Dolar

42,6945

Euro

50,1592

Altın

5.898,49

Bist

11.311,31

İmam-ı Gazali'nin Penceresinden: Medya İçerikleri, Toplumsal Ahlak ve Ailenin Sessiz Dönüşümü

2 Saat Önce Güncellendi

2025-12-13 00:00:12

Nuray Canan Songür

Modern dünyanın merkezine yerleşen ekranlar, algılarımızı, değerlerimizi ve aile hayatımızı şekillendiren güçlü kültürel aktörler hâline geldi. Bugün evlerimizin içinde, hatta zihinlerimizin derinliklerinde dolaşan medya içerikleri; İmam-ı Gazali'nin asırlar önce dikkat çektiği “günahın alenileşmesi” uyarısının ne kadar evrensel ve zamansız olduğunu yeniden hatırlatıyor.

Sabah saatlerinde “aile danışmanlığı” iddiasıyla yayınlanan programlar, insanların topluma kötü örneklik teşkil edebilecek ilişkilerini birer seyirlik drama malzemesine dönüştürüyor. Akşam kuşağında ise sadakatsizlik, intikam, nikâhsız birliktelikler veya şiddet; özgürlük, güç ya da “normal” bir yaşam biçimi gibi sunularak genç zihinlerde gerçeklikle bağdaşmayan bir algı evreni oluşturuyor. Günün büyük bölümünde tüketilen bu içerikler, ilişkiler ve aile kavramı etrafında sağlıksız, yüzeysel ve çoğu zaman ahlaki çerçevesi aşınmış bir bakış üretmekte.

Elimizdeki veriler de bu dönüşümü tamamlayıcı bir tablo sunuyor. TÜİK'in son araştırmalarına göre:
• Ortalama ilk evlilik yaşı tarihî olarak en yüksek seviyelerde; kadınlarda 26, erkeklerde 28'in üzerine çıkmış durumda.
• Son 10 yılda evlenen çift sayısı belirgin biçimde azaldı.
• Boşanma oranları artış eğiliminde.
• Türkiye'nin doğurganlık oranı 1,51 seviyesine gerileyerek, nüfusun kendini yenileme eşiği olan 2,1'in çok altına düştü.

Bu rakamlardan tek başına medyayı sorumlu tutamayız elbette; ancak aile kurumundaki çözülmenin, kültürel ve ekonomik dönüşümlerin yanı sıra ekranlarda üretilen “yeni normal”lerle de hızlandığını söyleyebiliriz. Çünkü medya, sadece yansıtan değil, aynı zamanda yönlendiren bir güçtür.

*Gazali'nin Aynasında Toplumsal Sorumluluk

İmam-ı Gazali, toplumun manevi direncini koruyan temel ilkelerden birinin “münkerin yayılmasını engellemek” olduğunu vurgular. Bu anlayışın pratik tezahürü, Hz. Peygamber'in şu uyarısında açıkça görülür:

“Kim bir kötülük görürse onu eliyle düzeltsin; buna gücü yetmezse diliyle; buna da gücü yetmezse kalbiyle buğzetsin. Bu ise imanın en zayıf mertebesidir.”
(Müslim, Îmân 78)

Yine Mâide Sûresi'nin 79. ayetinde şöyle buyrulur:
“Yaptıkları kötülüklerden birbirlerini vazgeçirmeye çalışmıyorlardı. İşte onların yapıp ettikleri ne kötüydü!”

Bu ayetler, toplumun aleni günahlara karşı sessiz kalmasının nasıl kolektif bir çürümeye yol açtığını açık biçimde ifade eder. Bugün ekranlarda reyting adına sergilenen, toplumsal değerlerle çatışan içerikler karşısında millet olarak takınmamız gereken tavır, ıslahı önceleyen bilinçli bir duruş olmalıdır.

Medya Ekosistemi: Sorun Çok Katmanlı, Çözüm de Öyle Olmalı

Modern medya; ekonomik, kültürel ve sosyal güçlerin kesiştiği geniş bir ekosistemdir. Dolayısıyla çözüm de tek başına sansür veya tepkiyle sınırlı olamaz. Daha sürdürülebilir adımlar mümkündür:
• RTÜK şikâyet mekanizmalarının bilinçli ve etkin şekilde kullanılması, içerik üreticileri üzerinde toplumsal baskı oluşturabilir.
• Medya okuryazarlığı eğitimleri, çocukların ve gençlerin pasif tüketiciler değil, bilinçli izleyiciler olmasını sağlar.
• Reklam verenlerin tercihleri toplum baskısıyla yönlendirilebilir; şirketler kamuoyu duyarlılığını dikkate almak zorundadır.
• Aile ve değer odaklı nitelikli yapımların desteklenmesi, sektörde dengeleyici bir rol oynar.
• Aile içi iletişimin güçlendirilmesi, çocukların kontrolsüz ekran maruziyetini azaltır.

Bu adımlar, hem sosyolojik hem de manevi bakımdan toplumu daha sağlam bir zemine taşır.

Aile: Toplumun Sessiz Sığınağı

Bir toplumun manevi direnci, en çok aile kurumunun sağlığıyla ölçülür. Ekranlarda günahın, şiddetin ve sadakatsizliğin normalleştirilmesi; bu sığınağın duvarlarında görünmez çatlaklar açmaktadır. Toplumu ifsat eden içeriklere karşı, izleyicilerden devlet kurumlarına kadar herkesin sorumluluğu vardır.

Bu sorumluluğun adı: bilinçtir, iyiliktir, ıslahtır.
Düşmanlık değil; yapıcı bir duruş, toplumsal bir uyanıştır.

Allah Teâlâ'dan ailelerimizi, çocuklarımızı ve toplumumuzu her türlü fitne ve zararlı etkiden muhafaza etmesini niyaz ederiz.
Âmin.

Nuray Canan Songür \ Timeturk

Tüm Yazıları

SON VİDEO HABER

14 daireli binanın zeminindeki çökme korkuttu

Haber Ara