CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, başkanlığında toplandı.
Genel Sekreter Tekin, MYK devam ederken düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun her toplantısında CHP'ye saldırdığını savunan Tekin, "Hatırlarsanız daha iktidarlarının ilk yıllarından itibaren sürekli gerekçelendirir; Ergenekon'du, Balyoz'du, sağdı, soldu, şuydu buydu ama deniz bitti. En son çok yakın ilişkide olduğu cemaatle de bitince şu anda iki şey var saldırabilecekleri, bir; CHP, iki; Merkez Bankası. Bu iktidarın her şeye gücü yetiyor da nasıl oluyor da bir devlet memuruna gücü yetmiyor. Bunun için bir anayasa değişikliği gerekmiyor. İstediği zaman görevden alabilir, isterse kanunla Merkez Bankası'nın yapısını değiştirme hakkı var" diye konuştu.
İktidarın ülkeyi yönetemediğini ve sürekli halkı aldattığını ileri süren Tekin, "Bu kadar yalan nasıl olur onu çok merak ediyorum" ifadesini kullandı.
İktidar yetkililerinin Kılıçdaroğlu'nu SSK'ya 70 akrabasını sınavsız yerleştirmekle suçladığını hatırlatan Tekin, Kılıçdaroğlu'nun da buna karşın Bırakın 70'i siz 7'yi tespit edin ertesi gün istifa edeceğim" dediğini aktardı.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın da konuyla ilgili "Haftaya belgeler açıklayacağız" dediğini anımsatan Tekin, "Utanmıyor musunuz? Nerede, hani belgeleriniz?" dedi.
Başbakan'ın dünkü konuşmasında CHP'nin "ihanet şebekeleriyle" yan yana olduğunu söylediğini belirten Tekin, "Şunu herkesin bilmesi lazım. Hiç kimseyi ihanet şebekesi olarak değerlendirecek durumda değiliz. Neye ihanet edilmiş, kim ihanetçidir, elinizde belgeleriniz, bilgileriniz varsa bunun gereğini yapın. Bilmeniz gereken bir şey varsa Sayın Davutoğlu, eğer bu parti 92 yıldır ayaktaysa, ihanetlerin dışında olduğu için ayaktadır. Siz ve sizin gibi benzer partiler, siz taşeron partilersiniz. Gelirsiniz ve gidersiniz. Önümüzdeki dönemde de yoksunuz bunu bilin" diye konuştu.
Tekin, iktidarın tüm aramalarına rağmen "ihanet şebekelerini" bir türlü bulamadığını savunurken, Başbakan Yardımcısı Arınç'ın, Fethullah Gülen'e ilişkin bir programda yaptığı konuşmayı içeren videosunu izletti.
Benzer çok sayıda video olduğunu ifade eden Tekin, şunları söyledi:
"Biliyorsunuz Sayın Cumhurbaşkanı geçen Habeş Cumhurbaşkanı'na gitmiş 'Okulları kapat' demiş. Adam bu ülkede ne olup bittiğini bilmediği için, 'Siz açtırdınız, sizin ricanızla açtık nasıl olacak?' demiş. Habeşli bile şaşırmış. Bunu da AKP'nin Genel Başkan Yardımcısı kendisi yazdı köşesinde, bizim söylediğimiz bir şey değil. Yine benzer bütün olaylara baktığımızda, uygulamaların tamamında, Sayın Başbakan'ın, AKP yetkililerinin bu cemaatle ilgili söylediklerini farkederseniz, yine orada CHP'yi suçluyor. CHP kadar başınıza taş düşsün. Ne olsa bir CHP'ye bağlıyorlar. Bunun bir rezalet olduğunu kamuoyunun bilmesi lazım. Önümüzdeki günlerde daha çok belge ve bilgileri kamuoyuna sunacağız. Sayın Arınç'a sormak istiyorum; Başbakanın talimatıya siz Fethullah Gülen'e gittiniz. Kendisinin ifadesi 3,5-4 saat görüştüğünü belirtiyor. Bu 4 saat içinde ne konuştunuz, ne oldu da bu duruma geldiniz, bunu açıklayın. Bu lüzumsuz tapelerle siz de rezil olmayın, önce siz söyleyin. Umut ederim ki Sayın Arınç bu sürecin neden bu noktaya geldiğini kamuoyuna açıklayacaktır."
- "Yozgat'ta milliyetçi, Tekirdağ'da cumhuriyetçi..."
On birinci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hakkında, Refah Partisi dönemine ait "Kayıp trilyon" soruşturmasına ilişkin takipsizlik kararı verildiğini anımsatan Gürsel Tekin, "Şimdi görüyorum ki eski başbakanı aklayan hakim en yüksek yere geliyor, Sayın Gül'ün dosyasına takipsizlik veren sürgün edildi. Niye sürgün ettiniz, ne oldu? Bu da mı paralelci, sadece bu dosyadan dolayı mı? Bizim bilmediğimiz ne varsa kamuoyuna açıklayın" diye konuştu.
