Dolar

34,9547

Euro

36,6100

Altın

3.020,33

Bist

10.058,63

2010'da dünya Gazze'yi konuştu

2010 yılında dünyaya damgasını 4 yıldır kuşatma altında olan Gazze vurdu. Ocak, Mayıs ve Aralık aylarında İHH'nın organize ettiği Gazze'ye yardım eylemleri tüm dünyayı etkiledi.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-01-02 02:55:35

2010'da dünya Gazze'yi konuştu


TEMMUZ TEMMUZ TEMMUZ TEMMUZ TEMMUZ TEMMUZ TEMMUZ


Ayın Sözü: "Meksika Körfezi'ndeki durum televizyonda gösterdikleri kadar kötü değil. Daha kötü. Çok daha kötü." BP’nin petrol platformu kazasından sonra Körfez'de, kirlenen bölgeler üzerinde hemen her gün uçuş yapan pilot Robbie Butler.
 
 
Temmuz rehaveti, referandum hararetine karışmış başlarken, toplandığı bile kararla öğrenilen Anayasa Mahkemesi, Anayasa değişiklik paketini kısmen iptal etti. Kısmen iptal, Anayasa Mahkemesi'ne ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na üye seçimiyle ilgili fıkraları kapsıyordu. CHP’nin paketin şekil yönünden iptali ile ilgili talebi ise tamamen reddedildi. İptal edilen maddeler hariç, paket 12 Eylül’de referanduma gidecekti. 
 
PKK’nın askeri noktalara saldırısı Temmuz ayında da devam etti. Siirt’te 2 asker 3 korucu, Hakkari ve Van’da 10, Batman’da 1 asker öldü. Silahlar barışın sesini duyulmaz kılıyordu. Savaş uzmanları, severleri, profesyonelleri televizyonları çoktan işgal etmişlerdi. Güneydoğu'daki sivil toplum örgütleri, bir kez daha bölgedeki çatışmaların durması için ortak çağrı yaptı. 400’den fazla sivil toplum örgütünün ortak bildirisinde "parmaklar karşılıklı olarak tetikten çekilmeli"denildi.
 
Yükseltilen milliyetçilik bu ay tekrar ırkçı şiddet olarak kendini gösterdi.Bursa'nın İnegöl ilçesinde, ellerinde bıçak ve sopalarla kahvehaneye giren 3 kişi, 5 kişiyi bıçakla yaraladı. Olaya karışanlardan birinin Kürt olması olayları farklı bir boyuta taşıdı. Karakolun önünde toplanan kalabalık, gözaltındakileri almak üzere karakol bastı. Araçlar, binalar yakıldırken, olaylar zorlukla durduruldu.
 
Hemen aynı günlerdeHatay’ın Dörtyol ilçesinde bir polis aracı taranarak dört polis öldürüldü. Sonra İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne saldırı düzenlendi. İkinci saldırı sonrası olayla hiçbir ilgisi olmadığı sonradan anlaşılacak üç kişinin gözaltına alınmasıyla, kalabalık bir grup emniyet önünde toplanarak zanlıları istedi. Ardından kalabalık bir grup, BDP ilçe binasını ateşe verip Kürtlere ait on işletmeyi tahrip etti. 500 kişilik bir grup, Kürt vatandaşların yaşadığı mahalleye girmeye çalıştı,ancak barikatlarla karşılaştı. Kürtler mahallere kendilerini kapattı. Gerilim birkaç gün sürdü. Dörtyol’a gitmek isteyen BDP milletvekillerine izin verilmedi. Saldırılardan hemen öncesi gasp edilen aracın sahibi MHPli Belediye Meclis Üyesi’nin JİTEM elemanlarıyla dağ yolunda karşılaşmasına bir anlam verilemedi.
 
11 askerin hayatını kaybettiği Gediktepe saldırısında, ihmal iddialarını doğrulayan bir faks ortaya çıktı. Faksa göre saldırıdan iki gün önce, örgütün büyük bir saldırı yapacağını, gün ve saat vererek jandarmaya bildirilmiş, buna rağmen saldırıya karşı hiçbir önlem alınmamıştı.
 
