Ensar Vakfı Ankara Şubesinin düzenlediği "Ensar Buluşmaları"nın bu haftaki konuğu, Gençlik ve Spor Bakanı Kılıç oldu.
Bakan Kılıç, yaptığı konuşmada, yakın geçmişe kadar ülkenin geleceği olarak görülen gençlere yeterince yardımcı olunmadığını söyledi.
AK Parti'nin iktidara geldiği 2002'den sonra durumun değiştiğini belirten Kılıç, "Geçmişte gençlerimizle ilgili 'her şeyimiz, yarınlarımız, olmazsa olmazımız' gibi sözler sarf edildi ancak bunlar hep söylemde kaldı. Geçmişte ülkemizin sosyal yapısını ve gençliği dizayn etmeye çalışanların aksine mümkün olduğu kadar ufku açık, farklılıkları bir araya getirebilen, düşüncelerini ortaya koyabilen gençlerimizi yetiştirmek için çalıştık" diye konuştu.
Kılıç, gençlere her zaman büyük sorumluluk düştüğünü dile getirerek, "Bugünden kendimizi yetiştirdiğimiz ölçüde başarılı olabiliriz. Gençlerimiz için geleceğimiz kavramını kullanıyorum ama gelecek içindeki duruşlarını bugün elde edecekleri donanımlar belirleyecek. Gençler de bugünden sorumluluk altında. Geçmişteki gibi birbirine tahammül edemeyen fikirler içinde olmamamız gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu.
Yakın dönemin gençlere iyi anlatılması gerektiğinin altını çizen Kılıç, şöyle devam etti:
"Vatandaşlarımızın kıyafet ve dış görünümleriyle uğraşıldı. Bunların sonucunda 50 yıldan fazla süre ülkemize kaybettirildi. Bir dönem 'Türkiye, İran oluyor, irtica hortladı' gibi birtakım uydurma sözler ortaya atıldı. 28 Şubat, bin yıl sürecek bir darbe olarak adlandırıldı. Türkiye maddi olarak 200 milyar liranın üzerinde bir kayıp yaşadı. İnsanların duygu dünyasında çok ağır yaralar açıldı. Bunların hesabını nasıl verecekler, düşünsünler. Sonra yıllar geçti, 2007'de e-muhtıra süreci yaşandı. Bunun ülkemize zararı da aşağı yukarı 2 milyar lira oldu."
Kılıç, başörtüsü ile ilgili sıkıntıların ortadan kalkmasının ardından herhangi bir olumsuzluk yaşanmadığına dikkati çekerek, "Kılık kıyafet değişikliğiyle Türkiye'de ayrımcılığın yapılamayacağını ortaya koyduk. Yasak kalkarsa 'kaos çıkar' deniliyordu. Aksine çok daha huzurlu bir ortam mevcut" ifadesini kullandı.
Türkiye Cumhuriyeti'nde ilk kez bir cumhurbaşkanının halk tarafından seçildiğine işaret eden Kılıç, şunları kaydetti:
"Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan için belediye başkanlığından uzaklaştırıldığında, 'muhtar bile olamaz' manşetleri atılmıştı. Erdoğan, daha sonra milletin iradesi ve inançları doğrultusunda ilerleyerek, cumhurbaşkanı oldu. Demek ki bu işler manşetle olmuyormuş. Seçim sürecinde Cumhurbaşkanımız ve AK Parti için oyunlar oynandı. Hatta Cumhurbaşkanımızın Malezya'ya kaçacağı söylendi.
Gizli toplantılarla, farklı yerlerde siyasete ayar verme çabası içinde olursanız ülkenize hizmet etmezsiniz. İstihbarat teşkilatına zarar vermeye çalışırsanız ülkenize hizmet etmezsiniz. Başka ülkeler lehine çalışmanın tanımı casusluktur. Yolumuza milletimizle beraber devam edeceğiz."
- "Olağanüstü tek şey genel kurulun ismi"-
Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından yaşanan süreci anlatan Kılıç, "Bu sürede olağanüstü tek şey AK Parti 1. Olağanüstü Kongresi'nin ismi oldu. Olağan kongre olmadığı için adının olağanüstü olması gerekiyordu. Onun dışında sosyal hayatta, ekonomide olağanüstü hiçbir şey olmadı. Bu durum, Türkiye'nin nereden nereye geldiğini çok açık gösteriyor" dedi.
Bakan Kılıç, ülkede hiçbir zaman gözyaşı istemediklerini vurgulayarak, şunları ifade etti:
"Vatandaşlarımızın birbirlerine karşı husumet beslemelerini istemiyoruz. Bu hedefimiz doğrultusunda kararlı bir şekilde yürümeye devam edeceğiz. Milletimiz de bizimle beraber yürümeye devam edecektir. 2015 seçimlerine giden süreçte AK Parti olarak başarılı olacağımıza inanıyoruz. Ülkemiz içinde farklılıkların rahatça yaşandığı ortamdayız. Bazı sıkıntılarımız var ama el birliğiyle bunları da aşacağız."
-"Osmanlıca eğitimi veriyoruz"-
Gençlik merkezleri hakkında katılımcılara bilgi veren Kılıç, "Çok yoğun faaliyetler içindeyiz. Ülke gündemine gelen konular orada da söz konusu oldu. Gençlik merkezlerinde Osmanlıca konusunda 2 yıldır gönüllü eğitim veriyoruz. Gerçekten çok güzle bir noktada" diye konuştu.
Kılıç, barınma ve kredi noktasında gençlere sunulan imkanlara da değinerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Yurtlarımız 15-20 sene önce fiziki şartlar açısından iyi durumda değildi. Şu an gelinen nokta ise iyi. Kredi ve Yurtlar Kurumunun kapasitesi 400 bine yaklaştı. İktidara geldiğimizde aylık burs ve kredi miktarı 45 liraydı. Şu anda ise 330 lira. 2002-2014 yılları arasında burs ve kredi miktarında yıllık enflasyonu baz alsaydık, geçtiğimiz yıl itibarıyla rakam 125 lira olurdu. 2023 yılına çok daha kuvvetli bir gençlikle gireceğiz."