem vermek lazım"

"Türkiye'nin istikrarına çok önem vermek lazım" diyen Bakan Yılmaz, "Eğer Türkiye bugün Suriye olmadıysa, Mısır olmadıysa, Libya olmadıysa, Yemen olmadıysa, Ukrayna olmadıysa, işte Türkiye'nin istikrar ve güvene vermiş olduğu destekten geçiyor. Umutluyuz, sabretmek lazım ancak eğer biz barışı kurarsak, Türkiye'nin çok büyük maddi kaynakları gitti. O kaynaklar bu insanların refahına harcanacak. Dolayısıyla bu çözüm sürecini nihayete erdirmemiz lazım. Yöneticilerin asli vazifesi vatandaşların talebini yerine getirmektir. Vatandaşın talebi çözüm sürecinin tamamlanmasıdır" ifadesini kullandı.

İsmet Yılmaz, "Önümüzdeki seçim dönemi çözüm sürecine olumsuz etki eder mi?' sorusunu, "Yok, biz olmayacağını düşünüyoruz. Çözüm süreci seçimden bağımsız bir süreçtir. Seçimden önce de vardı, seçimden sonra da devam edecek" diye cevapladı.

Yılmaz, daha sonra beraberindeki heyet ile Çan Belediyesince yaptırılan termal oteli gezdi.

Haber Ara