Bozkır, düşünce platformu "Fikir Sofrası"nın Avusturya'nın başkenti Viyana'da düzenlediği 12. toplantıya "onur konuğu" olarak katıldı. Toplantı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakan Bozkır, "Fikir Sofrası" toplantılarına Türkiye'nin ihtiyacı olduğunu ve bunun çok sık aralıklarla yapılması gerektiğini söyledi.
Avrupa'dan Türkiye'ye bakıldığında son yıllarda "imaj zedelenmesinin" ortaya çıktığını ve bunun Türkiye'nin hak etmediği bazı kararlar ve anlayışlara neden olduğunu ifade eden Bozkır, "Bu tür algılar konuşarak, tenkitleri dinleyerek, cevap vererek ve gerçekten olgularla algıları birleştirerek çözümlenebilir. O yüzden bugünkü toplantıyı çok önemsiyorum. Çok iyi sonuçlarla ayrılıyoruz" dedi.
Bozkır, Avusturya ile Türkiye arasında 12 milyar dolara varan ticaret ve yatırım ilişkisi bulunduğunu hatırlatarak, "Avusturya'da maalesef Türkiye hakkında bazı yanlış algı sahibi insanlar var. Bu kadar dost iki ülke arasında yanlış algı olmasını kabul etmek mümkün değil. Bunun süratle düzeltilmesi lazım. Bugün önemli bir adım attık" diye konuştu.
- "Basın hürriyeti olmadığını söylemek haksızlık" -
Bozkır, Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye'ye yönelik basın özgürlüğünü eleştiren karar tasarısını onaylamasına ilişkin bir soru üzerine, Avrupa Parlamentosu'nun çok sayıda karar aldığını, bu kararlardaki unsurların Türkiye ile ilgili "bilgi eksikliği ve yanlış algı yaratılması çabalarından" kaynaklandığını, Türkiye'nin hak etmediği bir karar olduğunu söyledi. Bozkır, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye bakımından hak etmediğimizi bu kararı, Avrupalı parlamenterlerle daha sık bir araya gelerek anlatacağız. Türkiye'de 7 bin 500 basın kuruluşu var, 280 televizyon var, 5 milyon gazete sirkülasyonu var. Böyle bir ülkede basın hürriyeti olmadığını söylemek haksızlıktır. Bütün gazetelerde en geniş şekilde düşünceler ifade edilmektedir. Hükümet karşıtı olan çok sayıda gazete vardır. Her gün bütün tenkitler dile getirilmektedir. Basın hürriyeti olmadığını söylemek haksızlıktır. Bunun giderilmesi için elimizden gelen çabayı sarf edeceğiz."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "başkanlık sistemi" hakkında yaptığı açıklamaları değerlendirmesi istenen Bozkır, Cumhurbaşkanı'nın anayasadan kaynaklanan yetkileri bulunduğunu ve bunu pazartesi günü yapılacak Bakanlar Kurulu toplantısında kullanacağını söyledi. 1980 askeri darbesinin ürünü olan anayasanın Türkiye'ye yakışmadığını vurgulayan Bozkır, başbakanlık sisteminin yeni anayasanın konusu olduğunu ve seçimlerde anayasayı değiştirecek çoğunluğa ulaşmaları halinde halkın onaylayacağı yeni bir anayasa yapmayı hedeflediklerini söyledi.
- TTIP anlaşması -
Bozkır, ABD ile AB arasında sürdürülen Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması'na (TTIP) Türkiye'nin dahil edilip edilmeyeceğine ilişkin bir soru üzerine, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üye olmadan Gümrük Birliği'ne üye olmuş tek ülke olduğunu ve birçok ülkenin buna cesaret edemediğini söyledi.
Türkiye'nin Gümrük Birliği'ne girerek çok cesur bir adım attığını vurgulayan Bozkır, Avrupa'nın ticari devleriyle gümrük bariyerleri olmaksızın karşı karşıya gelmenin kolay bir iş olmadığını belirtti.
Bozkır, Gümrük Birliği'ni daha da geliştirmek ve 300 milyar dolarlık ticaret hacminden bahsetmek istediklerini ifade etti. Bozkır, "Ancak burada bir sorun var. Maalesef, Gümrük Birliği ortaya çıkarken bir maddenin olmamasından kaynaklanan bazı sıkıntılar yaşıyoruz. O da Gümrük Birliği'ne üye Türkiye'nin üçüncü ülkelerle anlaşma imzaladığında kapılarını gümrüksüz olarak bu ülke mallarına açmak zorunda kalıyor olmasıdır" ifadesini kullandı.
