Abant İzzet Baysal Üniversitesi Kitap Topluluğu tarafından düzenlenen "Ordadoğu'da Çatışmalar ve Türkiye'de Kamu Düzeni" konulu panele katılan Yüksekdağ, panel sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, "Heyet İmralı'ya daha sık gidecek. Bunun çözüm süreci açısından nasıl okunması gerekiyor?" yönündeki sorusuna Yüksekdağ, bunun, çözüm süreci bakımından daha dinamik bir aşamaya geçildiğinin işareti olduğu yanıtını verdi.
Yüksekdağ, İmralı'ya daha sık gidiş gelişler olmasının çözüm sürecine olumlu etki edeceğine değinerek, "Karşılıklı adımların atılması şeklinde daha senkronize, daha uyumlu, daha dinamik sürece girildiğini söyleyebiliriz" diye konuştu.
Çözüm sürecinin hızlanmasına yönelik uzun süreden bu yana beklentilerinin olduğuna dikkati çeken Yüksekdağ, "Bu beklentinin yaşama geçmesi açısından umut verici bir gelişme olduğunu düşünüyorum. Sonuçları zaten belli dönemlerde, belli aralıklarda kamuoyu ile paylaşılacak ama daha hızlı, daha dinamik, daha yoğun ve derinlikli bir aşamaya geçildiğini varsayabiliriz" ifadelerini kullandı.
Gazetecilerin, "Bu süreçte Öcalan daha aktif rol alacak diyebilir miyiz?" sorusunu ise Yüksekdağ, sürecin, 2 yıldan bu yana Abdullah Öcalan ile yürütüldüğünü, müzakere safhasına geçildiğinde de Öcalan'ın rolünün daha belirleyici olacağını savundu.
Yüksekdağ, "Son günlerde, 'devlet, Öcalan'ın serbest bırakılması konusunda anlaştı' iddialarını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu da "Bu iddiaların doğruluğu konusunda bir şey söyleyemem. Bizi ilgilendiren müzakerenin sağlıklı bir şekilde başlaması ve yaşama geçirilmesi. Bu dönem içinde müzakerelerin öncelikleriyle ilgilenmek gerekiyor" şeklinde cevapladı.
-IŞİD bahanesiyle izinsiz gösteriler
6-7 Ekim'de, terör örgütü IŞİD'in Kobani'ye (Ayn el Arap) saldırıları bahane edilerek yapılan gösterileri ve yaşanan süreci herkesin çok iyi gördüğünü ifade eden Yüksekdağ, şunları kaydetti:
"Bunun üzerinden fatura partimize çıkartılmaya çalışıldı. Gerçek tablo ve durum asla ve asla bu değildi. İki yıl boyunca siz bir sorunu çürümeye bırakırsanız eğer bunun birtakım komplikasyonlarıyla da, birtakım etkileriyle de karşı karşıya kalma riskini göze alıyorsunuz demektir. Oysaki siyasi iktidarın da hiçbirimizin de çözüm sürecinde risk alma lüksü yoktur. Artık daha garantici davranmak durumundayız. Müzakere süreci boyunca adımların karşılıklı, eş zamanlı atılması, sürecin hızlandırılması ve yoğunlaştırılması konusunda hepimiz üzerimize düşen sorumluluğu iki, üç kat daha fazla yerine getirme çabası içerisinde olmalıyız."
Yüksekdağ, "Öcalan'ın PKK'nın kongresine katılacağı" yönünde yapılan açıklamaların ise bir beklenti olduğunu bildirerek, insanların böyle bir beklenti içinde olmasının normal bir durum olduğunu ancak öncelikle müzakere sürecine odaklanmaları gerektiğini sözlerine ekledi.
