Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının yurtlarda ve çocuk yuvalarında kalan çocukların aile ortamını yaşamaları amacıyla başlattığı koruyucu aile uygulamasında Kayseri, dördüncü sırada bulunuyor.
Uygulamada Türkiye sıralamasında İstanbul, İzmir ve Ankara'nın ardından 4. gelen kent, nüfusa oranla koruyucu ailede ise birinci sırada.
Kayseri Valisi Orhan Düzgün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, koruyucu aile uygulaması sayesinde çocukların aile ortamında sevgi ve şefkat içinde büyüdüklerini söyledi.
Aile ortamının en iyi yurt bakımından daha iyi olduğunu vurgulayan Düzgün, bu nedenle koruyucu aile hizmeti uygulamasını çok önemsediklerini dile getirdi.
Bazı illerde koruyucu aile bulunamadığına dikkati çeken Düzgün, şunları kaydetti:
"Kayseri'de 157 ailemizde, 169 çocuğumuz bu uygulamadan faydalanıyor. Türkiye sıralamasına bakıldığında İstanbul, İzmir ve Ankara'nın ardından 4'ncü sıradayız ama nüfusa oranla Türkiye'de birinci sıradayız. Kayseri, yardımseverlik bakımından Türkiye'de önde gelen vilayetler arasında. Koruyucu aile hizmetleri bakımından da aynı şekilde Türkiye'ye örnek ve öncü bir il olmuştur. Kayseri'de şu an koruyucu aile olmak için 50 aile sırada bekliyor. Koruyucu aile uygulaması kapsamında sadece sağlıklı çocuklarımızın bakımları üstlenilmiyor. Ayrıca 22 engelli çocuğumuz da koruyucu aile yanında hizmet alıyor. Bu alanda Türkiye'de bir sıralama yok ama kentimizin bu alanda da öncü olduğunu biliyoruz."
- "Manevi bir doyuma odaklı olmalı"
Düzgün, koruyucu aile olabilmek için Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünün birtakım vasıflar aradığını, aile bireylerinin tamamının koruyucu aileliği istemelerinin ve zararlı alışkanlıklarının olmamasının bu vasıflardan bazıları olduğunu belirtti.
Aile yanındaki çocukların sürekli olarak il müdürlüğündeki meslek elemanlarınca takip edildiklerini anlatan Düzgün, şöyle konuştu:
"Bir uyumsuzluk görüldüğü takdirde koruyucu ailelik sonlandırılmaktadır. Koruyucu aile hizmetinden faydalanan çocuklarımızın sağlıklı bir şekilde yetişmeleri için fiziksel ve ruhsal gelişimlerinin en iyi şekilde tamamlanarak, vatana, millete faydalı birer birey olabilmeleri için koruyucu ailelerin üstlenmiş olduğu görev gerçekten son derece önemli ve büyük bir fedakarlık gerektiriyor. Koruyucu aile olmak demek çocuklara gönlünü, sıcak yuvasını açabilmek, onların en çok ihtiyaç duyduğu sevgiyi, şefkati, merhameti kendilerine sunabilmek demektir. Bu sebeptendir ki bu görevi üstlenmek maddi bir kazançtan ziyade manevi doyuma odaklı olmalıdır."