Temmuz’un “iyi” haberi, aynı anda hem PKK’ya, hem de derin devlete ait olduğu kolayca farkedilebilen ağır provokasyon ve cinayetlere rağmen linçler, şiddetli çatışmalar ve ağır kitle ölümleri görülmemiş olmasıydı denebilir. Görünen oydu ki, Kürtlerle Türkler arasında bazı yerlerde savaş lordlarının karşılıklı gayret ve planlarının semere vermesiyle ciddi bir gerginlik tırmanışı olmuş; buna rağmen sıcak savaş çıkmamıştı. Bu, bu şartlar altında iyi haberdi.
 
Ahmet Türk'e yumruklu saldırı gerekçesiyle tutuksuz yargılanan sanık İsmail Çelik 7 bin lira para cezasını ödeyerek ‘şanlı’ hayatına kaldığı yerden devam etti. Profesyonel ordu konusu bu aralar tekrar gündeme geldi. Bu seferki ideal asker prototipi, dağda 5-10 yıl çalışacak uzman erbaşlardı.
 
Militer çözümler tartışıladursun, üç sene öncenin çözümü, reşit olmayan çocukları yetişkin sayan Terörle Mücadele Yasası sonunda değiştirildi. Terörle Mücadele Yasası mağduru çocuklarla ilgili yeni yasanın çıkmasının ardından Mardin'in Midyat ilçesi cezaevinde 2 ile 4 yıl arasında ceza alan 5 çocuk tahliye edildi. Adana'daki cezaevlerinde bulunan çocukların tahliyelerine de başlandı. İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, “Kafes Eylem Planı” soruşturmasında üç muvazzaf askerin tahliyesine karar verdi. Kararın ardından azınlıklara yönelik saldırıları içeren ''Kafes Eylem Planı''yla ilgili tutuklu sanık kalmadı.
 
Gerçekten iyi ilk haberse , BM Genel Kurulu’ndaki tarihî zirveden çıkan karardı. Dünya ülkelerinin çoğunun temsilcileri, bu zirvede insanlık tarihinde ilk kez bir taahhüdün altına imza attılar. Yeryüzünde yaşayan her insanın güvenli, temiz içme suyuna erişmesinin ve iyi sağlık hizmetlerine ulaşma haysiyetinin temel bir hak olduğunu kabul ettiler. Yani, temiz suyun hızla tükendiği bir dünyada özel sektörün kalan su kaynaklarına el koymasının, yeryüzü lanetlileri olan yoksulların da yeni ıstıraplara gark olmasının önünü almaya çalışmaktaydılar.
 
 
 
Ama, bunun bir de aması vardı: 41 ülke suyu temel bir hak olarak görmeyi reddetti ve oylamaya katılmadı. Aralarında Türkiye de vardı. mesela... Bu ülkeler işi “komisyona” havale etmişlerdi; gelecek yıl gelecek raporu bekliyorlardı!
 
Ayın ikinci “sahiden iyi” haberi, “halkın istihbaratı” diye de adlandırılan “WikiLeaks” internet sitesinde yayınlanan on binlerce gizli askerî belgede ABD ve NATO işgalinin gerçekliğinin olanca dehşeti içinde günışığına çıkmasıydı. Vietnam savaşının sona erdirilmesinde önemli rol oynayan Pentagon Belgeleri ifşaatının 35 yıl sonraki bir benzeri... Yayınlanan 92 bin küsur belgede, bilinmeyen, “yeni” olan pek birşey yoktu. Belki de tek “yenilik” şuydu: Yeryüzünde medya’nın “vefat” ilanı hiç böyle gösterişli verilmemişti: En büyük puntolar, morlar, kankırmızılar, kefen beyazları, patlangaçlar, patlamalar, tarrakalar ve sessiz motor homurtularını izleyen canhıraş feryatlarla...
 
