Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

2010'da dünya Mavi Marmara'yı konuştu

2010 yılında dünyaya damgasını 4 yıldır kuşatma altında olan Gazze vurdu. Ocak, Mayıs ve Aralık aylarında İHH'nın organize ettiği Gazze'ye yardım eylemleri tüm dünyayı etkiledi.

15 Yıl Önce Güncellendi

2011-01-02 12:09:39

2010'da dünya Mavi Marmara'yı konuştu


Haber Merkezi / TİMETURK


Her yılın sonunda olduğu gibi bu yıl da, geride bıraktığımız yıl dünyada ve Türkiye'de neler oldu diye dönüp bakmak istedik.

2010 yılına Gazze ve Mavi Marmara damgasını vurdu. İsrail basını da bu teyid ediyor. Ocak 2010 yılında Gazze'ye doğru yola çıkan 150 araçlık konvoy Mısır'ın saldırısına uğradı. Mayıs 2010'da Gazze'ye insani yardım taşıyan Mavi Marmara gemisi İsrail korsanlarının saldırısına uğradı, 9 kişi şehid oldu. Aralık 2010'da ise Mavi Marmara gemisi çıktığı noktaya yani İstanbul'a döndü. İşte, ay ay 2010'da dünyada yaşananlar:

OCAK OCAK OCAK OCAK OCAK OCAK OCAK OCAK OCAK
 

Ayın Sözü: “Son günlerde Türkiye'de 'Balyoz darbesi'nden bahsediliyor. Darbe ve şer planında BDP'li belediye başkanlarının görevden alınması da bu işin bir ayağıdır, Kürt bölgesinde yıkım planıdır. Bu tutuklamalar darbe planının Doğu'daki ayağıdır. Darbe planı bizim için şu anda harfiyen uygulanıyor. Ha ordu, ha AK Parti, ha CHP, ha MHP yapmış, ne fark eder? AK Parti darbeyi harfiyen Doğu'da uyguluyor.”  Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı  Osman Baydemir.

 

Yeni yıla, daha ilk gününden itibaren iyice karanlık bir giriş yaptık. Manisa'nın Selendi ilçesindeki bir kahvede sigara içme tartışması olarak açıklanmaya çalışılan ırkçı saldırıların haberi gelecekti. Belediye anonslarıyla toparlandıkları iddia edilen bir grup “vatandaş” Roman mahallerini basarak evleri ve arabaları yaktı. Olayların ardından devlet çözüm olarak Romanlar'ı önce Gördes'e oradan da Salihli'ye göç ettirdi. Sorun ve çözüme dair fikir yarılmaları yaşıyorduk. Yılın son günlerinde başlayan dava ise Roman müştekilerin can güvenliği nedeniyle, henüz kararlaştırılmayan başka bir yere nakledilecekti.

 

Ocak ayının ilk günlerinde yeryüzünde ilk köle isyanını başarıya ulaştıran ve o gün bugündür bunun bedelini ödeyen yoksullar yoksulu Haiti'de çok büyük bir deprem oldu, ülke gene yerle bir oldu. Ölen sayısı 300 bin olarak telaffuz edildi, ama hiçbir zaman tam bilinmeyecekti. Aynı anda, ülkenin “kaçırılıp gaspedilmesi” de bir oldu. ABD, ülkenin tüm hava ve deniz limanlarına el koyma, yollarını da “güvence”ye kavuşturma yolunda resmi onayı BM'den aldı. Ama, anlaşmayı imzalayan bir Haitili yoktu ortada... Asıl amaç mı? İnsanın söylemeye dili varmıyordu, ama “kâr”dı galiba. Kısa günün kârı.

 

  

 

2009'a, Demokratik Toplum Partisi'ni kapattıktan sonra seçilmiş belediye başkanlarını kelepçelerle sıraya dizerek veda eden Türkiye'de, olan bitenin adı açılım olduğu için yaşanan kafa karışıklığı, siyasete dair ne varsa ona sirayet ediyordu. Demokrasi, faşizm gibi temel kavramlar, bazısı daha önce hiç görülmemiş binbir yorumuyla, tartışmaların ana konuları haline bu dönemde gelmeye başladılar.

