Başbakan Davutoğlu, Sheraton Otelde düzenlenen Türkiye-Irak İş Forumu'nda yaptığı konuşmada, bugün iki ülke arasındaki ilişkiler bakımından tarihi bir gün yaşandığını ifade etti.
Türkiye ve Irak'ın çok derin tarihi ilişkilere sahip, dost ve komşu iki ülke olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Tarihte çok az iki ülkenin halkları bu derece içi içe geçmiştir, bu derece sağlam kültürel bağlarla birbiriyle irtibatlanmıştır" değerlendirmesini yaptı.
Bugün çok güzel görüşmeler yaptıklarını, geçen ay Bağdat'taki görüşmelerin devamı mahiyetindeki bu görüşmelerde bir kez daha iki ülkenin ortak stratejik vizyonunu paylaştıklarını dile getiren Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İki hükümet de eylül ayında kurulmuştu. Birbirimizle karşılıklı olarak Sayın Başbakanla telefonda teyitleşmiştik ve yıl sonuna kadar iki ülke arasındaki ilişkilerin yeni ve daha büyük bir ivmeyle geleceğe hazırlanması yönünde güçlü bir siyasi irade beyanında bulunmuştuk. Bunun bir coğrafi altyapısı var, bir ekonomik altyapısı var. Coğrafi altyapısı itibarıyla bakıldığında, Türkiye ile Irak birbirini tamamlayan coğrafyalardır. Basra'dan İstanbul Boğazı'na kadar olan geniş alanda Türkiye ile Irak neredeyse coğrafi anlamda puzzle'ın (yapboz) iki parçası gibi birbirini tamamlayan özelliklere sahiptir ve birlikte ekonomileri entegre olduğunda herhalde dünyada iki ülke arasında olabilecek en yüksek ortak karı elde edebilir bir potansiyele sahiptir. Bu sebepledir ki biz 2009'da Türkiye olarak komşu ülkelerle yeni bir stratejik işbirliği mekanizması kurma kararı aldığımızda ilk olarak Irak'la Yüksek Düzeyli Statejik İşbirliği Konseyi mekanizmasını kurmuş ve bir günde 48 anlaşma imzalamıştık."
-"Şimdi kaybedilmiş vakitleri süratle telafi etme zamanıdır"-
Başbakan Davutoğlu, o günden bugüne Irak'la ilişkilerin giderek geliştiğini ancak bu anlaşmaların uygulanması ve Stratejik İşbirliği Konseyi'nin ikincisinin gerçekleşebilmesi için bu aylarda tekrar yeni bir hız kazanma ihtiyacının hasıl olduğunu bildirdi.
Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Burada şunu açıklıkla ifade etmek istiyorum: Irak'ın istikrarı Türkiye'nin istikrarıdır. Irak'ın refahı, güvenliği Türkiye'nin refahı ve güvenliğidir. Bunun Irak için de aynen geçerli olduğunu ve Türkiye'nin istikrar ve güvenliğinin kendi istikrar ve güvenlikleri olarak gördüğünü biliyoruz. Şimdi kaybedilmiş vakitleri süratle telafi etme zamanıdır. Coğrafi ve tarihi olarak birbirini tamamlayan bu iki ülke, aslında ekonomik olarak da potansiyelleri itibarıyla birbirlerini tamamlıyor. Türkiye, son 12 yıl içindeki yüksek büyüme performansı ve dünya ekonomisinde sahip olduğu rol ile dünyada 17. büyük ülke ekonomik konumda ve G-20 dönem başkanlığını üstlenmiş durumda. Çok geniş bir altyapı imkanı var, büyük bir endüstriyel sanayi üretim kapasitesi var. Bunun yanında enerjiye çok yoğun bir ihtiyacı var."
Davutoğlu, aynı şekilde Irak'ın bu kez çok uzun yıllar süren acılı tecrübelerden sonra kalkınma hamlesini başlattığını ve mübalağasız Ortadoğu'da ve dünyada belki de insan kaynağıyla doğal kaynaklarını optimum bir şekilde birleştirebilecek kabiliyete sahip nadir ülkelerden biri olduğunu kaydetti.
-"Irak zor yılları geçecek ve çok köklü bir kalkınma reformunun hamlesini başlatacak"-
Bölgede insan kaynaklarıyla doğal kaynakların bir araya geldiği ülkelerin az olduğuna işaret eden Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Irak'ta bu mevcut. Çok zengin doğal kaynakları ve çok iyi eğitilmiş, bütün o savaşlara, acılara, iç gerilimlere rağmen hala takdirle izlenen insan potansiyeli var. O zaman Irak'ın önümüzdeki dönemde, yükselen bir güç haline gelmemesi için hiçbir sebep yok. DEAŞ'ın varlığı, terör tehdidi bunların hepsi zamanla etkisini kaybedecektir ve biz Türkiye olarak Irak'ın önümüzdeki 10 yıl içinde, iç istikrarının sağlanması durumunda dünyanın yükselen bir ekonomik havzası, bölgesi olacağına, yükselen bir gücü olacağına dair inancımız tamdır. Yeter ki iç istikrar sağlansın, yeter ki bütün Iraklı tarafların sürecin içinde olduğu bir siyasal yapı kurulsun ki Sayın El-İbadi'nin hükümetinde bugün bu yapı var ve bunun için de geleceğe çok daha iyimser bir perspektifle bakılabiliyor.
