Akış'ın avukatı Muammer Cemaloğlu'un açtığı davanın dilekçesinde, Kılıçdaroğlu'nun 6 Ocak'ta partisinin TBMM'deki grup toplantısında yaptığı konuşmada Akış'ın ismini de zikrederek şahsiyet haklarına saldırdığı ve ağır hakaretlerde bulunduğu kaydedildi.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının "siyasi bir içerik ve siyasi bir eleştiri dışında olduğu" belirtilen dilekçede, şu görüşlere yer verildi:
"Davalının konuşması, müvekkilime ve birlikte görev yaptığı TBMM (9/8) Esas Numaralı Meclis Soruşturması Komisyonu Üyelerine hakaret etmeye, onları aşağılamaya, toplum nezdinde küçük düşürmeye yöneliktir. Davalı bu konuşmasında, 'sert ve incitici siyasi eleştiri yapıyor' düşüncesinin arkasına sığınmak suretiyle, açıkça hakarete varan sözler ve değerlendirmelerde bulunmuştur. Davalının konuşmasının bütünü ve özellikle yukarıya alınan özet bölümü incelendiğinde, topluma örnek olması gereken siyasetçinin ve siyasi üslubun beklenin aksine bozulduğu, konuşmanın ağır hakaretlere varan ifadeler içerdiği görülecektir."
Dava konusu konuşmada, kamu yararı bulunmadığı anlatılan dilekçede, Kılıçdaroğlu'nun Akış'ı eleştirirken, "kamu yararının gereğini göz önüne almadığı, haksız ve hukuka aykırı ifadelerden başka ifadelerle eleştiri yapması mümkün iken eleştiri sınırlarını aşarak" Akış'ın kişilik haklarına saldırıda bulunduğuna yer verildi.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Akış'ın ismini de zikretmek suretiyle "kişilik haklarına saldırı kastıyla fevkalade ağır hakaretlerde bulunduğu" savunulan dilekçede, bu nedenlerle 20 bin lira manevi tazminat talep edildi.