Türkiye'de, özellikle İstanbul'da su ve kuraklık probleminin olup olmadığı yönündeki tartışmalar son günlerde artarak devam ederken, yetkililerden gelen problem olmasa bile tüketime dikkat edilmeli uyarıları, içme suyunda yaşanan kaybı gündeme getirdi.
28-31 Ağustos tarihleri arasında İstanbul'da gerçekleştirilecek olan "Altyapı ve Kazısız Teknolojiler İhtisas Fuarı" kapsamında düzenlenecek "Su Kayıp ve Kaçakları Türkiye Forumu" ayrı bir önem taşıyor. AKATED tarafından düzenlenecek olan forumda, Türkiye'deki kayıp su oranının fazlalığına dikkat çekilip, alınması gereken önlemler konuşularak, ilerleyen süreçte yaşanması muhtemel su sıkıntılarının önüne geçilmesi planlanıyor.
AA muhabirine açıklama yapan Torun, mayıs ayında su kayıp ve kaçaklarıyla ilgili ilk resmi düzenlemenin yapıldığını hatırlatarak, Resmi Gazete'de "Su Kayıp ve Kaçakları Kontrol Yönetmeliği"nin yayımlandığını söyledi.
Suda yaşanan kayıp ve kaçağın birbirinden farklı alanlar olduğunun altını çizen Torun, "Türkiye'de suda yaşanan en önemli problem 'Kayıp'. İstanbul'daki su kaybı, İSKİ'nin 2013 faaliyet raporuna göre yüzde 24. Türkiye ortalaması İstanbul gibi değil, daha yüksek, yüzde 40'lar civarında, bazı şehirlerde bu oranın da üzerine çıkıyor" diye konuştu.
Yasin Torun, İstanbul'da İSKİ'nin kaybı azaltmaya yönelik çok yoğun çalışmalar yaptığını, geçmişte bu oranın çok daha yukarılarda olduğunu dile getirerek, yönetmeliğin avantajlarına değindi.
Su kaybını azaltmaya yönelik çalışmaların bazı belediyeler tarafından maddi ve teknik imkansızlıklar nedeniyle yapılamadığının altını çizen Torun, şunları anlattı:
"Bu yönetmelikle, artık bütün belediyelere ve su idarelerine kayıp kaçak oranlarını kamuoyuna ilan edilmesi ve ilerleyen süreçte bunları azaltıcı çalışmaların yapılmasının zorunlu hale getirilmesi bir avantaj. Kaybın en büyük sebebi, eskiyen malzemeler. Bir borunun teorik ömrü 50 sene ama pratikte bu 50 sene çalışmıyor. Türkiye'de çok fazla hem altyapı hem de üst yapı inşaatları var, başka altyapı yapılırken istemeyerek de olsa zarar verilebiliyor. Dolayısıyla borular ve malzemeler hasar görüyor. Siz yer üzerinden bir şey farketmeseniz de o borularda oluşan kırık ve çatlaklar sebebiyle küçük başlayan bir kayıp zamanla çok büyük kayıplara yol açabiliyor."
Torun, yer üstünden belli olmayan su sızıntılarının tesbit edilmesi için dünyada bazı teknolojiler kullanıldığından da bahsetti. Türkiye'nin bu teknolojileri son 10 yıldır kullanmaya başladığının altını çizen Torun, büyükşehirlerin bu teknolojileri daha yoğun kullandığını söyledi.
Önümüzdeki yılların çok iyi planlanması gerektiğine vurgu yapan Torun, "Ülkemizin mevcut kaynaklarıyla biz 50 sene sorunsuz idare edebileceksek, bu yüzde 40'lık kaybın önlenmesi durumunda bu kaynaklar bize belki 100 sene yetecek. Dolayısıyla çok önemli bir oran" dedi.
Yasin Torun, bu kapsamda yapılacak altyapı yenileme çalışmalarının mali yüküne dikkati çekerek, maliyeti azaltan kazısız teknoloji kullanımıyla ilgili de bilgi verdi.
Şu anda gelişmiş ülkelerin çoğunda bu teknolojinin kullanıldığı bilgisini veren Torun, Avrupa'da ve ABD'de yüzde 50'den fazla bu teknolojinin kullanıldığını Türkiye'nin ise buna yeni yeni adapte olduğunu anlattı.
Bu teknolojinin ekonomik faydasına da değinen Torun, "Kazısız teknolojinin dünyadaki ortalamasına baktığımızda açık kazının yüzde 20'sine maloluyor, yüzde 80 tasarruf söz konusu" dedi.