Antalya'nın Belek Turizm Bölgesi'ndeki bir otelde düzenlenen Merkez Hakem Kurulu (MHK) Kış Semineri'nin açılış töreninde konuşan Demirören, MHK Başkanı Yusuf Namoğlu ve kurul üyelerinin zorlu görevin üstesinden, birikim ve çalışkanlıklarıyla geleceğine inandığını söyledi.
İkinci devreyle daha da hassas bir döneme gireceklerine işaret eden Demirören, Türk futbolunda önemli değişim projelerini hayata geçirirken futbolda adalet ve eşitliğin yerleşmesi için büyük bir çaba verdiklerini anlattı.
Kendilerinin çabalarına rağmen futbolda adalet ve eşitliğin hakemlerin katkıları olmadan tam anlamıyla gerçekleştirilemeyeceğini vurgulayan Demirören, hakemlerin bir pozisyona karar verirken aynı zamanda futbolun geleceğine dair de bir karar verdiğini kaydetti.
Futbol hakemliğinin sadece sahada karar vermek olmadığını, aynı zamanda eşitlik, adalet ve tarafsızlığın da sembolü olduğuna dikkati çeken Demirören, bu ağır görevi hakkıyla yerine getirmek için hakemlikte en son yenilikleri hayata geçirdiklerini ifade etti.
Demirören, hakem eğitimleri için ciddi miktarda kaynak ayırdıklarını, hakem ücretlerinde de önemli artış yaptıklarını dile getirdi.
- "Her zaman birileri eleştiride bulunacaktır"
Hedeflerinin tam profesyonellik olduğunun altını çizen Demirören, şöyle konuştu:
"Hakemlerden tek beklentimiz saha içinde dik ve kararlı duruşlarını ne pahasına olursa olsun korumaları, kararlarının arkasında cesaretle durmalarıdır. Hakemler ne kadar başarılı olursa olsun her zaman birileri eleştiride bulunacaktır. Hakem hatasının insan hatası olduğunu gözardı edenler olacaktır. Dahası insan hatasını art niyetlilik olarak sunmaya kalkışanlar her zaman olacaktır. Eski bir kulüp yöneticisi değil miydi son dünya kupasında yarı final maçı yöneten hakemimizi şaibeli ilan etmeye kalkan? Cüneyt Çakır önümüzdeki mart ayında da Fransa-Brezilya hazırlık maçını yönetecek. Hakkaniyetten uzak, mesnetsiz yorumlara bundan daha güzel bir cevap verilebilir mi?"
Demirören, Türk hakemlerinin yönetimleriyle son yıllarda bazı yöneticilerin gözüne girmemiş olmalarına rağmen dünyanın gözüne girdiğinden kimsenin şüphesi olmadığını söyledi.
- Ülker'in futboldan desteğini çekeceği iddiaları
Demirören, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Belki bunları konuşmak için en uygun yer burası değil. Sevdiğim, değer verdiğim, aynı zamanda destekçimiz Ülker Grubu Başkanı Murat Ülker'in son açıklamalarına cevap vermek durumundayız. Ülker, 2 Aralık 2014 tarihinde yolladığı mektupta futbol ortamına dair endişelerini paylaşmış ve futbola verdikleri desteği gözden geçirmekte olduğunun sinyalini vermişti. Bu özel mektubu basınla paylaşması etik açıdan doğru olmamıştır. Açıklamalarında belirttiğinin tersine, futbol federasyonu bu mektubu cevapsız bırakmamıştır. Tam tersine, mektubu bana getiren müdürüne o gün Murat beye iletmesi için bir öneri sundum. 'Sıkıntılara ve sorunlara çözüm üretmek için tüm sponsorlarımızı bir araya getiren bir kurul oluşturalım ve Murat bey bu kurula başkanlık etsin' dedim ancak şu ana dek kendilerinden bir dönüş olmadı. Asıl cevapsız kalan çağrı, benim çağrımdır."
Murat Ülker'in Passolig ve yeni yabancı kuralı konularında da yanlış bilgi sahibi olduğunu ifade eden Demirören, "Kendisi röportajında Passolig'e 'fişleme' demiş ama İngiltere'de maça gitmek için neler yapması gerektiğini bir düşünsün. İngiltere'deki uygulamalar Türkiye'de söz konusu olunca 'fişleme' yaftasını yapıştırmak yanlış bir yaklaşımdır. İngiltere, uygulamalara Heysel faciasının üstüne başlamıştır. Bizim de bir facia mı yaşamamız gerekirdi? Bir taraftarın bıçaklanarak hayatını kaybetmesi yeterince büyük bir facia değil midir?" diye konuştu.
"Yeni yabancı kuralını sınırsız yabancı transferi gibi algılamak için kuralı hiç anlamamış olmak gerekir" diyen Demirören, yeni yabancı kuralının yerli oyuncuyu teşvik edeceğini, kulüpleri mali disiplin altına alacağını anlattı.