 
 
Afganistan'daki yeni komutan orgeneral David Petraeus, görevine başlarken, aynen devam edeceklerini ama sivillerin korunması için çaba sarfedeceklerini söyledi. Hemen ardından, Sangin’deki NATO roket saldırısında çoğunluğu kadın ve çocuk 52 kişi öldü. Hollanda Afganistan’dan çekilme kararı aldı. Irak’ın işgal edildiği dönemde BM silah denetçiliği yapan Hans Blix, İngiltere’deki komisyona ifade verdi ve Amerika ve İngiltere’nin elinde Irak’a saldırmak için yeterli kanıt olmadığını itiraf etti. Öte yandan, Pentagon’un, işgalden sonra Irak'ın imarı ve insani ihtiyaçlar için ayrılan paranın yüzde 96'sının hesabını veremediği bildirildi. Bu arada, Temmuz ayı, işgalin başından beri Amerikan ve “İttifak” ülkeleri açısından Afganistan’da en yüksek ölüm rakamlarına tanık oldu, ama: Obama yönetimine ABD kongresinden 59 milyar dolarlık ek savaş bütçesi hediyesi de geliverdi. Bunları, bir şey yapamadığımızdan unutmak zorunda kaldık.
 
 
 
TBMM’de, Türkiye ile Rusya Arasında Akkuyu'da Nükleer santral kurulmasına ilişkin anlaşmayı onaylayan yasa tasarısı kabul edildi. Misket bombalarının kullanılmasını yasaklayan anlaşma yürürlüğe girdi. Türkiye, sözleşmeyi imzalayan 108 ülke arasında değildi.
 
Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde yakıt tankerinden petrol almaya çalışan en az 100’ü kadın ve çocuk 250 köylü yanarak öldü. Yunanistan'da bu yıl içinde 6’ncı kez genel grev yapıldı. İsveç zorunlu askerliği kaldırdı. İstanbul’u sel götürdü, beklenen-beklenmeyen yağışlar yine şehri felç etti.

AĞUSTOS AĞUSTOS AĞUSTOS AĞUSTOS AĞUSTOS AĞUSTOS AĞUSTOS

Ayın Sözü: "İnegöl, Hatay Dörtyol'daki olayları izledik. Kürtlere baskı uygulayarak boyun eğdireceklerini zannediyorlar. Sayın Başbakan, Kürtleri yok sayanlar, Kürtlere boyun eğdiremez. Kürtlerin can ve mal güvenliği yoksa, Başbakan'ın da, Genelkurmay Başkanı'nın da yoktur. Yanılmayın. Sizin can güvenliğiniz, bizim can güvenliğimizdir. Bizim can güvenliğimiz, sizin can güvenliğinizdir. Türkiye'de bütün halklar birbirine karşı sigortadır. Bunu görmezden gelirseniz, geçmişte yapılanların altında kalırsınız. Bu bir tehdit değil, durum tespitidir." BDP Milletvekili Sırrı Sakık
 
Ağustos Türkiye’yi de sıcak ve gerçekten gerçeküstü bir havada yakaladı. 12 Eylül tarihinde yapılacak Anayasa referandumu tartışmaları bu ay hızla çığrından çıktı; şirazesiz, endazesiz, kontrolsüz ve kıran kırana bir kampanyaya dönüştü. Referanduma ilişkin kampanya bu kaotik sürecin sonunda artık kampanyalıktan da çıktı ve bir tür maça dönüştü. Medyada yalnız kendi “renklerini” gören, “rakip” tarafa ise renk körü olan basın organları ezici çoğunluktaydı.
 
Bu maçlara, siyasilerin belden aşağı da inmekten çekinmeyen meydan-salon-ekran nutuk kapışmalarını, YAŞ krizlerini, HSYK krizlerini, AİHM’de Hrant Dink davasında Türkiye’yi “savunma” krizini, PKK’nın karakol baskınlarına ilişkin İHA (insansız hava aracı) görüntü skandallerini, Simon kodlu kitapları, beklenmedik itirafları, internete düşen seslerden referandum komplolarını ekleyince, ortaya gayet ilginç bir tablo çıkıyordu. Kod adı SKET diyebilirdik belki de buna: Sinir Krizinin Eşiğindeki ülkemiz yani, Türkiye...
 
Referanduma bir ay kala ortalık iyice alevlenmiş, mitingler, propaganda faaliyetleri ve nemrut bir dilin hakim olduğu ihanet suçlamaları her yanı sarmıştı ki KPSS sınavlarında usulsüzlük ve hile yapıldığı ortaya çıktı. CHP önerge verdi, Cumhurbaşkanlığı olayla ilgilendi, ÖSYM olmuş olabilir dedi. Ama olan öğretmenlere oldu, atamaları ertelendi. Sonunda ÖSYM Başkanı istifa edince, olanlar olmamış gibi konu kapandı.
 