 

Bu puslu atmosfer 2010 yılı boyunca çeşitli vesilelerle dağılsa da, yeniden hakim olmaya devam edecekti. Ayın ilk haberlerinden biri, Batman'da tutuklu yargılanan 15 yaşında bir kız çocuğunun gösteriye katıldığı iddiasıyla sekiz yıl hapse mahkûm edilmesi oldu. Binlerce oyun arkadaşı akranı gibi o da terörle mücadele kanunu mağduru olmuştu.

 

Genelkurmay'a doğru hızla ilerleyen gizli belge sızıntıları 2010 başında, bünyesi gizli belgelere alışmış olanları bile afallatacaktı. Balyoz “Semineri” belgelerinin ortaya dökülmesiyle birlikte, darbe tartışmaları bir kavşak daha dönüyordu. “1923 zindeliği” adı altında “sıfır yılı”na dönülmesini, kısaca zamanı durdurmayı, hatta durdurmakla yetinmeyip, neredeyse bir asır geriye almayı planlayan bir operasyon söz konusuydu. “Balyoz planı” bu ortamda çokça konuşuldu; resmi ağızlarca reddedilmedi; hatta –muğlak ve utangaç bir dille de olsa– kabullenildi…

 

Ocak ayının karanlığına hatırı sayılır bir katkıda bulunan bir diğer “olay” da, Ergenekon savcıları tarafından hazırlanan Poyrazköy adlı iddianameden çıkan eylem planlarıydı. Başbakana, üst düzey komutanlara, patriklere, Ermenilere, Alevilere, yazarlara, gazetecilere, siyasetçilere, milletvekillerine, belediye başkanlarına, alışveriş merkezlerindeki sıradan vatandaşlara silahlı, bombalı saldırı ve suikastler yapılıp böylece yaratılan kaostan darbe çıkarılmasını hedeflediği belirtilen 14 ayrı eylem planı çıktı iddianameden ve şaşırmaya bile fazla fırsat bulamadık…

 

O ana kadar ortaya çıkan belgelerle ilgili sadece itirazlarda bulunup, nerden sızmış araştırması yürüten Genelkurmay Başkanı Silahlı Kuvvetler'in  de bir sabrı olduğunu hatırlatıp, vallahi yalan dese de, artık ok yaydan çıkmıştı.

 

''Balyoz Planı'nda “tutuklanacaklar” listesinde adı geçen gazeteciler İstanbul Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundu. Derken Genelkurmay'ın Kozmik odalarına girilmesiyle bir adım daha atıldı. Genelkurmaya soracak olursanız, aramalar maksatlıydı ve istedikleri zaman durdurmaları mümkündü. Ancak yasadışı bir şey olmadığını kanıtlamak için gizli belgeleri savcılara açmışlardı.

 

Kozmik bilgiler asla açıklanmadığından, kimin haklı olduğunu öğrenemesek de ayın sonuna doğru, Genelkurmay haftalık yapılan basın toplantılarının bundan sonra sadece ihtiyaç duyulduğunda yapılacağını bildirdi. Poyrazköy kazıları, tutuklanan ilk muvazzaf subay, dördüncü dosya derken Ergenekon gündemin ana başlıklarından biri olmaya devam ediyordu.

 

Ocak ayından itibaren, Asker-sivil tartışması olarak adlandırılan Hükümet-Genelkurmay yetki tartışması, yerini Hükümet-Yargı tartışmasına bıraktı. Poyrazköy'deki kazılarda bulunan mühimmata ilişkin iddianame, İstanbul 12'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. Mahkeme, sanıklara atılı eylemlerin Askeri Ceza Yasası'nın dışında kaldığına dikkat çekti. Böylece 5'i tutuklu asker olmak üzere 17 kişiyle ilgili dava açılmış oldu. Derken, Anayasa Mahkemesi, askere sivil yargı yolunu açan düzenlemeyi oybirliğiyle iptal etti. Şansa bakın ki, karar anayasal düzene karşı suç işlediği iddiasıyla sivil mahkemelerde yargılanan askerlerin durumunu doğrudan etkileyecek nitelikteydi. İstanbul'a yılın ilk karı yağsa da, kirlilik örtülecek gibi değildi.