Kasım ayında Irak'a yaptığım seyahatte Iraklı siyasi gruplar arasında ne kadar sağlam bir ortak kader bilincinin gelişmiş olduğunu görmekten büyük memnuniyet duymuştum Sayın El-İbadi'nin liderliğinde. Özellikle iş dünyamıza bunu ifade etmek istiyorum: Irak zor yılları geçecek ve inşallah önümüzdeki yıllarda çok köklü bir kalkınma reformunun hamlesini başlatacak. Bu hamle yıllarında Türkiye, Irak'ın yanında olacak. Tecrübesiyle, birikimiyle, şirketlerimizin sahip olduğu imkanlarla Irak'ın kalkınmasına katkıda bulunacağız. Aynı şekilde bu karşılıklı olarak kazan-kazan ilkesi etrafında Türk şirketleri de Irak'ın geniş potansiyelinden istifade edecek."
Türk şirketlerinin müteahhitlik, ticaret ve yatırım konularında çok önemli bir tecrübeye sahip olduğunu belirten Davutoğlu, bu tecrübeye sahip ülke sayısının az olduğunu söyledi. Davutoğlu, "Türkiye, coğrafi olarak Irak'a yakındır, şirketlerimiz her an Irak'a ulaşabilir. THY'nın imkanları, inşallah zamanla daha da gelişecek ve inşallah eğer bu siyasal sorunlar, özellikle istikrar, güvenlik sorunları aşıldığında demiryolu ile de Irak, Bağdat, Basra'dan İstanbul Boğazı'na ve Marmaray üzerinden Avrupa'ya kadar uzandığını düşündüğünüzde bu ulaşım imkanlarıyla Türkiye ve Irak birbirleriyle tamamıyla entegre bir ekonomiye yönelecektir" diye konuştu.
-"Bir an önce vakit kaybetmeden Irak'ın inşaası için Irak'taki çalışmalarınıza geri dönün"-
Irak'ın çok geniş enerji imkanları etrafında ortak neler yapılabileceğinin ele alındığını işaret eden Davutoğlu, tur şirketlerinin Irak'ın her yerinde faal olmasını istediklerini söyledi. Iraklı şirketlerin Türkiye'de aktif çalışmasının arzu ettiklerini ifade eden Davutoğlu, Irak'ın kamu ve özel şirketlerinin Türk ortaklarla 3. ülkelerde yapabileceği güzel çalışmalar olabileceğini vurguladı. Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Özetle şunu vurgulamak isterim: Özellikle iş dünyamıza, Irak'taki sıkıntılar konjonktüreldir. Bu sıkıntılar aşıldığında Irak, çok geniş imkanları ile dünya ekonomisine entegre olacaktır. Bu entegrasyonda Türk şirketleri Irak'a yardımcı olmalıdır. Hepinize de ayrıca teşekkür etmek istiyorum, çok zor şartlarda bile Irak'ı terk etmediniz. Biz de her vesile ile 'Ne olursa olsun, Irak'ı terk etmeyin' diye size telkinde bulunduk. İşte bugünler için bu telkinde bulunuyorduk. Şimdi gördüğünüz gibi iki Başbakan olarak sizinle birlikte bir güçlü siyasi iradeyi vurgulamak için buradayız. Türkiye ve Irak, yan yanadır. Kimse bu iki ülke arasına ihtilaf, geçici birtakım problemler sokamayacaktır. İki Başbakan olarak biz, sizlere tavsiyemiz, telkinimiz ve geleceğe dönük olarak size teklifimiz: bir an önce vakit kaybetmeden Irak'ın inşaası için Irak'taki çalışmalarınıza geri dönün. Irak'la Türkiye arasında köklü ekonomik ilişkiler kurulması için her türlü çabayı sarf edin. Iraklı işadamları ile birlikte Türkiye ve Irak'ta ortak olarak çalışın. Üçüncü ülkelerde de ortak projelere imza atın. Kamu ve devlet yöneticilerinin görevi, sizlerin önünüzü açmak, sizlere ortak mesajla birlikte çalışın motivasyonunu sağlamak. Bunu sağlıyoruz. Bunun yanında çifte vergilendirmenin önlenmesi, yatırımların teşviki gibi anlaşmalarla bir an önce tamamlamaya kararlıyız. Serbest ticaret anlaşmasını ve diğer alt anlaşmaları tamamlayıp sizlerin önünüzü daha da açacağız ama biz sizlerin önünü açtığımızda sizden de beklentimiz, süratle alana girmeniz ve bu zor günler geçtiğinde Irakla, Iraklı kardeşlerimiz ile birlikte yeni bir Irak, yeni bir Türkiye, yeni bir Ortadoğu, barış ve refah içinde bir Ortadoğu inşası için Iraklı dostlarınızla birlikte omuz omuza çalışmanız."
Iraklı işadamlarına da seslenen Davutoğlu, "Türkiye'de ne tür bir çalışma şartı arıyorsanız bunu sağlamak bizim görevimizdir. Herhangi bir talep sözkonusu olduğunda Türk ve Iraklı olduğuna bakmaksızın iş dünyamızın bütün taleplerini karşılamaya da kararlıyız" dedi.
Türkiye-Irak İş Forumu'nda, Orman ve Su işleri Bakanı Veysel Eroğlu ile Irak Su Kaynakları Bakanı Cevat Şuheyli, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Irak Dışişleri Bakanı İbrahim Caferi, ikili anlaşmalara imza attı.
Toplantıya, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın yanı sıra Irak ve Türkiye'nin önde gelen işadamları katıldı.