Yaz boyu yükselen şiddetin ardından PKK Ağustos ayında eylemsizlik kararı aldı. BDP eşbaşkanı Demirtaş, Kürt sorununda barışçıl, demokratik çözüme bir şans vermek, diyalog ve müzakerenin önünü açmak için devleti, hükümeti ve PKK'yı karşılıklı olarak silahları susturmaya çağırdı. Bu arada “garip” olaylar devam ediyordu. Hatay, Dörtyol’da, dört polisin öldüğü saldırının ardından gerçekleşen ırk temelli saldırıları yönlendirdiği iddiasıyla 11 kişi tutuklandı. Saldırıda kullanılan aracın sahibi MHP’li ilçe belediye başkan yardımcısı iki kez sorgulandı, serbest bırakıldı. Garabeti MHP bile kaldırmakta zorlandığından, partisinden istifa etmek zorunda kaldı. Dağlıca, Çukurca, Gediktepe ve Aktütün’deki PKK saldırılarında ölen askerlerin aileleri, ihmali olanların cezalandırılması istemiyle suç duyurusunda bulundu
 
Zaten gerilmiş olan asker-hükümet ilişkileri Yüksek Askeri Şura zamanının yaklaşmasıyla bambaşka bir hal aldı. “İnternet Andıcı” davası kapsamında ifade verilmeye çağrılan 1. Ordu Komutanının kararnamesi Köşk’e gönderilmedi. “Balyoz” ve “İnternet Andıcı” davalarında sanık durumundaki 11 general ve amirale de terfi kararı çıkmadı. Kara Kuvvetleri EDOK Komutanlığına ise Erzurum’daki Ergenekon soruşturmasının sanıkları arasında yer alan, ama bir türlü ifadesi alınamayan 3. Ordu Komutanı getirildi.
 
Derken, kriz beklenildiği üzere bir süre uzayıp çözüldü. Şura kararları sonrası Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na atanmasına kesin gözüyle bakılan Jandarma Genel Komutanı emekliliğini istedi. Atama krizi sona erdi. Genelkurmay Başkanlığına Kara Kuvvetleri Komutanı Işık Koşaner, Kara Kuvvetleri Komutanı ise Orgeneral Erdal Ceylanoğlu oldu.
 
Hrant Dink’in 301’den mahkum edildiği davada Türkiye Cumhuriyeti, Dink’i ırkçı olmakla suçlayarak savunma yaptı. Hükümet savunmasında, Dink’in yazısıyla "halkı tahrik ettiğini" ve yazısının "nefret söylemi" oluşturduğunu öne sürdü. AİHM’deki savunma tarihin notlarında yerini almıştı.
 
İsrail’in “incelediği” üç yardım gemisi İskenderun Limanına o günlerde ulaştı. Gemilerde bomba uzmanı ekipler inceleme yapıyor, dört savcı durumu izliyordu. İsrail henüz operasyonu savunmaya devam ediyor, Netanyahu, Türkiye'yi çatışma ihtimalini bilindiğini, operasyonun orantılı olduğu söylüyordu.
 
2003 yılında başlayan Irak işgali ardında yüzbinlerce ölü ve milyonlarca yıkılmış hayat bırakarak “resmen” sona erdi. ABD, Irak’tan muharip birliklerini çekiyordu. Ülkede kalacak olan 50 bin Amerikan askeri operasyonlara katılmayacaktı. İşgalin yol açtığı şiddetse hâlâ Irak’taydı. Irak'ın çeşitli kentlerinde art arda meydana gelen kanlı saldırılarda en az 70 kişi öldü, 250 kişi de yaralandı. 
 
  
 
Bulgaristan ekonomik kriz yüzünden asker sayısını azaltma kararı aldı. Türkiye’de gündemin birazı da tek tip askerlik tartışmalarına ayrıldı. Ne sınav sonuçları, ne de askerliğin kaç ay olacağı bilinemiyordu. Bilebildiğimiz ise, Nisan-Mayıs-Haziran aylarında, 53'ü gazeteci toplam 249 kişinin düşüncelerini ifade ettikleri için yargılandığıydı. Geçen yılın aynı döneminde bu sayı 125 ti.
 