 

Hrant Dink suikastiyle ilgili olarak aynı gelişmelerden bahsetmek bir türlü mümkün olamıyordu. Yıl içinde resmi engellemeye kadar varacak olan siyasi tavır yılın başından rengini belli etti. Ogün Samast'ın İstanbul'a geleceği cinayetten iki gün önce emniyete bildirilmişti. Eski İstihbahat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'in imzasını taşıyan belgenin yanında, görevinden alınan Akyürek'in, mahkeme kararıyla görevine iade edildiğine dair belge duruyordu.

 

4C'ye karşı İşleri için direnen TEKEL işçileri eylemlerine devam ederken, sağlık çalışanlarının reddettiği ''Tam Gün Yasa Tasarısı'' TBMM'de kabul ediliyordu.

 

 

 

 

İsrail'le “one minute” sonrası diplomatik olduğu söylenen itiş-kakışa bir de alçak koltuk krizi eklendi. İsrail'in sağın sağında yer alan Dışişleri Bakanı Lieberman'ın ekibi, Türkiye Büyükelçisi'nin alçak koltukta oturtulması gibi ilginç çıkışlarla bezeli hamlelerle özür mektubu yazmak zorunda kalırken, yılın ortalarında gündemin ana maddesi olacak bir olayın başlangıcına tanık oluyorduk. Gazze'ye temel ihtiyaç maddeleri taşıyan ve aralarında İnsani Yardım Vakfı'nın da bulunduğu 150 araçlık konvoy, Mısır'dan Gazze'ye giriş yaptı. Konvoyun geçisine ilk etapta izin verilmemesi nedeniyle Mısır polisi ve askerleri ile aktivistler arasında çatışmalar yaşandı. Mısır polisi birçok aktivisti yaraladı.

 

Ocak ayında hukuk: Dünyada  4 ayrı yüksek mahkeme kararı alındı:

 

1. ABD Yüksek Mahkemesi, ABD'de şirketlerin seçim sürecine tamamen egemenolabileceğine karar verdi.

 

2. Türkiye'de Anayasa Mahkemesi, askerlerin örgütlü suçlara karışmaları halinde sivil mahkemelerde yargılanmasına ilişkin düzenlemeyi iptal edince askeri mahkemelerin yetki alanı eski genişliğine geri dönmüş oldu.

 

3. Honduras'ta darbe ile devrilen Devlet Başkanı Manuel Zelaya'yı derdest edip sürgüne yollayan darbeci generaller yüksek mahkeme kararıyla aklandı.

 

4. Rusya Yüksek Mahkemesi, Putin-Medvedev iktidarını eleştiren şair ve insan hakları eylemcisi Yulia  Privedyonnaya'nın akıl hastanesine yatırılmasına karar verdi.

Ay sonuna doğru Haiti'de 1 milyon kişi sokaklarda yaşamaya başlarken, salgın hastalık tehdidine karşı önlem alınması gerektiği söyleniyor, 19'uncu yüzyılın sonundan bu yana en sıcak dönemin son 10 yıl olduğu, 2009 yılının da 1880'den bu yana en sıcak ikinci yıl olarak kayda geçtiği bildiriliyordu.