- TTIP için "sihirli cümle" -
ABD ile AB arasında yürütülmekte olan TTIP anlaşmasının mevcut haliyle Türkiye'ye önemli kayıplar getireceğini aktaran Bozkır, şöyle konuştu:
"Türkiye, ABD'nin ürünlerine gümrüksüz olarak piyasalarını açmak durumda olacak. Bunu Türkiye'nin üstlenmesi çok zordur. Milli gelirin 0,3'üne tekabül eden bir zarar ortaya çıkacak. Onun için diyoruz ki anlaşmadan memnunuz ama TTIP anlaşmasında Türkiye'nin yer verilmemesi durumunda bundan bir zarar doğacak, bunu uygulayamamak durumunda kalabiliriz. Belki ABD'nin bundan sağladığı imkanları biz ABD ile bir anlaşma imzalayıncaya kadar dondurmak zorunda kalabiliriz. Belki de Gümrük Birliği'ni bu anlaşma bu şekilde değiştirilinceye kadar uygulayamayabiliz. Onun için çok basit bir formül var. TTIP anlaşmasına 'Bu anlaşma Gümrük Birliği'ne üye ülkelere uygulanır' diye basit bir cümle koymaları bizim için yeterli. Bütün bu sorunu çözecek sihirli cümle bu."
Gümrük Birliğini dondurmak arzusunda olmadıklarını ifade eden Bozkır, her iki tarafın sıkıntıyı aşmasını istediklerini ve olumlu sinyaller aldığını aktardı.
- "Müslümanlar Avrupa'nın parçasıdır" -
Avrupa'da artan terör ve ırkçılığa da değinen Bozkır, Türkiye'nin terörden en fazla zarar görmüş ülkelerden olmasına rağmen demokratikleşme adımlarını genişlettiğini söyledi.
Avrupa'da son dönemde ekonomik sıkıntılar ve işsizlikten kaynaklanan geçici bazı radikal görüşlerin ağırlık kazandığına dikkati çeken Bozkır, şu ifadeleri kullandı:
"Bunların süratle önlenmesi lazım. Aspirin tedavisiyle önlemeyen bir hastalık antibiyotik tedavisine geçer. Ancak antibiyotik tedavisinin seviyesinde önlem alınmazsa kemoterapi tedavisi gerekir. Avrupa'nın şu anda buna bu şekilde yaklaşması lazım. Irkçılık olsun radikal görüş olsun, bunlara izin vermememiz lazım. Müslümanlar Avrupa'nın bir parçasıdır. Burada yaşıyorlar, her türlü güvencenin sağlanması lazım. Bunlara ırkçı görüşlerin zarar vermemesini sağlamak bu ülkelerin sorumluluğundadır. Bunu körükleyecek yeni yasalar koymak tehlikelidir. Avusturya'nın başından benzer tecrübeler geçmiştir. Bunun tekerrür etmemesini gerçekten arzu ediyoruz."
Bakan Bozkır, Viyana'da ayrıca, Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden sorumlu AB Komisyonu üyesi Johannes Hahn ile resmi olmayan bir görüşme yaptı. Basına kapalı görüşme ile ilgili bir açıklama yapılmadı.
- Fikir Sofrası Platformu Başkanı Arslan -
"Fikir Sofrası" toplantısının açılışında konuşan Fikir Sofrası Platformu Başkanı Ahmet Arslan ise Türkiye'nin AB sürecini Viyana'daki dostlarıyla ele almak istediklerini, AB sürecini yakından takip edenlerin fikirlerini doğrudan yüksek sesle söylemesine fırsat verdiklerini dile getirdi. Arslan, platformu birlik, beraberlik ve kardeşlik için kurduklarını belirterek, bu düşüncelerin de Avrupa'da karşılığını bulmasını temenni etti.
Ortak hedeflerinin Türkiye'nin dünyada hak ettiği yeri alması olduğunu ifade eden Arslan, Türkiye'nin Avrupa için önemli bir pazar olduğunu ve bu nedenle kaybedilmek istenmeyeceğine dikkati çekti.
Arslan, "Siyaseten Avrupa Birliği'ne alınmayan Türkiye, ekonomisiyle AB sürecinde önemli mesafeler katetmiştir. İş dünyasının talebi AB üyesi ülkelere vizesiz girebilmek ve daha fazla ticaret yapabilmektir. Ekonomik ilişkilerin artması kimi Avrupalı dostlarımız istemese de tam üyeliği sağlayacaktır" diye konuştu.
İş ve finans dünyası temsilcileri, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşları başkanlarının katıldığı toplantı basına kapalı yapıldı.