Ağustos ayında dünyanın dört bir yanında tüm sıcaklık rekorları kırıldı: Mesela Pakistan’da gölgede 53 derecenin üstünü gördük. Eh, evdeki fırının düğmesini de 53 dereceye getirebilirdik pekâlâ, yemekleri ısıtmak için. Rusya bin yılın en yüksek hararetiyle kavruldu, 15 bin insan sıcaktan öldü, yangınlar çevrede nükleer tehdit yarattı, Sibirya tundralarında 1 milyon kilometrekare donmuş toprağın çözülmesi rekor hıza ulaştı, ülkede tahıl hasatının üçte biri yandı gitti. Rusya’daki sıcak hava dalgası, insan kaynaklı iklim değişikliğine bağlı olduğu bilim dünyasında tartışmasız kabul edilen ilk felaket oldu…
 
 
 
Pakistan’da meydana gelenler ise Kitab-ı Mukaddes’ten alınmış sayfalar gibiydi: Ülkede bir Nuh Tufanı oluştuğunu söylesek abartmış olmazdık: Yer-gök suya kesti, gökyüzünün tüm suları Muson olup bu yoksul insanların başına yağdı; ülkede devasa içdenizler peyda oldu, İndus nehri normal hacminin 40 katına çıkarak taştı, bentlerini çiğneyip aştı. Ülkenin beşte biri sulara gömüldü, 20 milyon insan evsiz barksız kaldı, tufandan etkilenenlerin sayısı 40 milyona ulaştı! Yardım çalışmalarına ayrılan parayla, üç beş füze alınması bile pazarlıkla mümkün olurken, dünya devletlerinin eğilimleri bir kez daha beyhude sohbetlerin konusu oluyordu.
 
 
 
Antalya’da 500 hektar kül oldu. Bu yıl çıkan 956 yangında 1200 hektar yanmıştı.
 
Öte yandan, Kuzey Kutup bölgesinde deniz buzları görülmemiş bir hızla eriyor, devasa buzdağları kopuyor, okyanuslarda mikroskopik canlı nüfusun çökmesiyle, denizlerde beslenme zinciri hızla kopuşa giderken, Latin Amerika’da, Rize’de rekor yağışlar dağ yamaçlarını söküyor, evleri ve insanları çamur deryasında silip süpürüyordu. Afrika’nın yoksul ülkesi Nijer’de ise hem sel, hem kuraklık vardı: Katmerli felaket, nüfusun yüzde 80’ini ve 400 bin çocuğu açlık ve kıtlığa mahkûm etti! Gerisi de öyle gitti zaten: Doğu Avrupa’da, Keşmir’de, Hindistan’da, Çin’de, Kuzey Kore’de, Vietnam’da taşkınlar, heyelanlar, seller sular, yangınlar ve hayatları cehenneme dönen milyonlar vardı.
 
Kısacası, herşey eski bir bilim kurgu filminden çıkmış gibiydi: 7 milyar insan, haşin ve tekinsiz, bilinmedik bir gezegenin üstünde kala kalmıştık ansızın. Küresel ısınma tehdidi yoktu artık. Küresel ısınmanın kendisi gelmişti! Bütün bunlar “olabilir” değildi, olmuştu. Devrilme noktalarına çok yakındık. İklimin kontroldan çıkması birkaç yılın meselesiydi.
 
Ve biz, hararetin tam ortasındaydık. Sıcak başımıza vurmuştu. Önce dehşetli öfkelenmenin ve hemen ardından da sakince harekete geçmenin tam zamanıydı.

EYLÜL EYLÜL EYLÜL EYLÜL EYLÜL EYLÜL EYLÜL EYLÜL EYLÜL

Ayın Sözü: "Yoğun katılımlı olması nedeniyle bu sanat galerileri büyük yerler değil. Normal olarak dışarıya taşma olmuş. Dar sokakların olduğu bir yer burası, yoldaki taşma nedeniyle geliş ve geçişleri engelleme mahiyetinde tartışma olmuş ve olaylar çıkmış olayın özü bu." İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Tophane'de sanat galerinde çıkan olaylarla ilgili kamuoyunu aydınlatıyor.
 