ŞUBAT ŞUBAT ŞUBAT ŞUBAT ŞUBAT ŞUBAT ŞUBAT ŞUBAT ŞUBAT

Ayın Sözü: "Haberi aldığımda, yaşadığım, ailemin ve benim yaşadığımız olaylar gözümün önünde tek tek canlandı. Hepsi üstüme üstüme geldi sanki. Çok yorgun hissettim kendimi. Bir bilim kurgu filminin içine girmiş gibiyim. Hala inanamıyorum. Ve film hiç bitmiyor. 12 yıldır süren bir kabusu yaşıyorum. Ama adalet mücadelemiz sürecek. Ne yazık ki daha sürecek." Sosyolog Pınar Selek

 

Birinci sırada savaş, katliam ve cinayetler… Sonra: fırtınalar, depremler ve seller… Derken, darbeler, darbe girişimleri ve kul yapısı kaos tasarımları... Bu konudaki haberlerden o kadar çoğu sığdırıldı ki “Cüce Şubat”a, insan şaşar kalırdı... Dünyada savaş ve şiddet olayları şöyleydi:

 

Irak'ta, Afganistan'da, Pakistan'da, Çeçenistan'da, İnguşetya'da, Yemen'de, Somali'de, Hindistan'da, Cezayir'de, Dubai'de, Filipinler'de başka yerlerde kadın ve erkek intihar bombacıları, yol kenarı bombaları, insanlı ve insansız araç bombardımanları, suikastler, cinayetler, çatışmalar, gerilla saldırıları, bireysel ve müşterek operasyonlar, yanlışlıklar, dost ateşi sonucu kazara vurmalar vb. sonucunda en az 300 kişi öldüğünü, en az 2 bin kişinin yaralandığını, binlerce kişinin kaçtığını ve kaybolduğunu tespit edebildik.

Yine bu ay Hindistan'a bağlı Andaman adalarında yaşayan ve 2005 tsunami felaketinden de kurtulmayı başaran Emektar Boa adlı kadın yaklaşık 85 yaşında öldü. Onun ölümüyle, Aka-Bo dilini konuşan son kişi de gitmiş, insanlığı 65, hatta 70 bin yıl önceki taş devri atalarına bağlayan o muamma bağlardan biri daha ebediyen kopmuş oldu....

 

Tekel işçilerinin 4c direnişi Şubat ayında kamuoyunun duruma dair ilgisinin de etkisiyle greve dönüştü. Gerçi konfederasyonların “nasıl bir grev” üzerine uzlaşamayıp, duyuramamasıyla birlikte neredeyse katılımsız sona erdi. Türk İş Genel Sekreteri Mustafa Türkel “sebepsiz” istifa ederken, TEKEL direnişi Danıştay'a başvurdu.

 

1 Mayıs'tan 8 ay sonra, Taksim'de kutlama yapan biri Amerikalı, dört kişi hakkında 55'er yıl hapis istemiyle dava açıldı. Engin çeber davasında işkenceden yargılanan 33 polis aklandı. Emniyet'e göre polisler soruşturulmuştu. Öfke kontrolü dersi almalarının fena olmayacağına karar verilen soruşturmada cezaya gerek görülmemişti.

 

Şubat ayında Dink davasının duruşması gerçekleştirildi. Kırk yılda bir gerçekleşen duruşmalardan 12.sinde gizli tanığın dinlenmesi bekleniyorduysa da gizli tanığın evinden alınması unutulmuştu. Olay üzerine Mahkeme heyeti ile Emniyet birbirini suçladı. Sonra, gizli tanığın Ermenice bilen tercüman olmadığı için getirilmediği ortaya çıktı.

 

 

 

İçişleri Bakanlığı soruşturması sonucunda Hrant Dink cinayetinde "ihmal ve sorumlulukları" bulunduğu iddia edilen, aralarında eski İstihbarat Daire Başkanları Sabri Uzun ve İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'in de bulunduğu 19 polis aklandı. Rapora göre tek ihmal cinayetin azmettiricisi olduğu iddiasıyla yargılanmadan önce polis ve JİTEM'e istihbarat sağlayan Erhan Tuncel'e aitti.

 

Hükümetin demokrasiyle yeniçeri adımlarından müteşekkil dansı bu ay, İçişleri Bakanlığı'nın, derin anayasa da denilen EMASYA protokolünün yürürlükten kaldırıldığını açıklamasıyla yeni bir ileri hamle kazandı. Aynı tarihlerde, İnsan Hakları Deneği  Adana Şubesi, kentte bir yıl içinde 3 bin 155 çocuğun  gözaltına alındığını açıkladı. Bu çocuklardan 299'u tutuklanmıştı.

 

Ocak'ta ortaya çıkan “Balyoz” darbe planıyla ilgili eş zamanlı operasyonlar düzenlenmeye,  eski kuvvet komutanları, emekli generaller ve muvazzaf subaylar gözaltına alınmaya başlamıştı. Yıl boyu kah içerde kah dışarıda gördüğümüz eski 1'inci Ordu Komutanı Çetin Doğan da gözaltına alınanlar arasındaydı. Aynı günlerde “örtülü ödenek"soruşturmasında adı geçen emekli orgeneral Şener Eruygur, savcılara “hafıza kaybı" yaşadığına dair bir rapor sundu. Eruygur bu aşamada ifade veremiyordu. Adli Tıp Kurumu, "İrtica ile Mücadele Eylem Planı'ndaki imzanın albay Dursun Çiçek'e ait olduğu sonucuna vardı. İstanbul 12'nci Ağır Ceza Mahkemesi, amirallere suikast girişimi soruşturmasına ilişkin iddianameyi kabul etti. Ergenekon soruşturması kapsamında ilk kez görevdeki bir başsavcı tutuklandı. Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, sorgusunun ardından mahkemece tutuklandı. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, başsavcı Cihaner'in tutuklanmasına neden olan soruşturmayı başlatan Erzurum Özel Yetkili Başsavcısı Osman Şanal dahil dört savcının yetkilerinin alınmasına karar verdi. Yargıtay ve Danıştay da yaptıkları açıklamalarla bu karara destek verdi. Tartışmalar eşliğinde ilkler yaşamaya devam ediyorduk. Yakınlarını siyasi cinayetlerde kaybetmiş 23 ailenin oluşturduğu Toplumsal Bellek Platformu, Meclis'ten  bir Araştırma Komisyonu kurulması talebiyle TBMM'ye gitti.

 

Yıl sonunda hala çerçevesi ve ne olduğu tam anlaşılamamış Devrimci Karargah Operasyonu kapsamında yakalanan 18 kişi hakkında iddianame sonunda hazırlandı. Bir yılı aşkın tutukluluğun ardından 10 kişi tahliye oldu. Kot taşlama işçilerinde görülen ölümcül silikozis hastalığının tedavisine ücret muafiyeti getirildi. Tuzla tersanelerinde çalışan altı işçi, sendikalı oldukları için işten çıkarıldıktan sonra açtıkları davayı kazandı ve işlerine geri göndü. Balıkesir'in Dursunbey ilçesinde bir maden ocağındaki patlamada, 13 madenci öldü.

 

Brezilyada son en yılın en sıcak şubatı yaşanıyor, Amerika'nın doğu kıyılarında şanslı olup mortgage krizinde evini kaybetmemiş olanlar kar fırtınası sebebiyle evlerine kapanıyordu. Türkiye'de, son 10 yılda 240 bin hektardan fazla sulak alanın kuruduğu bildirilirken, Güney Kutbu'nda Lüksemburg büyüklüğünde bir buzdağı, Merts Buzulu'na çarptı ve onu ikiye böldü. Bu olayın, bölgedeki okyanus akımını etkileyip canlılar üzerinde ciddi bir tehdit oluşturacağını belirten BBC, buna rağmen olayın küresel ısınmayla hiç ilgisi olmadığını sevinçle açıklamayı ihmal etmedi...

 

Darwin'in 150 küsur yıl önceki ziyaretinden bu yana “yaşayan evrim müzesi” diye bakılan Galapagos Adaları'nda yaşayan bir kürklü fok kolonisi, bilinen tarihlerinde ilk kez adalarındaki yerlerini bırakıp 1,500 km kuzeye, daha serin sulara yerleşti. BBC, bu haberi önce küresel ısınmaya bağlamışken, sonra bir düzeltme yayınlayıp, ilgili araştırmaların böyle bir sonuca varmak için henüz erken bir safhada olduğunu söyledi.

