Star Haber'de soruları yanıtlayan Kılıçdaroğlu, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'ndaki dinleme kayıtlarıyla ilgili soru üzerine, "Bir hükümet yasa dışı dinlemeye kapı aralarsa kendisinin de dinleneceğini bilmeliydi" görüşünü dile getirdi.
AK Parti'nin 12 yıldır Türkiye'yi yönettiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Defalarca, parlamento kürsüsü dahil, yasa dışı dinlemelerin ne kadar sakıncalı olduğunu anlattık. Dönemin dinlemelerden sorumlu diyelim, iletişimden sorumlu bakanı çıkıp TBMM kürsüsünde dedi ki 'Korkacak bir şeyiniz yoksa dinlenmekten neden korkuyorsunuz?' Yasa dışı dinlemelere meşruiyet kazandırdılar. Ne zamana kadar? Kendilerinin dinlendiği ortaya çıkıncaya kadar. Ben de onlara soruyorum, Korkacak bir şeyiniz yoksa neden itiraz ettiniz" diye konuştu.
- "Eğer darbeyse bakanlar niye istifa ediyor?"
Dinlemelerin neredeyse tamamının mahkeme kararıyla olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Ne olarak milletin önüne koydunuz bu tabloyu? Darbe olarak koydunuz. Neyin darbesi? Eğer darbeyse bakanlar niye istifa ediyor? İstifa etmesinler" dedi.
AK Parti'nin 12 yıldır ülkeyi kendisinin yönetmediğini itiraf ettiğini savunan Kılıçdaroğlu, "'Biz yönetmedik. Paralel devlet yönetti' diyor. Yargıçlar kim? Paralel devlet. Üst düzey bürokratlar? Paralel devlet. Bakanlar? Paralel devletin bakanıydı? E siz ne yapıyordunuz?" diye konuştu.
- "Geçmiş olsun dileklerimi ilettim"
Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı'yla irtibata geçip geçmediğinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "Sonrasında geçmiş olsun dedim. Telefon edip geçmiş olsun dileklerimi ilettim" dedi.
"Ergenekon", "Oda TV" gibi soruşturmalarda da haksızın karşısında olduklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kim mazlumsa, kim haksızlığa uğramışsa onu da savunduk. Onun kimliği, inancı, yaşam tarzı bizi ilgilendirmiyor. Biz ona insan olarak bakıyoruz. Hukukun üstünlüğü çerçevesinde o insanın görevini yapmasını istiyoruz. Gazetecilerin tutuklanmaları, göz altına alınmaları. Sabahın köründe kapılarının kırılması veya onların gözaltına alınması, haksız yere aylarca, hatta yıllarca içeride tutulmaları... Yani baktığınız zaman bu tablo bizim kaldıracağımız türden bir tablo değil ve biz bunu eleştiririz. O olayda da eleştirdik."
"Silahlı terör örgütü" iddialarıyla ilgili delillerin ortaya konulması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Delilerini koyduktan, mahkemeye sevk ettikten sonra ve mahkeme de siyasi iktidarın sopası olmamak kaydıyla, yani vicdanıyla karar veren yargıçlar olduğu sürece bizim itiraz edeceğimiz bir şey yok zaten. Bakarız olaya" diye konuştu.
Suç işleyen birini gereksiz yere savunmayacaklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Neye göre savunuruz biz onu? Haksız yere gözaltına alınırsa, haksız yere tutuklanırsa, haksızlığa uğrarsa biz de eleştiririz" dedi.
- Cemaatle ittifak iddiası
CHP milletvekili Birgül Ayman Güler'in "CHP cemaatle ittifak yapıyor" sözleri hatırlatılan Kılıçdaroğlu, "Bilmiyorum neye göre yapılıyor. Ben de merak ediyorum. Olabilir yani. Yaptı açıklamayı. Biz de disiplin kuruluna verdik. Disiplin kuruluna gidecek, herhalde delilleri sunacaktır. Biz de merak ediyoruz. Nasıl irtibata geçmişiz, nasıl ortaklı yapmışız" diye konuştu.
- Şişli Belediyesinde yaşananlar
Şişli Belediyesinde başkan yardımcısı Emir Sarıgül'ün istifasıyla sonuçlanan tartışmayla ilgili soru üzerine de Kılıçdaroğlu, "Şu anda bir sorun yok" dedi.
"Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü'nün CHP'li 29 Belediye Meclis Üyesinin desteğine sahip olmamasını" nasıl yorumladığına ilişkin soruya Kılıçdaroğlu, "Bunların hepsi düzelir" yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu tartışmanın kaynağıyla ilgili soru üzerine "Çıkışına bakmamak lazım. Sonuçlanması bence çok daha önemli. Sonuçlandı" diye konuştu.
Şişli Belediyesinde tarafları dinlediğini belirten Kılıçdaroğlu, "Tabii bu aile için bir tartışma. Televizyon ekranında bunu tartışmak istemem. Sorun büyük ölçüde aşıldı zaten" ifadesini kullandı.
Hayri İnönü'nün tehdit edildiği yönündeki açıklamaları hatırlatılan Kılıçdaroğlu, "Eğer tehdide uğrayan birisi varsa ki bunu açıkladı, herhalde savcılığa gidip şikayetini yapmıştır" dedi.
Kılıçdaroğlu, "Emir Sarıgül'ün istifasını siz mi talep ettiniz?" sorusuna, "Kendi arzusuyla istifa edeceğini ifade etti, önceden bana bilgi verildi" yanıtını verdi.
Başbakan Davutoğlu'nun kendisine yönelik "Önce Şişli'yi hallet" sözlerini de yorumlayan Kılıçdaroğlu, "Bizi eleştireceği tek alan olarak, Şişli Belediyesi olarak mı görüyor bizi? Bu da kendisinin ne kadar küçük düşündüğünü gösteriyor. Şişli'de bir belediye başkanımız var. Halkın oylarıyla seçilmiş bir belediye başkanımız var. Şişli Belediyesi'nin halka dönük yönetiminde herhangi bir sorun yok. Parti içinde var olan sorun da çözüldü" değerlendirmesinde bulundu.
- Partiden ihraçlar
Kılıçdaroğlu, Süheyl Batum'un partiden ihraç edilmesi ve Birgül Ayman Güler ile Hüseyin Aygün'ün disiplin kuruluna sevkedilmeleriyle ilgili soru üzerine, "Kurultayda delegelere söz verdim. Parti içinde kabul edemeyeceğimiz türden açıklamaların yapılmasına izin vermeyeceğimi dile getirdim. Sözün arkasında da durmam gerekirdi. Partiyi rahatsız eden, kafa karışıklığına yol açan söylemlerde kim bulunursa gereğini yapacağız" diye konuştu.
- "Tek tek Gülen ile görüştünüz mü diye sormadım"
Kılıçdaroğlu, Birgül Ayman Güler'in açıklamaları hatırlatılarak, "Seçim öncesinde veya sonrasında Fethullah Gülen ile görüşen milletvekiliniz, parti meclis üyeniz oldu mu?" şeklindeki soruya, "Kalkıp da tek tek milletvekillerine siz Fethullah Gülen'le veya cemaatin bir önemli yetkilisiyle görüştünüz mü diye soru sormadım tabii" yanıtını verdi.
- "Ona ABD karar verecek"
"Gülen iade edilmeli mi sizce?" şeklindeki soru üzerine ise Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Ona biz değil ona ABD karar verecek. Tabii delillere bakılacaktır. O deliller iade edilmesi gerektiriyorsa iade edilsin ama ben belki bu vesileyle Gülen'in geçmiş 12 yılda AKP ile yapılan bütün görüşmeleri ve işbirliğini açıklamasını isterim. Mahkeme olsun veya olmasın. Erdoğan, dönemin Başbakanı şunu söylemişti: 'Ne istediniz de vermedik?' Merak ediyorum. Demek ki 'her istediğiniz verdik ama siz bunu yaptınız' diyor. O zaman neleri istediler ve Erdoğan neleri verdi? Bizim bunu öğrenme hakkımız var. Öyle anlaşılıyor ki Başbakan bunu açıklamayacak, o zaman açıklama Gülen'e düşüyor, onun açıklaması lazım."
- "Aykırı değilseniz ses getiren sanatçı olamazsınız"
Sanatçı Hülya Avşar ile yaşadığı polemik ve Avşar'ın açtığı davalar hatırlatılarak, "Yalakadan sanatçı olmaz dediniz. Bu sözlerin arkasında mısınız?" diye sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "Dava açabilir. O çok önemli değil benim açımdan ama o dosyayı kapatalım" dedi.
Sanatçıların cumhurbaşkanıyla da başka bir kişilerle görüşebileceklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Sarayla ilgili kullandığı ifadeler... Saray, kaçak saray. Adalet Bakanı, sarayın kaçak olduğunu TBMM kürsüsünde söyledi. Bir sanatçı kaçağı savunmamalı. Kaçağı savunduğunuz andan itibaren yasa dışı işlemleri ben savunuyorum anlamına gelir bu. Hele hele göklere çıkarmak gibi bir ifadeyi hiç kullanmamalı. Şu çok önemlidir; Şunu söyledi; AKP'li sanatçı olmaz mı? Elbette olur. Biz illa sanatçının siyasi görüşü olsun ya da olmasın diye. Anamuhalefete sempati duyanlar da var, kızanlar da var. Beni eleştirenler de var bunların hepsine saygı duyarız zaten.
Sanatı ben farklı bir şekilde anlıyorum. Sanatçıyı da farklı anlıyorum. Sanatçı, aykırı insandır. Doğası gereği aykırı insandır. Yani, rüzgara karşı yürüyen insandır. Nazım Hikmet'in mezar taşında Nazım'ın rüzgara karşı yürüdüğü resmedilmiştir. Sanatçı olduğu için. Yoksa bir kişi gider romanını yazar, sinemasını yapar, karikatürünü çizer, makalesini yazar, sanatçıyı ben farklı görüyorum. Aykırılıkların uyumudur aslında sanat. Son tanımı böyledir sanatın. Dolayısıyla siz aykırı değilseniz, aykırılığı seslendirmiyorsanız toplum önünde ses getiren sanatçı olamazsınız. Bu bütün dünyada böyledir."
- "Koltuğumda kalacağım diye bir düşüncem yok"
Genel seçimlerden beklentisi ve başarı kıstası sorulan Kılıçdaroğlu, çok güzel projelerle vatandaşın karşısına çıkacaklarını aktararak, "Başarısız olursanız oyunuz düşerse illa ben koltuğumda kalacağım diye bir düşüncem yok. Biz başarılı olmaya mahkumuz. Başarılı olmak zorundayız" dedi.
(Bitti)