Ahrar'uş Şam: Kanımızı müzakere masasında heder etmeyeceğiz (Video)

TİMETÜRK | HABER MERKEZİ

Bizi kendi yolunda mücadelede istihdam eden Allah'a hamdolsun. Düşmanı savmak ve zulümle mücadele etmek için... Eksikliklerden münezzeh olanı tenzih ederiz, fazlının artarak devam etmesini ve nimetlerinin üzerimizde olmasını isteriz. Başta ve sonda hamd O'nadır. Allah'ın selamı, rahmet ve bereketi üzerinize olsun. Ey sebat eden mücahidler! Ey sabır ateşinin korunu ellerinde tutanlar! Ey zafer destanları yazanlar! Nusayri ve İran'ın paralı askerlerinin saldırganlığına karşı duranlar... Muhasara altında sabreden ailelerimize selam olsun. Darmadağın edilen halkımıza selam olsun, mülteci kamplarımıza...

"HALKIMIZ HAMZA EL HATİB'İN ÇOCUKLUĞUNA VERDİĞİ SÖZÜ TUTMAK İÇİN SOKAKLARA ÇIKTI" Dört yıl önce, halkımız özgürlüğün kapılarını araladı. Barış yağmurlarının altında Hamza el Hatib'in çocukluğuna sözünü söylemek için. İzzet ve onurla, gasp edilmiş özgürlüğünü geri almak için...

"KANIMIZI MÜZAKERE MASASINDA HEDER ETMEK İSTİYORLAR" Ancak vahşi rejim halka karşı silah depolarını açtı. Halkımızı lav yağmuruna tutmak için yüzbinlerce insanı katletti. Dört yıl boyunca bu halk şehid üstüne şehid verdi. Üst üste kurbanlar verdi. Belki bu şekilde hedefine ulaşabilir. Halkımız eğer istediğine ulaşabilirse, mücahidlerin darbeleri altında rejimin çürümesi başladığında ve gücü kırıldığında İran hemen devreye girdi. Rejimi hayata döndürmek için, rejimi ölümden kurtarmak için paralı askerlerini ve zebanilerini üzerimize saldı. Öyle ki o alçakların sayısı 200.000'i aştı. Uluslararası kurumlar, Birleşmiş Milletler, olanlara göz yumanlar, bütün bu haksızlıkları görmezden gelenler, zayıf bırakılmış halkımıza karşı işlenen suçları seyredenler şimdi karşılığı olmayacak sözde siyasi çözüm teklifleri getirmeye başladılar. Elbette bununla rejimi ölümden veya yok olmaktan kurtarma derdindeler. İstiyorlar ki öldürülen yüzbinlerce insan unutulsun, onlar yok sayılsın, dökülen kanlara bir kıymet atfedilmesin, akıtılan kanlar hiç kabul edilsin ve müzakere masalarında heder edilsin.

"ŞAM, HALKIMIZA KARŞI SAVAŞANLARIN MEZARI OLACAKTIR" Halkımız, izzetle ve onurla, haksızlığı reddetmede zirve olan halkımız bu talepleri kabul etmemektedir. Ancak kendi istediklerine razı olan halkımız, talepleri için bunca kurban veren halkımız bu talepleri reddetmektedir. Şu sözü söylemektedir: Gerçekleşen bütün operasyonlara, hala gerçekleşmekte olan operasyonlara, Handerat'ta ve diğer bölgelerde; İran'a ve dünyaya şöyle haykırıyor: Şam, halkımıza karşı savaşanların mezarı olacaktır.

"ALLAH BU ÜMMETİ SURİYE KIYAMIYLA DİRİLTMEYİ MURAT ETTİ" Halkımız, dört yıldır şehirlere hakim oldu. Rejimi oralardan çıkardı. Havaalanlarına, askeri merkezlere ve silah depolarına. Rejim paralı askerleriyle üzerimize geldi. Bütün bunlar ne bizi caydırabilir ne de geri adım attırabilir. Mücahidlerimiz kendi kalelerini ya zafer ya da şehadet kendilerini buluncaya kadar korumaya devam edeceklerdir. Ya ilkelerimizde sebat edeceğiz ya da öleceğiz. Allah'ın huzuruna izzet ve şerefimizle çıkacağız. Halkımız, rejimi ve yöneticisini değiştirmek için kıyam etti. Allah bu kıyamla ümmeti diriltmeyi murat etti.

"YORGUNLUĞUN TOZLARINI ÜZERİNİZDEN ATIN" Ey dostlar! Ümitsizliğe düşmeyin, umudunuzu kesmeyin çünkü umut sizinledir ve umut Allah'tandır. Çünkü Allah, ordusunu yüz üstü bırakmayacaktır. "Zira mü'minlere yardım etmek bize hak olmuştu"... Sözlerimi Şehid Şeyh Ebu Yezen'in güzel sözleriyle bitirmek istiyorum. Biza tavsiye ettiği şu sözlerle: Yorgunluğun tozlarını üzerinden at ve şikayet etmeyi de bırak. Öfkeni, öcünü almak için kullan ve ey mücahid, Israrınla fırsatları lehine çevirecek olan yalnızca sensin. Direniş devam ediyor; zalimlerin kudurmasına ve düşmanlığına rağmen bilsinler ki bizden sebat ve ısrar dışında bir şey göremeyecekler.