Murat Ülker ve diğer sponsorlarla dertlerinin ortak olduğuna işaret eden Demirören, Türk futbolunu şiddetten ve kötü tezahürattan temizlemeyi, futbol kültürünü geliştirerek yepyeni, barışçıl bir futbol seyircisi yaratmayı amaçladıklarını belirtti.
Bu nedenle "küfür ve şiddete sıfır tolerans" uygulamasını başlattıklarını dile getiren Demirören, bu sayede küfürden saha ve tribün kapatmalarının geçen sezona göre yüzde 83, saha olaylarının ise yüzde 31 azaldığını kaydetti.
Ülker grubunun Türk futboluna mali açıdan önemli destek verdiğini vurgulayan Demirören, desteği sadece parayla ölçmenin yanlışların en büyüğü olacağını, mali destek kadar birlik ve beraberliğe ihtiyaçlarının olduğunu belirtti.
Demirören, Türk futbolunun asıl ihtiyaç duyduğu desteğin bu şekilde olacağını ifade etti.
Yanlış değerlendirmeler yaparak futboldan desteğini çekmenin hiçbir kuruluşa yakışmayacağına dikkati çeken Demirören, federasyon olarak kendilerinden desteğini esirgemeyen sponsorlarla yollarına devam edeceklerini söyledi.
Bir kulüp yöneticisinin yabancı kuralı ve Fatih Terim ile ilgili basına yansıyan sözlerinin kabul edilemeyeceğini dile getiren Demirören, "TFF'de kararları yönetim kurulu alır. Yöneticinin bunu bilerek konuşması gerekirdi. Üstelik kendisi, bizzat kendi takımının başkanı, CEO'su ve başkan yardımcısıyla yeni kurala tam destek verdiğini de unutmuşa benziyor. Herkes söylediklerine dikkat etmeli" dedi.
Yıllardır federasyonun hakemleri baskı altına aldığı, hakemlerin kararlarını büyük takımlar lehine etkilemeye kalktığı ve şampiyonu belirlemeye çalıştığı gibi söylemler yapıldığına işaret eden Demirerön, "Benim içim çok rahat. Federasyonumuz tamamen şeffaf. Gelin Merkez Hakem Kurulunu atamayla değil, seçimle belirleyelim. Seçimi genel kurulumuz yapsın. Kamuoyu önünde ilgilileri bu öneriyi tartışmaya davet ediyorum" diye konuştu.
- MHK Başkanı Namoğlu
Merkez Hakem Kurulu Başkanı Yusuf Namoğlu ise federasyon bünyesindeki 13 bin kulübün 105 bin müsabaka yaptığını bildirdi.
Namoğlu, bu müsabakalardan yüz akıyla çıkmanın mutluluğu ve gururunu yaşadıklarını kaydetti. Ligin ikinci yarılarının hassasiyetlerin en yoğunlaştığı süreçlerden olduğunu ifade eden Namoğlu, bu gerçeklik içinde futbolun saha içi yönetimini ve adaletini üstlenenlerin taşıdığı sorumluluğun daha da arttığını vurguladı.
Namoğlu, UEFA Hakem Konvansiyonuna katılım ile başlayan ve planlanan projelerle yoğunlaşan eğitimin sürekliliği sonucunda Türk hakemliğinin Avrupa ve dünyada kendisini kabul ettirdiğini anlattı.
Dünya Kupası'nda yarı final yöneten Cüneyt Çakır'ın yükselttiği çıtanın daha büyük hedeflerin teminatı anlamına geleceğini belirten Namoğlu, uluslararası kupalarda final yönetmenin Türk hakemleri için hayal olmaktan çıktığını söyledi.
Çalışmalarında istem dışı hataların olabileceğini dile getiren Namoğlu, bu noktada futbolun tüm paydaşlarının olduğu gibi basının da uyarıları ve önerilerine ihtiyaç duyduklarını kaydetti.
- Kulüpler Birliği Vakıf Başkanı Gümüşdağ
Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı Göksel Gümüşdağ da Türk futbolunun marka değerini artırabilmek için çaba gösterdiklerini söyledi.
Türk futbolunun marka değerine futbolun tüm paydaşlarının katkı koyması gerektiğine işaret eden Gümüşdağ, şöyle konuştu:
"Sponsorlarla ilgili Yıldırım beyin açıklamalarını söylüyorum. Aynı mektup bana da geldi. TFF ve kulüpler birliği önemli çalışmalar yapıyor. Biz vakıf olarak Passolig ve e-bilet sisteminin doğru bir uygulama olduğunu düşünüyoruz. Sistemin hayata geçmesi, adaptasyonu için süreç gerekiyor. Her geçen gün futbol sahalarına gelmesini istediğimiz taraftar grubu futbol sahasına çekiliyor."