 

 

 

Afganistan'daki işgal operasyonları sırasında resmi rakamlara göre sadece geçen sene 346 çocuğun öldüğü açıklandı. Ayın sonunda bunlar yerine İran'ın nükleer silah geliştirme ihtimalleri üzerinden yine savaş konuşuluyordu.

MART MART MART MART MART MART MART MART MART

Ayın Sözü: “Bakın benim ülkemde 170 bin Ermeni var; bunların 70 bini benim vatandaşımdır. Ama yüz binini biz ülkemizde şu anda idare ediyoruz. E ne yapacağım ben yarın, gerekirse bu yüz binine 'Hadi siz de memleketinize' diyeceğim; bunu yapacağım. Niye? Benim vatandaşım değil bunlar... Ülkemde de tutmak zorunda değilim." Başbakan Recep Tayyip Erdoğan

 

Uzun sivil ve demokratik anayasa tartışmaları yerini AKP'nin hazırladığı ve detayları konuşulmaya başlayan anayasa değişiklik paketine bu ayda bıraktı. Sıcak tartışma ve keskinleşmelere gebe bu konu Türkiye gündeminden yaz sonuna kadar düşmedi. Toplam 26 maddeden oluşan tasarıyla, 12 Eylül darbesini yapanlara yargı yolu açılıyor ve siyasi partilerin kapatılması görece zorlaştırılıyordu. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ile Anayasa Mahkemesi'nin yapısında değişiklik öngören tasarı, askerlere sivil yargının yolunu açıyordu.

 

1990'lardan beri devam eden sivil taleplerin gerisinde kalan değişikliklerle başlayan tartışmalar, genellikle AKP yandaşlığı ve karşıtlığı ekseninde okunuyordu. Örneğin, memurlara toplu sözleşme hakkı tanınıyor, ancak grev hakkı verilmiyor, seçim barajı, dokunulmazlıklar gibi epeydir konuşulan konular ise paketin dışında kalıyordu.  MHP ve CHP çeşitli gerekçelerle paketi desteklemeyeceğini, BDP paketi önemsediklerini ve “yapıcı muhalefet” yapacaklarını açıkladı.

 

'Kafes Eylem Planı'na ilişkin iddianame kabul edildi. Balyoz operasyonunda tutuklu sayısı 40'a yükseldi. İddianamede, Balyoz darbe planını hazırlayan ekibin gizli notları yayınlanıyor, notlarda 200'den fazla generalin muhtemel bir darbeye yaklaşımları konusunda derece veriliyordu. Listeye göre 16 general darbeye tam destek verirken, 55'i karşı çıkıyor, 24'ünün tavrıysa bilinmiyordu. Bu ayın Ergenekon'da ifadeye gitmeyen üst düzey subayı ise 3'üncü Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk'ti.

 

24 Nisan yaklaşırken Türkiye'nin geleneksel milli dış işleri mevzuları devredeydi. Başbakan Erdoğan, Amerika'nın tutumunu net olarak görmeden, Büyükelçi Namık Tan'ı Washington'a göndermeyeceklerini açıklarken, İspanya'da Katalan özerk yönetimi, ardından da İsveç Parlamentosu 1915 olaylarına ilişkin Ermeni soykırımı iddialarını tanıdı. Ermenistan Başbakanı Sarkisyan, Başbakan Erdoğan'ın, diasporanın baskısının devam etmesi halinde, Türkiye'de kaçak olarak bulunan Ermeniler'i sınırdışı edebilecekleri yönündeki sözlerine tepki gösteredursun, Türkiye'de medyanın gözü ABD'nin bu yıl iddiaları resmen tanıyıp tanımayacağına kilitlenmişti. Her zamanki gibi gerçek “açılım” sokaktan geldi. 1915 olayları 24 Nisan günü binlerce Türkiyeli'nin katılımıyla Taksim Meydanı'nda anıldı.