Eylül ayını bir kenara bırakırsak Türkiye’de yılın olayı şüphesiz Anayasa değişikliği referandumu idi. Değişiklikler halk oylamasında kabul edildi. Sandıklardan yüzde 58 ''evet'', yüzde 42 ''hayır'' çıktı. 38 milyon 285 bin 745 seçmen oy kullandı. BDP’nin boykot kararı etkili oldu. Katılım oranı Diyarbakır'da yüzde 35'te, Hakkari'de yüzde 7'de kaldı. Referandumun ertesi günü bırakın evet oyu verenleri, hayır oyu verenler bile 12 Eylül cuntası hakkında suç duyurusunda bulundular. Ancak referandum sırasında kullanılan saldırgan dilin etkileri yıl sonunda dahi devam edecekti.
 
Eskişehir eski Emniyet Müdürü, siyasi şube’den Hanefi Avcı bir kitap yazdı ortalık karıştı. Kitapta anlattıklarından en tutulan, güvenlik teşkilatlarındaki cemaat yapılanmasına ilişkin iddialar mercek altına alındı. ''Devrimci Karargah Örgütü''ne yönelik operasyonlar kapsamında Ankara’da gözaltına alınan Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Savcılıkta ifade vermeyi reddeden ve mahkemede susma hakkını kullanan Avcı “terör örgütüne yardım ve yataklık” suçundan tutuklandı ve Metris cezaevine gönderildi. İddianame yılın sonunda hazırlanmamıştı ama tartışmadan geriye Avcı’nın işkence ve infazlarıyla ilgili çıkan mağdur ve mağdur yakınları kaldı.
 
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, öldürülmeden önce gazeteci Hrant Dink'in ve daha sonra ailesinin yaptığı beş ayrı başvuruyla ilgili ortak davada Türkiye’yi suçlu buldu. Mahkeme oy birliğiyle Türkiye’nin İnsan Hakları Sözleşmesinin yaşam hakkı ve ifade özgürlüğüyle ilgili maddelerini ihlal ettiğine ve etkili soruşturma yapmadığına hükmetti. Karar uyarınca Türkiye Cumhuriyeti devleti, Dink ailesine 133 bin avro tazminat ödedi. Rakel Dink, karar gününün Hrant Dink’in doğum günü olduğunu hatırlattı ve kararı “doğum günü hediyesi” olarak niteledi; tazminatı da eğitim ve bursla ilgili üç kuruma bağışlayacaklardı.
 
İstanbul Tophane’de bazı sanat galerileri hedef alındı. Gözaltına alınan 7 kişi, savcılık sorgularının ardından serbest kaldı. Saldırıların sınıfsal, etnik, akp-chpsel değerlendirmeleri bir hafta sürdü. Başbakanından, dolmuş şöförüne bir hafta konuştuğumuz Tophane’den bir daha haber alınamadı.
 
Van’ın Ahtamar adası tarihi bir güne ev sahipliği yaptı. Ermeni cemaati, 1915’ten beri ilk kez Ahtamar Kilisesi’nde bir ayin gerçekleştirdi. Ayine yaklaşık dört bin kişi katıldı. Akdamarcı medya hâlâ “anılarda” değil, hayatta var oluyordu.
 
 
 
 
Hakkari'nin Geçitli köyü yakınlarında bir minibüsün geçişi sırasında meydana gelen mayın patlamasında dokuz kişi öldü, dört kişi yaralandı. Olay yerinde halk tarafından iki patlayıcı düzeneği bulunduğu ve düzeneğin incelenmek üzere jandarma tarafından alındığı açıklandı. Gerçi jandarmanın çantaları nasıl aldığına dair gelen haberler kafa karıştırmaya yetiyordu. İddialara göre, olay yerinde ele geçen karargâh armalı çantaları teslim etmek istemeyenlerle jandarma arasında uzun bir arbede yaşanmıştı. Olayı provokasyon olarak değerlendiren BDP de, bu olayın aydınlatılması halinde, Ergenekon'un hâlâ canlı olduğunun görüleceğini ifade etti. Olay yine Hükümet-BDP görüşmesinin yapılacağı gün gerçekleşmişti. Olayın ardından hükümet randevuyu iptal etti, görüşme daha sonra gerçekleşti. Kürt sorununda olaylar, kafalar fena halde karışıktı gene.
 
