Yıldırım, İHH tarafından Gaziantep'te düzenlenen "Kudüs ve Etekleri" konulu konferansta, 1950'li yıllara kadar Osmanlıca yazılı evrakların kütüphanelerden çalındığını tespit ettiklerini belirtti. Kütüphanedeki evrakların Avrupa'ya götürüldüğünü ve Yahudilerce kullanıldığını öne süren Yıldırım, şöyle konuştu:
"Bizim kütüphanelerimizdeki evrakları alıp alıp Avrupa'ya götürdüler ve bu evraklar üzerinde çalışamamak neyi getirdi? Tapu Genel Müdürlüğüne gittik, arşivlere girdik. Bunu da resmi makamlar duysun, tedbir almamışlarsa alsınlar. 1950'lere kadar bu Yahudiler bizim arşivlere ellerini kollarını sallaya sallaya giriyorlarmış. Arşivdeki o belgelere bakıyoruz bir de fark ettik ki Mescid-i Aksa'nın etrafında yıkılan bütün bu evler ve binalar tapuları arşivlerden çalınan evler ve binalar. Türkiye arşivine girmişler o zaman bu adamlar, daha İsrail yeni kurulmuş, Mescid-i Aksa'nın etrafındaki önemli gördüğü evlerin tapularını Türkiye'deki arşivlerden koparmışlar. Biz bunu ilgili tüm makamlara ulaştırdık."
Türkiye'de Osmanlıcanın önemine değinen Yıldırım, Yahudilerin Arapça ve Osmanlıca bildiği için arşivlere girebildiğini ve Müslümanların kutsalı Mescid-i Aksa'nın etrafındaki evleri yıktığını ifade etti.
Çözüm sürecinin baltalanmak istendiğini dile getiren Yıldırım, Ortadoğu'daki ve dünyadaki oyunu Kürt ve Türk ittifakının bozabileceğini söyledi.
Yıldırım, İsrail'in Yahudi medeniyeti olmadığını, dünyadaki birçok Yahudi'nin de İsrail'den kurtulmak istediğini savundu.
- "Mavi Marmara siyonizmi deşifre ediyor"
Mavi Marmara'nın bütün mazlumların limanlarına ulaştığını, kalplerde özgürlük ateşi yaktığını ifade eden Yıldırım, şöyle devam etti:
"Mavi Marmara şu anda dünyadaki siyonizmi deşifre ediyor. Türkiye'de kim siyonistlerle beraber, kim İsrail ile işbirliği yaptı deşifre etti. Mavi Marmara'ya karşı olanların bugün kökleri nerede anladık mı anlamadık mı? Hep birlikte bunu gördük mü görmedik mi? Gördük... Ne yaptılar? İHH'nın tırlarına saldırdılar. Ne yaptılar? Kilis'teki büromuza baskın yaptılar. Şimdi başka bir şey daha deşifre ediyoruz. Allah'ın izniyle Türkiye'nin bürokrasisi içerisinde, siyaseti içerisinde, diplomasisi içerisinde var olan diğer İsrail yanlılarını da deşifre ediyoruz. Başka paralelleri de deşifre ediyoruz. Biliyoruz ki Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden itibaren sadece bir yer değil, onlarca yer emparyalizmle ve İsrail ile birlikte çalışıyor. İnşallah bunların hepsi bitecek."
İsrail'in Mavi Marmara davasından çok korktuğunu ve davadan vazgeçilmesini talep ettiğini aktaran Yıldırım, şunları kaydetti:
"Bu davalar ortaya çıktığı zaman ne olacak? Dünya siyonizm sisteminin askeri ve istihbarat kanadı deşifre olacak ve çökecek. Bize diyorlar ki 'özür dileriz, tazminat da öderiz bir şartla bu davadan vazgeçin'. Biz bu davayı kazandığımız zaman Mavi Marmara gemisine saldıran askerlerin isim listesi ortaya çıkacak. O zaman hepsini mahkeme önüne getireceğiz. Dünya bir bakacak ki Kanadalı bir Yahudi gelmiş, gemideki Kanadalı bir vatandaşa saldırmış. İngiliz bir Yahudi gelmiş İngilize saldırmış, bir bakılacak ki Türkiye'de tanınan bir ailenin evladı Mavi Marmara'ya saldırmış ya da Filistin'e saldırmış. O zaman tüm devletler bu gidişata dur diyecek. Bütün o kolları tek tek deşifre ederek keseceğiz Allah'ın izniyle."
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Kudüs'e yönelik açıklamalarını değerlendiren Yıldırım, "Allah'ın izniyle Filistin'de işgal ettiğin toprakların hepsini alacağız. Bir tek ferdiniz kalmayacak" dedi.
Yıldırım, konuşması sırasında katılımcılara, sosyal medya üzerinden "Türkiye'de İsrail askeri istemiyoruz" şeklinde kampanya başlatılmasını önerdi.
Programda, İHH Gaziantep Şube Başkanı Mehmet Emin Arslan, Gazze'ye insani yardım götüren Mavi Marmara gemisine İsrail askerlerince yapılan saldırıda şehit olan Çetin Topçuoğlu'nun eşi Çiğdem Topçuoğlu ve Mavi Marmara'da yer alan Mehmet Şerif Niziplioğlu da konuşma yaptı. Suriyeli çocuklardan oluşan koro ilahiler söyledi. Programda, Suriye'deki iç savaşı anlatan tablolar satıldı.
Program sonunda, sanatçı Ömer Karaoğlu konser verdi.