 

 

 

Türkiye İstatistik Kurumu, 2009 yılı işsizlik rakamını açıkladı. Buna göre işsizlik 2009 yılında bir önceki yıla göre 3 puan artarak yüzde 14 olmuştu. İşsiz sayısı da bir önceki yılın aynı dönemine göre 860 bin kişi artarak, 3 milyon 471 bin kişiye yükselmişti. Krizin kimi teğet geçtiğine dair tartışmalar bu rakamlara rağmen Türkiye'nin gündeminde bile değildi. Bu arada TEKEL işçilerinin durumu gittikçe belirsiz bir hal alıyordu. Erdoğan işçileri tehdit edereken, Danıştay “süre doldu” halinin hukuksuz olduğuna karar veriyor, işçilerin bir kısmı 4c'yi kabul etmek zorunda hissedince TEKEL çadırları da eylemin 78. gününde Ankara'dan sökülüyordu.

 

 

 

Türkiye'de eksen kayması tartışmalarının başlamasına henüz birkaç ay vardı. Ancak NASA Şili'de gerçekleşen 8.8 büyüklüğündeki depremin dünyanın eksenini kaydırdığını açıklıyordu. Deprem dünyanın kendi etrafında dönüş süresini, yani günleri kısaltmıştı.

 

Hükümetin açılımları dur durak bilmiyordu. Hükümet Romanlar'ı da fark etmiş, bir açılım mevzuu daha yakalanmıştı. Aynı Aleviler gibi Romanlar da ayrımcılıktan muzdaripti. Onlara da açılımdan, Yabancıların Türkiye'deki İkamet ve Seyahatleri Kanunu'ndaki "çingene" ifadesi ayrımcılığı çağrıştırdığı gerekçesiyle çıkarılıyordu.

 

Şırnak'ta yapılan gösterilere katıldıkları ve polise taş attıkları iddiasıyla yargılanan 6 çocuk daha, 7'şer yıl hapis cezasına çarptırıldı. Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin Kıbrıs sorununun çözümü konusunda bir anlaşma sağlanması halinde adadan asker çekilebileceğini belirtti. ABD başkanı Obama, 11 Eylül saldırılarından sonra sıkılaştırılan "Vatanseverlik Yasası"nın bazı maddelerinin süresini 1 yıl daha uzattı. Bakan Selma Aliye Kavaf bir gazeteye “eşcinsellik hastalıktır, tedavi edilmelidir,” dedi, gazeteci tedavi biçimlerini ona sormadı, bakan da protestolara rağmen koltuğunda kaldı.

 

Irak'ta ay başında yapılan genel seçimleri eski başbakan İyad Allavi'nin kazandığı açıklandı. Ancak, Irak'ta hükümetsizlik konusunda bir dünya rekoru kırılacağını henüz kimse bilmiyordu o zaman; 2010'a girilirken konu belirsizliğini koruyordu.

 

ABD Başkanı Obama, başkanlığı dönemiyle ilgili vaatlerinden birini yerine getirerek bu ay herkesi şaşırtmayı başardı. Bir yıl süren tartışmaların ardından onaylanan sağlık reformu büyük yetersizliklerine rağmen, yine de yaklaşık 32 milyon ABD vatandaşı sigorta sistemine dahil edildi. Sırbistan Parlamentosu, 1995 yılında Bosna Hersek'in Srebrenitsa kasabasında, 8 bin Boşnak'ın Sırp güçleri tarafından öldürülmesini resmen kınadı. Uluslararası Af Örgütü'nün idam cezaları hakkında raporuna göre, geçen yıl 18 ülkede 714 kişi idam edilmiş, ancak 2009 yılında ilk kez Avrupa'da hiç idam cezası uygulanmamıştı. Buna bile sevindik.


DEVAMI İÇİN TIKLAYIN

NİSAN-MAYIS-HAZİRAN OLAYLARI

TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL OLAYLARI

EKİM-KASIM-ARALIK OLAYLARI




SON VİDEO HABER

İstanbul2da 4 katlı otelde yangın

Haber Ara