Başbakan Davutoğlu'nun Yozgat'ta milliyetçi, Tekirdağ'da cumhuriyetçi, Diyarbakır'da ise Kürtçü olduğunu ileri süren Tekin, "Diyarbakır'a gidince aklına Kürtçe öğrenmek gelmiş. Gayet güzel, Kürtçe dili son derece güzel bir dildir öğrenmesini de isteriz, ama mesela zulüm, hırsızlık, kaçak saray, katliam, Uludere... Bunların Kürtçesini nasıl telaffuz edecek, onu çok merak ediyorum. Sayın Davutoğlu'na Kürtçe öğretmek isteyenler önce buradan başlasınlar. Uludere'nin, katliamın, hırsızlığın Kürtçesini Davutoğlu'na öğretsinler" dedi.
- Kamu Yönetiminde Şeffaflık Programı
Davutoğlu tarafından açıklanan "Kamuda Şeffaflık Paketi"ni de eleştiren Tekin, şöyle devam etti:
"Halk dilinde, şeffaf; 'Buradan baktığında öbür tarafı göreceksin' demektir. Mesela biz buradan AKP'ye baksak ne görürüz, kaçak sarayı, 17-25 Aralık'ı görürsünüz, kupon arsayı, yolsuzluğu görürsünüz, damatların, yeğenlerin, çocukların nasıl zengin edildiğini, bir devletin nasıl soyulduğunu görürsünüz. Böyle bir ortamda, buna kim akıl vermişse, sonra dayak yedi tabii ağabeyinden, büyük bir olasılıkla vazgeçti. Dedi ki, 'Şimdi zamanı mıdır, nereden çıkardınız bu şeffaflık yasasını, nereniz şeffaf?' Allah için adam haklı."
Siyasette kirlilik varsa kamuda şeffaflık olamayacağını savunan Tekin, Türkiye'nin temel sorununun siyasetteki kirlilik olduğunu savundu.
Tekin, "Eğer bir yasa çıkaracaksanız, Sayın Davutoğlu bizim size önerimiz, hazır şu anda yasamız. Gelin kapsamlı bir yolsuzluk yasası çıkaralım. Öyle şeffaflık yasası, bürokrat, şu, bu... Yahu kendiniz hırsızsınız, sizin hırsız olduğunuz yerde bürokrat ne yapacak? Bürokrat hırsız olmazsa size uymazsa ne olur, sürgünde" diye konuştu.
-"Helikopterle İstanbul'u gezelim"-
"Bakan çocuklarına 17-25 Aralık'tan dolayı bir kumpas kurulduğu", "iftira atıldığı" gibi söylemlerin doğru olmadığını ifade eden Tekin, "Kendisine haritayı da gönderdim, izin verirse ben Sayın Davutoğlu'na eşlik de ederim, parasını da ben ödeyeceğim, devletin helikopteriyle de değil, özel bir helikopterle İstanbul'un bütün tepesini dolaşacağız, hangi rezidansın, hangi alış veriş merkezinin hangi bakan çocuğuna, hangi damada, hangi milletvekiline ait kendisine tek tek gösteririm" dedi.
Tekin, gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Kılıçdaroğlu'nun partisinin grup toplantısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Somali ziyareti sırasında çocuklara "Ali Baba ve Kırk Haramiler" adlı kitabı hediye ettiğini söylediğini hatırlatan bir basın mensubu, "ancak fotoğrafın montajlanmış olduğunun anlaşıldığını" ifade etti.
Gürsel Tekin, "Siz kırk haramiler değil misiniz? Kitapları dağıtmamış olabilirler ama kusuruma bakmasınlar hepsi kırk haramilerdir" ifadesini kullandı.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Beşir Atalay'ın "CHP'nin paralel yapının sözcüsü olduğu" yönündeki açıklamalarının sorulması üzerine ise Tekin, şunları söyledi:
"Bir iktidar düşünün; 'Kandırıldık, aldatıldık'... Bu durumdaysa, bu ülkeyi bu kadar rahatlıkla kandırabilecek bir kadroya nasıl bırakabildiniz? Yarın ne meçhul dış politikada, kimlerle bizi hangi noktaya getirebileceklerini nereden bilebilirsin. İstihbarat örgütü, polis, yargı elinizde, ne istiyorsunuz, elinizde neyiniz varsa çıkarmazsanız namertsiniz. Öyle bir paralellik varsa çıkarın. Bu ülkesinin asıl paraleli, asıl tehlikeli olan da sizsiniz."
- Güler'in istifası
Tekin, İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler'in CHP'den istifasının sorulması üzerine "Yolu açık olsun, gidenin arkasından laf söylenmez" dedi.
Başkanlık sistemi tartışmalarıyla ilgili soru üzerine Gürsel Tekin, "Yasal olmasa da gayriyasal şu anda başkanlık sistemi işliyor. Maşallah sarayda oturan zat-ı muhterem her şeyle uğraşıyor. Şunu herkesin bilmesi lazım, Türkiye'de her şey olur, başkanlık sistemi olmaz. Hele bunların arzu ettiği, t-tipi, talan tipine kimse izin vermez" diye konuştu.
Milletvekilliği seçimleri için aday belirleme yönteminin netleşip netleşmediğinin sorulması üzerine Tekin, "AKP ne kadar ön seçim yapacaksa biz 10 katını yapacağız" yanıtını verdi.