Geçmişte devletin giriştiği hukuk dışı saldırılarla ilgili tartışmalar ve yapılanlara dair belgelere artık iyice alışmıştık. Ayın itirafçısı, eski MGK Genel Sekreteri Sabri Yirmibeşoğlu’ydu. Emekli orgeneral, Kıbrıs’ta halkın mukavemetini artırmak için, düşman yapmış gibi göstererek cami yaktıklarını söyledi. Eski cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın oğlu Ahmet Özal, 1988'de babasına yönelik başarısız suikastın arkasında, dönemin MGK sekreteri Yirmibeşoğlu'nun olduğunu öne sürdü.
 
Manisa'nın Selendi İlçesi'nde, yılbaşı gecesi, bir kahvede Romanlara saldırı ile başlayan ve Romanların topluca sürülmesiyle sonuçlanan olaylarla ilgili olarak 80 sanık hakkında açılan davada sanıklara üç yıldan 150 yıla kadar değişen hapis cezaları istendi. Geçen ayın skandallarından KPSS’deki kopya iddiaları üzerine Savcılık talimatıyla ÖSYM binasına baskın düzenlendi. 10 ilde baskınlar, gözaltılar derken operasyon genişletildi.
 
İsrail ve Filistin yönetimi, yaklaşık iki yıl aradan sonra, doğrudan görüşmelere başladı. ABD’nin teşviki ve medyanın ümit dolu haberleri bile görüşmelerin dostlar alışverişte görsün kabilinden olduğunu gizleyemiyordu. İsrail’in, Batı Şeria'daki yerleşimlerin inşası konusunda 10 aydır uyguladığı moratoryumun sona ermesiyle birlikte, bölgedeki yerleşim inşaatları tekrar başladı. Görüşmeler yeniden askıya alındı.
 
ABD Başkanı, ulusa sesleniş konuşmasında Irak’a özgürlük operasyonunun resmen sona erdiğini ilan etti. Afganistan'da 2010'da öldürülen NATO askeri sayısının en az 500 olduğu açıklandı. Ülkede sivil can kayıpları da hızla artıyordu. BM raporuna göre, Afganistan'da bu yıl sivil kayıplar geçen yıla göre yüzde 31 artmıştı.
 
Meksika Körfezi'nde, Amerikan tarihinin en büyük deniz kirliliğine yol açan BP petrol kuyusu 4 buçuk aylık uğraştan sonra tamamen kapatılabildi. Yapılan çalışmalar, petrol kirliliğinin sanılandan daha büyük boyutlarda olduğunu ortaya koyuyordu. Deniz yüzeyinden yaklaşık 1 buçuk kilometre derinlikteki dip örtüsü, 5 santimlik bir petrol tabakasıyla tamamen kaplanmış durumdaydı.
 
 
 
BM, geçen ay Pakistan’da gerçekleşen selin ardından, 4 milyon afetzedeye hiç yardım ulaşmadığını duyurdu. Çin Vatandaşlık İşleri Bakanlığı, ülkede bu yıl meydana gelen sel ve toprak kaymaları nedeniyle 3185 kişinin hayatını kaybettiğini, 1060 kişinin de kaybolduğunu açıkladı.
 
Fransa’da ırkçı ve ayrımcı dalga ekonomik krizin rüzgârıyla bayrağını devlet katında dalgalandırıyor, ülkesindeki Romanları sınırdışı ediyordu. Yılbaşından beri 8 bin Roman’ı “kovan” Fransa’nın fiiline isim bulmakta zorlanan AB, doğrudan ayrımcılık kelimesini bile telaffuz edemiyordu.
 
 
Ardından Senato, peçe ve burkanın kamuya açık yerlerde yasaklanmasını içeren tasarıyı “kadın özgürlüğü” adına kabul etti. Bu ayrımcı ayak oyunları Avrupa genelinde taraftar toplasa da, ana konu vazgeçilmez olarak, krize karşı geliştirilen politikaların faturasının hep çalışanlara çıkmasıydı. Avrupa'nın sekiz ülkesinde on binlerce işçi, hükümetlerin küresel mali kriz gerekçesiyle uyguladığı kemer sıkma politikalarını protesto etti. Grevler tüm kıtaya hızlı bir şekilde yayılıyordu.




SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara